Edirne Belediye Başkanı Sayın Recep GÜRKAN ve Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Ahmet HACIOĞLU ile özel iki röportaj gerçekleştirdik.

“Sultanlar şehri ve şehirlerin sultanı; Edirne"

22 Plaka kodlu, Meriç’in kenarında kurulmuş ve dünyanın en yoğun ikinci sınır kapısına sahip olan Edirne, tabiat güzelliklerinin yanı sıra altı yüz elli yıl gibi bir süredir medeniyetimizin ve kültürümüzün bütün unsurlarını barındıran Atalarımızdan bize bir emanettir.

Yüz yıllık zaman dilimine yakın Osmanlı Devletine imparatorluk yolunu açan, “Paşa Sancağı” diye anılan ve Der-i Saadet vasfına nail olan Edirne, içinde attığımız her adımda farklı bir tarihi tat alabileceğimiz bir bölgedir.

Dünya literatürüne, Unesco Dünya Mirası listesinde bulunan, Mimar Sinan’ın 90 yaşında yaptığı, “ustalık eserim” dediği anıtsal yapı Osmanlı-Türk sanatının ve dünya mimarlık tarihinin baş yapıtlarından biri olan “Selimiye Cami’si,” Selimiye Külliyesi'nin Dar-ül Hadis Medresesi'nde bulunan “Türk İslam Eserleri Müzesi,”Sosyal, kültürel ve dini nitelikteki yapıların arasında yer alan “Edirne Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi,” Vatanı için kanının son damlasına kadar savaşş kahraman "Şükrü Paşa Anıtı," Lozan Anlaşması ile Karaağaç’ın tekrar Türk topraklarına kazandırılmasını, Lozan Anlaşmasında kazanılan diplomatik zaferi temsil eden “Lozan Anıtı,” Esnafları yetiştirme hedefiyle faaliyet gösterme ve bir okul niteliğinde olan “Ali Paşa Çarşısı,” Marmara ile Ege denizi arasında bir köprü oluşturan, dünyada kendi kendini temizleyebilen, doğal kalmayı başarabilmiş ve berraklığıyla görenleri kendine hayran bırakan “Gökçetepe Tabiat Parkı” vb. pek çok turistik değerlere, tarihi ticaret yapılara, medreselere ve imaretlere ev sahipliği yapan Edirne, Sultanların Şehri-Şehirlerin Sultanı” diye unvanıyla anılmayı hak etmektedir.

*

22. Haftamızda Edirne ilimizin iki önemli ismi ile yapmış olduğumuz iki röportajı Önce Vatan gazetemizin değerli okuyucularına özel aynı anda sunuyoruz.

Edirne Belediye Başkanı Sayın Recep GÜRKAN’NIN Röportajı

*

Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz Sayın Başkanım?

10 Mart 2011 tarihine kadar; Trakya Üniversitesi Genel Sekreterliği görevini yürütmekteydim. Fakat bu görevimden CHP Edirne Milletvekili aday adayı olabilmek amacıyla 10 Mart 2011 tarihinde istifa ettim. 3 Nisan 2011 tarihinde yapılan üye bazında ön seçimde; 1.sırada seçilerek CHP Edirne Milletvekili adayı oldum. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan seçimlerde; CHP Edirne Milletvekili olarak seçildim. TBMM’de Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi olarak görev yaptım. 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde CHP Edirne Belediye Başkanı olarak seçildim. O tarihten bu yana; Edirne Belediye Başkanı olarak görev yapmaktayım.

Edirne’de göreve ilk başladığınızda ilimizin en önemli sorunu neydi?

Göreve geldiğimizde kentimizin iki büyük ve önemli sorunu vardı. Bunladan ilki vahşi çöp depolama diğeri yetersiz altyapıydı.

Peki, bu sorunu çözme yönünde ne gibi çalışmalarınız oldu?

