Röportaj: Murat Günhan

Çok sevgili Murat Günhan, çok teşekkür ediyorum bana bu tatlı söyleşiyi sunma imkanı sağladığın için. Bir zamanlar senin de öğretmenin olma şansına sahip olmaktan mutluyum.  Sene 1997 idi zaman su gibi akıyor sevgili Murat fakat ne mutlu bize ki öğrenci-öğretmen ilişkisini 20 yıla saygıyı, sevgiyi, vefayı, dostluğu sığdırabilmişiz!

Adeviye Vural kimdir? Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Adeviye Vural 15.06.1971’de Almanya’ nın Düsseldorf şehrinde öğretmek,eğitmek,binlerce farklı ruha, kalbe, hayata dokunmak için dünyaya gelmiş her defasında iyi ki öğretmen olmuşum demekten kendini alamayan, öğretirken öğrenen, gelişen, çoğalan, büyüyen, üreten, severken, sevilen, paylaştıkça, çoğalan, her insanın bambaşka bir dünya olduğuna ve her yaş gurubundan farklı deneyimler edineceğine bilen, yaşamın son bulduğu noktaya kadar öğrenmenin devam ettiğine, sevginin içimizde ki sonsuz kaynak olduğuna net inanmış, bunu yaşam felsefesi haline getirmiş bir eğitimcidir. 

Hocam kaç yıldır öğretmenlik yapıyorsunuz?

21 yıldır bu muhteşem mesleği ruhumda hissederek yaşıyorum! Gücümün yettiği ve Alzheimer olmadığım sürece de büyük bir keyifle, eğlenerek bu en gözde hobimi devam ettireceğim.

Hangi üniversiteden mezunsunuz?

19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Samsun. Denize sıfır güzel bir okuldan.

Öğretmenlik zor bir iş bunu nasıl başarıyorsunuz?

Öğretirken öğreniyorum ve öğretirken en iyi şekilde nasıl öğretebilirimi deneyimliyorum. Öğretim tek taraflı değildir! Ben tek başıma öğretmiyorum öğrencilerim bana onlara en iyi şekilde nasıl faydalı olabilirimi, nasıl bilgilerimi daha net aktarabilirimi öğreti- yorlar onlar belki bunun farkında değiller. Her insanın algısı,yeteneği, kavrama, analiz gücü farklı bundan dolayı her bir öğrencinin kişilik özelliklerini yakından tanımaya gayret ediyorum daha faydalı olabilmek için. Amaç salt almanca öğretmek değil. Kişi en iyi nasıl kavrıyor, İşitsel mi, görsel mi, yaşayarak mı, yazarak mı karşında ki öğrenciyi iyi tanımak ve öğrencinin kendisini öğrenme konusunda iyi tanıması şart işin kolaylaşması için!karışıklıklı eğitim. Sadece çok iyi öğretmen olmak,konusunda çok detaylı bilgiye sahip olmak yetmiyor, hitap etmek, aktarabilmek, seviyeye inmek, empati kurmak, sabretmek,emek vermek, yılmamak, cesaretlendirmek, asla yarı yolda bırakmamak, hedefe doğru adımlarla güven içinde ilerlemekçok önemli ve en önemlisi yaptığın işi sevmek ve bu sevgiyi karşı tarafa aktarabilmek, güveni sağlamak,karşılıklı inanmak! Yoksa her işin, mesleğin kendine göre zorlukları var önemli olan onu kolay hale getirebilmek! Ben iyi bir rehber olmalıyım ki yanımda yürüyen güvenle yol alsın! iyi bir takipçi olabilsin! Seninle en büyük noktamız işimizi sevmemiz,iş olarak değil de yaşam tarzı olarak benimsememiz,eğlenerek yapmamız! Başarının sırrı burada yatıyor! Külfet , zor görülen her şey son bulur,çoğalmaz,büyüyemez, ilerleyemez. İşim İnsan benim sevgi şart! Amacım salt almanca öğretmek değil. Bakış açısını değiştirebilmek,tek bir konuda öğretici olmaktan çok başka pencereler açabilmek, bir adım ileriye taşıyabilmek.

Neden Almanca?

