Geçtiğimiz aylarda İstanbul’da Beşilktaş’ta ABD’nin önemli dil okullarından Mentora College’ın Türkiye lansmanı vardı. BAU’nun mimarı Başkan Enver Yücel, BAU ABD CEO’su Mentora College Genel Müdürü Ahmet Köse ve BAU International Üniversitesi Washington DC Rektörü Sinem Vatanarttıran beni ve çok değerli kişileri davet etmişti. Salona girmeden dışarıda sohbet ederken Ali Çınar ve Cüneyt Gürkan gözüme çarptı. Kendileriyle yüz yüze hiç tanışma imkanım olmamıştı fakat gerek ABD’deki davetlerden gerekse sosyal medyadan birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Zaten hemen abi nasılsın ile başladı sohbetimiz ve samimiyetle devam etti.

Türk – Amerikan İlişkilerinde en önemli isimlerden brisi Ali Çınar ile geçtiğimiz günlerde ikili ilişkileri değerlendirdiğimiz röportaj yayınlandı. Kendisi şu aralar ikili ilişkilerden dolayı çok yoğun. ABD’de önemli ödül törenlerine imza atan Turk of America’nın ortaklarından Jimmy Cüneyt Gürkan ile danışmanlık firmasından, ödül törenlerine ve Türk Amerikan ikili ilişkilerine kadar bir çok konuda konuştuk.

Hararetli ikili ilişkilerimize özel New York’tan sıcak bir röportaj...


Öncelikle sosyal medyada uzun süredir arkadaşız hep merak ediyorum Jimmy nereden çıktı abi?

Cüneyt bana ailemin, Jimmy benim bana verdiğim bir isim. Aslında New York’ta amatörce oyunculuk yaparken, iş hayatımı ve sahne tecrübelerimi ayırmak için belirlediğim bir sahne ismiydi, daha sonra birçok konuda bana pratik geldiği için kullanmaya devam ettim. Şimdi herkes beni Jimmy Cüneyt olarak biliyor.

Jimmy Cüneyt Abi senin ABD yolculuğun nasıl başladı?

Lise ikide üniversite hazırlığı psikozu ve hayatın üniversite sınavı endeskli tanımlanışının bana göre olmadığına karar verip New York’a gitmek üzerine kurdum geleceğimi, bir de oyuncu olmak, Broadway’i sallamak vardı hayallerimde. Lise sonrası 18 yaşımda cebimde 400 Hollanda guldeni ile başladığım macera, iş hayatı, evlilik, çocuklar derken beni Amerikalı Cüneyt’e dönüştürdü.

Sıcak bir haber ile devam edelim. Kaan Sekban New York’a geliyor ve organizsyonu sen yapıyorsun? Zor değil mi Türleri toplamak, bilet satışları nasıl gidiyor, neler bekliyorsun?

Amerika’da Türk endeksli projler üretmek genel itibarı ile eşyanın tabiatına ters. New York’ta Türkçe tiyatro yapmak, İstanbul’da madagaskar tiyatrosu yapmak gibi diyebiliriz. 300 milyonluk ABD’de sadece 500 bin civarı Türk var ve bu rakam çok büyük bir coğrafyaya dağılmış durumda. Bu sebeplerle devamlı ve kalıcı Türk tiyatrosu bir hayal. Tiyatro, müzik veya sinema gibi dil olarak evrenselleşemediği için belkide bu konuda en zor sanat dalı.

Fakat Kaan Sekban gibi, tek kişilik veya 4-5 oyunculu, küçük prodüksyonlar, Türklerin yoğunlaştığı 5-6 eyalette sadece 1-2 defa sahnelerek gerçekleşebilir. Ticari endişeyle, para kazanmak için yapılabilecek, sürdürülebilir bir iş modeli değil tiyatro. Kamu veya STK’lar proje maliyetlerini üstlenirse olabilir ancak. Biz in212 Productions olarak, Kaan Sekban’ın kendi PR etkisi, projeyi küçük tutmamız, yılların birikimi olan dost ve sponsorlarımızın desteği ile bu projeyi en güzel şekilde gerçekleştirebileceğimizi biliyorduk ve şu anda da bu konuda yanılmadığımızı gördük. İki ay öncesinden salonun dörtte biri doldu ve sponsorlarımız oluştu. 29 Eylül 2018 tarihinde New York ve çevresinden salonu dolduran misafirlerimizle kahkaha dolu bir gece bizi bekliyor. Bu tür projelerin devamlılığı ve tekrarı konusunda ise soru işaretlerimin olduğunu söylemek isterim. Katılım ve sponsorluk desteğinin bizim özel ilişkilerimizle oluşan kısmı ne kadar tekrar eder bilemiyorum.