Özellikle seçtiğim bir bölüm değildi. Hani Almancı, gurbetci tabiri var ya hah işte bende onlardanım. Üniversite seçiminde nasıl olsa almanca alt yapın var tercih et denilerek, tercih listeme yazdığım bir bölümdü! Benim lise yıllarındaki enbüyük hayalim tiyatrocu olmaktı. Rahmetli babacığım Vural sülalesine oyuncu olmakta neymiş, yakışmaz, adam gibi bir meslek seç demişti. Bunun üzerine seçilmiş bir meslekti. Nereden bilecektim mesleği yaptıkça ruhuma, kişiliğime bu kadar uyan bir iş olacağını. Yıllar geçtikçe dünyaya bir daha gelsem kesinlikle bilinçli bir şekilde öğretmenliği seçerim diyeceğimi, buradan babama bunu ön gördüğü için sonsuz teşekkürler! Ben,samimi bir şekilde zaten sınıfımda sahnedeyim ve oyunumu ezbersiz oynuyorum.

Almanca öğretmek zor değil mi?

İnandığın, sevdiğin emek verdiğin ve bu emeğin başarıya dönüştüğünü hissettiğin, yaşadığın ve sana yolu düşmüş binlerce öğrencinin vefasını, sevgisini yıllar geçse de deneyimlediğin bu duyguları zirvede yaşadığın  an hiçbir şey zor olmuyor zorluk ortadan kendiliğinden kalkıyor. Evet bilgi aktarmak, anlatmak özellikle eğitim seviyesi çok düşük ilk okul terk maalesef eğitim fırsat eşitliğinden yararlanamamış kişilere almanca gibi zor bir dili öğretmek kolay değil! Fakat önemli olan zoru başarmak değil mi:? Kolayı herkes yapar.

Almanca öğrenmek zor mu?

Kişiye göre değişir. Dil bir yetenek, istek, arzu, heves, sevmeişidir! Almanca, artık yabancı dil olmaktan çıkmış İngilizceye oranla zor bir dil kabul edilebilinir fakat Almancadan çok daha zor diller var örnek; Arapca, Çince, Rusca, Fransızca ayrıca Türkçe de kolay bir değil bunu da belirtmek isterim!

Benim hep espri ile öğrencilerime dile getirdiğim bir söz var ‘Ben öğrendiysem Almancayı hepiniz öğrenirsiniz’

Bu nedenle istedikten sonra zor diye bir şey yok! Yeter ki çaba, azim, istikrarlı çalışma olsun! Sadece kişiye göre öğrenme süreci, hızı değişir.

Kişinin herhangi bir dil öğrenmesi için nelere dikkat etmesi gerekiyor?

Öğrenme başlı başına dikkat, istek, emek, süreç isteyen bir kavram bu sadece dil için geçerli değil. Öğrenci dile ilgi duymak, araştırmak, hayata uygulamak, merak etmek durumunda. Dili sadece dil bilgisi kurallarıyla öğrenip yazıda bırakmak, zaman içinde dilin körelip yok olmasına sebep verir. Dil bir bütündür anlama, dinleme, okuma-yazma ve konuşmayla! Yaşayarak, hayatın içine uyarlayarak öğrenme şart! Aktif, canlı, o dilde düşünerek.

Yabancı Dil öğrenmek için sizce yaş önemli mi?

Öğrenmenin yaşı yok derler evet katılıyorum fakat yaş dil öğreniminde büyük etken ne kadar erken o kadar iyi bebeklikten itibaren desem yeridir! Doğduğumuz an itibariyle hepimiz kendi ana dilimizi spontane doğal şartlarda öğreniyoruz değil mi? Daha sonra okullarda eğitimini alarak kurallarını öğreniyoruz. Bu tüm diller için geçerli Beyin ne kadar boş ne kadar taze öğrenme o kadar hızlı, kolay, rahat kalıcı. Büyüdükçe yaşam zorlaşıyor, hayat yoruyor, stres artıyor veileri yaşlarda öğrenme hızı yavaşlıyor fakat asla hiçbir zaman öğrenme bitmez sadece biraz zorlaşır, süreç uzar hepsi bu.

Bir çok yabancı dil eğitim veren kurslar var, kişi nerede eğitim alacağını şaşırıyor. Nasıl güvenilebilinir?

Çok uzun yıllar İstanbul’un bilinen, kökleşmiş ve tercih edilen eğitim kurumlarında çalıştım. Bu konuda olumlu olumsuz yorum yapmak istemiyorum her iki kurumda da farklı, güzel, bana çok büyük katkı sağlamış olan tecrübeler ve nadir bulunan güzel insanlar edindim. Bugün ki Adeviye Hoca olmamı sağladılar! Bazen kötü, olumsuz şartlar, yapılan haksızlıklar insanı çok daha iyi yerlere götürebiliyor! Kapanan kapıya değil de önümde yeni açılacak olan pencerelere, kapılara, ufuklara bakmayı, cesaretle denizlere açılmayı öğretiyor! Sabit, güvenceli yerler bazen insanı kısıtlayıp, neler yaratabileceğini gizleyip, insanın körelmesine sebep olabiliyor! Güvenceyi tabi ki seviyor, istiyoruz doğal yapımızda var fakat olmuyorsa korkmamak gerek! Ben uyguladığın yöntemleri dile getirmek isterim. Güvenirlik, saygınlık, sevgi, samimiyet olmazsa olmazım! Robert Bosch’un bir sözünüyle kendimi daha net ifade bilirim ‘ İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi yeğlerim’ ve hep de bu şekilde davrandım ve bu hep böyle devam edecek! Ben den ders almak isteyenleri, örnek derslerime davet ediyorum! Davet sonrası da kayıt olmam derse devam etmek gibi bir zorunlulukları yok! Adı üstünde davetliler. Bu sayede öğrenci ders akışını, işlenme şeklini, öğretmeni, sınıftaki öğrenci profilini, ortamı net görebiliyor. Kuruma güven duyarsa, öğrenebileceğine birlikte yol alıp hedefine ulaşabileceğini hissettiğini gördüğü an zaten kendi isteğiyle katılıyor derslere! Eğer kişinin eskiye dayalı bir alt yapısı varsa 

Ve zaman içinde unutma oluşmuşsa, öğrenci sınıf içerisinde seviyesini de kendisi daha rahat görebiliyor! Her şey doğal ortamında ilerliyor! Zorlama yok 2 kur alın 1 kur bizden diyerek bağlama yok. Klasik eğitim modeli yok, interaktif, öğrenci merkezli,eğlenirken, kahkaha atarken öğren ve hedefine sıkılmadan ulaş modeli, ben mutlu, öğrenci mutlu daha ne olsun! Bir nevi terapiye gelir gibi Almanca öğrenmek.

Çok fazla Almanca öğreten kurum yok. Sebebi nedir?

İngilizce dünya dili olması nedeniyle yabancı dil olmaktan çıkmış durumda. Almancayı tercih edenlerin hemen hemenhepsi İngilizceye hakim zaten. Almancayı tercih etmelerinin nedeni Almanya da eğitim, erasmus yapmak, alman firmalarında iş imkanı bulabilmek, oraya yerleşip çalışmak yada Evlilik nedeniyle alt düzey almanca sertifika ya ihtiyaç duyulması bundan dolayı hadi hobi olsun almanca öğreneyim, sosyalleşeyim diye bir durum yok! Bu Almancanın yaygın bir şekilde öğrenilmesini kısıtlıyor. Yani çoğunluk mecburiyetten öğrenmek durumunda kalıyor! Almanca konusunda dünya çapında 80 ülkede ve Türkiye’de 4 büyük şehirde faaliyet gösteren Alman devletinin vakfı Goethe Enstitüsü gelmektedir! Sınavları geçerli olan kurum. Devlet okullarında da Almanca eğitimi verilmemekte ve iş hayatında Almanca dilini kullanmayacaksa kişi öğrenmeyede gerek duymuyor bundan sebep bu dilin eğitimi veren az kurum bulunuyor. Talebin azlığından kaynaklı.     

 Almanca dilinin bölgesel telaffuzları var. Siz hangi eğitimi veriyorsunuz?

Her dilde olduğu gibi Almancada da devlet eyaletlere ayrıldığı için farklı diyalektler, telaffuzlar, şiveler bulunuyor. Tüm okullarda Hochdeutsch öğretilmek durumunda. Bizim İstanbul Türkçesi gibi. Bende elbette en iyisini öğretmek durumundayım!

Üniversitelerde Almanca bölümünden mezun olanlar iş bulabiliyor mu?