Türkiye – ABD ilişkileri ile ilgili yorumun nedir?

Türkiye - ABD ilişkileri tarihte hiç olmadığı kadar kötü durumda. Karşılıklı bir güvensizlik ve gereksiz agresiflik hakim. Bunda ABD Başkanı Trump’ın kişisel yapısı en önemli faktör. Biz yaptığımız çalışmalar, sosyal sorumlululuk projeleri ve iki ülke arasında oluşturmaya çalıştırdığımız ticari ve kültürel diplomasi etkinlikleri ile ilişkilerin pozitif etkisini artrtırmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Senin alanın daha çok ikili ekonomik ilişkiler. Yatırımlar nasıl sence?

ABD Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 5-6 üllkeden biri ve çok önemli. Türkiye ABD için ticaret hacmi açısından aynı önemde değil. Bunu görmek, analiz etmek ve ilişki yönetimini bu verilerle yapmak durumundayız. ABD dünyanın birinci en büyük ticaret ülkesi, Türkiye onyedinci sırada ama ikisinin ortaklığından doğan ticari hacim otuzdördüncü sırada. Bu ilişkilerin olması gereken seviyede olmadığının net bir göstergesi. 2011 yılında 19.8 milyar dolar ile zirve yapan karşılıklı ticaret hacmi, 2016 yılında sadece 17.3 milyar dolar seviyesinde kaldı.Son yedi yılda düz bir çizgide, gelişme göstermeyen 17-18 milyar bandında tıkanmış gözüküyor.

Aslında beklediğimiz kadar da Türkiye’deki firmalar ABD’ye yatırım yapmıyor. Sence neden?

Türkiye ABD ile ticart yapma konusunda reel bir istek göstermiyor. ABD’de ticaret yapmak için gerekli ön çalışma, profesyonellik, uzun vadeli düşünememe, Avrupa ve ortadoğu’nun oluşturduğu tembellik, lojistik konusunun hem reel hem zihinsel çekinceleri ticari ilişkilerin gelişmesinde hep birinci viteste kalmamızı sağlıyor.

TOA’dan bahseder misin Cüneyt Abi? Ödül törenleriniz muhteşem..

TOA ABD ile Türkiye arasında ticari danışmanlık ve ticari etkinlik organizasyonları yapan bir firma. Her sene tekrar eden, TOA AWARDS, World Business Summit gibi kendi markalarımız olan etkinlilkerin yanında, Türkiye’den KOSGEB ve Ekonomi Bakanlığı destekleri ile ABD’ye gelen ticari heyetlere danışmanlık yapıyoruz. İşimiz en kısa tabiriyle şirketleri ve insanları bir araya getirmek. Format, katılımcı sayısı, etkinlik şekli değişiyor ama özünde firmaların bir araya gelmesi.

Ali Çınar ve Cemil Özyurt demezsek olmaz...

İki kardeşim diyerek özetleyebilirim. Üçümüz Türkiye’nin bir senteziyiz aslında. Ali milliyetçi, Cemil biraz merkez sağ, ben liberal demokrat bir kişi olarak aslında birbirinden çok farklı sentezdeki ama herbirimiz Türkiye sevdalısı üç arkadaşız. Farklılıklarımızı pozitif bir enerjiye çeviren ve birbirinden öğrenen, birbirini geliştiren bir dostluğa dönüştürmüş durumdayız ve ben kendimi çok şanslı hissediyorum

Ne olacak bu Fener'in hali?

Çoooook güzel olacak. Ali Koç Başkanımız ile artık önümüz açık. Profesyonel, samimi, şeffaf, şehvetli, tecrübeli ve istekli bir başkanımız var. Daha ne isteriz ki...2-3 sene sonra sadece Fenerbahçe değil, Türk sporu ve genel olarak Türkiye bu vizyonun meyvelerini toplayacaktır.

Türkiye’den ABD hayali kuran gençlere neler söylemek istersin?

Hayal kurmayın. Gerçekleştirin. Her gün JFK havaalanına binlerce yeni göçmen iniyor ve sizinde onlardan biri olmamanız için tek sebep sadece yeterince istememeniz olacaktır.

Jimmy Cüneyt Gürkan Kimdir?

Özgürlüğüne ve huzuruna düşkün, ailesini, insanları, işini, öğrenmeyi, çalışmayı, üretmeyi, Fenerbahçeyi çok seven, çok şanslı ve mutlu bir insan diyebiliriz.

Röportaj: Anıl Sural

www.twitter.com/AnilSural

Fotoğraf: Rona Doğan