Maalesef Muratcığım bu soruya üzülerek mezuniyet sonra iş imkânın kısıtlı olduğunu söylemek durumundayım! Devlet okullarında Almanca ders olarak verilmediği için öğretmen olarak atanma şansı yok denecek kadar az! Ancak Alman, Avusturya Liseleri, İstanbul Erkek Lisesi gibi sayılı okullarda, özel okullarda ve Anadolu liselerinde öğretmenlik yapma şansı var mezunların! Yâd a Alman firmalarında Dil yetisi doğrultusunda çalışma imkânı oluyor! 

Bir yabancı dili öğrendikten sonra ikinciyi öğrenmek kolay diyorlar. Bu doğru mu?

Kişiye göre değişir! Örnek ben Almanca öğretmeniyim fakat İngilizcem hala ana seviyede, işin espirisi bu tabi kendi ana dilinin dil yapısını, çatısını iyi bir şekilde bilen farklı dillerin dil kurallarını da daha rahat öğrenebiliyor! Aynı kökenden gelen bir birine yakın dilleri öğrenmek daha kolaylaşıyor. Dilbilgisi kavramlarına hakim öğrenciler örnek, fiil, özne, zamir, edat, sıfat, yüklem, nesne dediğinde kolayca anlıyor, bukavramlara hakim değilse maalesef zorlaşıyor. Dil her zaman için öğrenilen dilin ana yerinde ülkesinde yaşayarak ve okul, dil kurumları ile birlikte çok hızlı, sağlam, güzel her yönüyle, uygulanarak öğrenilir. Farklı bir dili bilmek evet kolaylaştır çok sayıda dili öğrenmeyi.

Vermiş olduğunuz eğitimden biraz bahseder misiniz?

Minik, butik, şirin, samimi, aile evi gibi tatlı, sakin bir atmosferi olan eğitim yeri, Minik sınıflar, iki-üç kişilik kapalı guruplar ve birebir amaca, hedefe yönelik sadece almanca üzerine dersler. Kişilerin ihtiyacı doğrultusunda A1 den C2 kadar farklı seviyelerde eğitimler verilmekte. Büyük zorlukların, kayıplarımın, haksızlıkların ardından pek kıymetli öğrencilerimin, birkaç değerli dostlarımın desteğiyle imce usulü kurmuş olduğum minik kurumum içinde emeği, sabrı, desteği, dostluğu, sevgiyi, vefayı, değeri, maneviyatı, hoş sohbetleri, keyifli kahveleri, tabi ki acıların paylaşımını barındıran enerji, yenilenme yeri.

Hayallerinizin peşinden koşar mısınız?

Tabii hem de ne koşarım. Koş Adeviye koş

İnandığım, kalben isteyipte hissettiğim, Allahımın bana yaşatmayı nasip edeceği şeylerin hayalini kurduğu her güzel şeyin arkasında durdum ve olması için elimden geleni kendime ve başkalarına zarar vermeden,ezipgeçmeden, sabırla, sevgiyle, yoktan var ederek yapmaya gayret ettim ve etmeye devam ediyorum. ‘Hayat hayal ettiğin sürece var ‘ kalben çocuk kalmayı başardığınız sürece umutlu, samimi oluruz ve bu inançla durmak yola devam.

Öğrencileriniz neden sizi tercih ediyor?

Sevgili Murat, dilersen bu soruyu ben değil beni tercih eden öğrencilerim cevaplasın çünkü en doğru şekilde onlar dile getireceklerdirJ

Canlı bağlantı yapalım hemen fikirlerini alalım;)

Ersin Erarslan: Hedeflerinize eğlenceli bir şekilde ulaşmanızı sağlayan melek!

Alper Başarı: İyi bir eğitimci, iyi bir insan

Ömer Yurttaşer: hayat enerjisi, mutluluk kaynağı, gerçek bir eğitmen, öğretmek için her yolu deneyen, tecrübeli, şeker gibi insan, mükemmel biri

Mehmet Ali Yıldırım: Sürekli motivasyon, ilgi, iyi bir temel oluşturma, insanın yeteneğini görebilmesi, işini aşkla yapan, arkadaş, kardeş, abla gibi davranan eğitimci bu nedenle Adeviye Vural

Bengi Gönülşen: Enerjisi yüksek, sempatik

Dilek Tunç: Teşvik edici,destekleyici,akılda kalıcı metotlueğitimci

İpek Köşker: İçten, pozitif

Onur Can Darıcı: Her zaman pozitif

Özgen Özata; Adeviye candır

Birkan Karakaya: Her zaman pozitif, iyi bir eğitimci, teşvik edici, konuyu kavrayana kadar tekrar ediyor

Çiğdem Canpolat: Her enerjik, teşvik edici,kaynak çeşitliliği bol, yarı yolda bırakmaz

Damla Bayrak: Sadece iyi bir eğitimci değil aynı zamanda iyi bir arkadaş

Doğa Korkmaz: Teşvik edici,herkesele birbir ilgi

Oğuz Yalçın: Fedakâr ve empatik

Eser Berk Yılmaz: Çok pozitif, hedefe giden yolu gösteriyor

Dide Gökay: Özverili içten bir insan,hem arkadaş,hem saygı duyduğum bir büyüğüm,bilgisine güvendiğim bir eğitmen

Simge Akyol: Sabırlı, sevecen, bilgili, motive edici, farklışekilde destekleyici metotlar üreten,sınavı korku olmaktan çıkartan 

Canan Harmancı: Almancayı sevdiren, öğrenciyibaşarabileceğine inandıran, parayı değil öğretmeyi hedeflemiş özel bir işletme sahibi olsa da, gerçek bir eğitimci

Çiğdem Tekşen: Dil öğrenmek gibi zor bir süreci öğrenciye kolaylaştıran,eğlendiren,derse değil de arkadaşlarıylabuluşmaya geliyormuş gibi güzel sıcak bir ortam ,dili sevdiren bir hoca

Cansu Çabuk: Güler yüzlü,kahkahalarıyla,disipliniyle ders hacri motivasyonuyla başarı götüren eğitmen

Vildan Vekiloğlu: En iyisi o 

Menekşe Kâhya: Çay içilerek, sevgiyle almanca öğreten tek insan

Ayşegül Aydın: Öğrenme garantali, öğrenene kadar zorluyor

Aycan Bedel: Enerjisi yeter

Soner Karasu: Enerjisi yüksek, bilgisi derin

Gürsel Akdeniz: Samimi

Damla Alkan: Dünya tatlısı

Özgül Pamukçu: Samimi, özverili amaç öğrencinin gerçekten öğrenmesi

İlerdeki hedefleriniz nelerdir?

Güzelliklerle, üretmeye, paylaşmaya, daha çok kalbe, hayata dokunmaya, gelişmeye, daha çok kişiye ulaşmaya devam.

Arkadaş seçimlerinizde nelere dikkat edersiniz?

Bazı insanlarla doğal olarak, olması gerektiği için yollarınız kesişir, alınması gereken dersler karşılıklı alınır, olgunlaşmakiçin çıktığımız hayat yolumuzda bu gereklidir zaten ve bazılarıyla aynı frekanstasınızdır kalp, ruh, bilinç olarak sever, dostluk kurar yola devam edersiniz, bazılarında bu frekansa uymadığı için görevi bittiğinde hayatınızdan gider! Hepimizin yolu açık olsun. Özellikle dikkat ettiğim nitelikler mutlaka var bunlar, Samimiyet, dürüstlük ,inanç, merhamet, sevgi, paylaşım kalp noktasında aynı felsefede olmak onun dışında her insan ayrı bir dünya bir birimizi olduğumuz gibi kabullenebiliyorsak ne mutlu bize. Kişisel çıkarlarımızı bir kenara koyabilmemiz gerekiyor birlikte büyüyebilmek, başarıları paylaşabilmek, güzel enerjileri çoğaltabilmek için! Yalnız başına güzellikleri yaşamanın bir anlamı yok ki.

Aile sizin için ne ifade ediyor?

Aile nasıl güzel bir kavram!; Güven duyduğum,sığındığım,var olduğum,kök salmış ağacım!Tüm çıplaklığımla kendim  olduğum limanım.Güzel bir aile sahip olduğum için Allahıma teşekkürler. 

Sevgili Murat hazır böyle tatlı bir fırsatı bulmuşken bana bu minik, birebir akademik öğretim yerimi kurmamda destekolup, emeği geçen tüm değerli öğrencilerime, dostlarıma teşekkür ediyorum.