Edirne’nin kanayan yarası haline gelen 60 yıllık vahşi çöp depolamaya Katı Atık Düzenli Depolama ve Bertaraf Tesisleri’yle son verdik. Civar köyleri rahatsız etmeyen bu tesisten 3 yıl sonra elektrik üretilecek ve kent ekonomisine katkı sağlanacak. Doğayı, yer altı sularını, çevreyi kirletmeyen, koku yapmayan tamamen çevreyle barışık; ekolojik bir tesisi hayata geçirdik. Üstelik bu tesisi 10 Milyon TL’ye mal ettik. Ayrıca gerçekleştirdiğimiz ihalede Türkiye’de ilk kez kardan değil cirodan pay alarak, firmaya bertaraf ücreti ödemeyeceğiz. Çöplük sorununu çözdükten sonra altyapı çalışmalarımıza hız verdik. Kayalıköy Barajı’ndan gelen yeni isale hattı ve buradan gelen suyu arıtan İçme Suyu Arıtma Tesisimiz faaliyete geçti. Kentimizin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak bu proje ile Edirnelileri daha sağlıklı içme suyuna kavuşturduk. Medeniyetler şehri Edirne’nin çağdaşlaşma yolundaki en büyük engel olan altyapı sorunlarına 4 önemli proje ile son veriyoruz. 4 Aralık’ta ihalesini gerçekleştirdik, kısa süre içinde ilk kazmayı vuracağız. Bir kısmı 1934 yılından kalan su şebekesini, 360 bin metre İçme Suyu Şebekesi Projesiyle yeniliyoruz. Ekonomik ömrünü tamamlamış olan kanalizasyonu; 102 bin metre kanalizasyon projesiyle yeniliyoruz. Mevcut yapılanmaya ek olarak 29 bin metre yağmur suyu toplama kanalı yapacağız. Edirne, kanalizasyon ve evsel atık arıtma tesisi olmayan tek il. Edirnemizin en büyük eksiklerinden biri olan bu duruma İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi ile son vereceğiz. 64 bin metrekarelik bir alanda kurulacak olan tesisin, ÇED raporlarının alınmasından sonra projesi onaylandı ve ardından 5 Ekim 2017 tarihinde Ankara'da İller Bankası Genel Müdürlüğü'nde ihalesi gerçekleştirildi. 2 yıl içerisinde tamamlanarak hizmete alınacak olan İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi ile olası bulaşıcı hastalıkların önüne geçeceğiz, alıcı ortam olan Meriç Nehri'nde bulunan bitkiler, mikroorganizmalar, balık ve diğer canlıların zarar görmesini engelleyeceğiz.

Edirne’de sizin döneminizde başlayan ve halen devam eden diğer çalışmalarınız nelerdir?

Sosyal ve kültürel alanında mevcut veya yeni projeleriniz var mı?

Engelli vatandaşlarımızın sosyal yaşamda daha fazla yer almasını sağlamak, diğer vatandaşlar gibi kent yaşamına dahil etmek, onların sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Engelsiz Yaşam Merkezi Projemizi hayata geçirdik. ‘Çocuklar Özgür Büyüsün, Özgür Çocuklar Olsun’ sloganıyla başlattığımız çalışmalarla göreve geldiğimizde 45 olan çocuk parklarının sayısını 90’a çıkardık. Kadınların sosyal ve ekonomik hayatta daha aktif olmasını sağlamak, dezavantajlı kadınlara yol göstererek, onları da yaşamın her alanına katabilmek ve kadının her meslek grubunda var olabileceğini göstermek adına kent merkezinde açtığımız 3 kadın merkezini halkımızın hizmetine sunduk. Zübeyde Hanım Kadın Merkezi, Özgecan Kadın Merkezi ve Dr. Fatma Şakir Memik Kadın Merkezi’yle kadınlarımıza yeni yaşam alanları oluşturduk. Hedefimiz 24 mahalleye 24 kadın merkezi kazandırmak.

Sosyal ve kültürel çalışmalarımızın yanısıra kentimizin geçmişteki izlerini bugünlere taşıyan Edirne Kent Müzesi’ni 5 Mayıs 2017 tarihinde ziyarete açtık. Müzede Edirne’de ilk çağlardan başlayarak, Traklar, Odrisler, Doğum Roma İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun tümünü kronolojik sırayla yer vermeye çalıştık. Edirne’nin öne çıkan unsurlarını da değerlendirdik; gastronomi, matbaa, Fatih Sultan Mehmet ve Cumhuriyet Dönemi’nde yapılanları bilgi, belge, fotoğraf, video ve maketlerle müzemizi donattık.

1930 yılında İtalyanlar tarafından yapılan ve jeneratörler vasıtasıyla 1980 yılına kadar Edirne’nin elektrik ihtiyacını karşılayan Tarihi Elektrik Fabrikası’nı; Kültür Merkezi ve Nikah Salonu olarak 14 Mayıs 2017 tarihinde halkımızın kullanımına açtık. Atıl durumda bulunan Tarihi Elektrik Binası’nı tekrar işlevsel hale getirmek adına başlattığımız çalışmalar sonunda hem Edirne’yi muhteşem bir binaya kavuşturduk, hem de kültür ve sanat şehri olma yolundaki en önemli adımlardan birini attık.

Edirne ilimizin zengin tarihi hakkında ne söylemek istersiniz? Kültürel mirasının korunmasıyla ilgili çalışmalarınız var mı?

Edirne ; Osmanlı İmparatorluğu’na 92 yıl başkentlik yapmış, Arda, Meriç ve Tunca Nehirleri’nin buluştuğu, binlerce yıllık tarih ve kültür mirasını bu güne kadar taşıyarak Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan eşsiz bir kenttir EDİRNE.

Camileri, Kiliseleri, Sinegogları, Bahai Eviyle dinlerin buluştuğu, toplumsal barış ve huzurun yaşandığı aydın bir kenttir EDİRNE.

Türkiye’nin ikinci büyük Şehitliği, Selimiye Camii, 657 yıllık Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 2.Beyazıt Külliyesi ve köprüleriyle adeta bir açık hava müzesidir.

Cumhuriyet değerlerine, Atatürk İlke ve Devrimlerine inanan ve bu değerlere bağlılığını ispatlamış, hoşgörü ve saygı diyarı çağdaş bir kenttir.

Metrekareye düşen tarihi eser sayısı ile Dünya’da Floransa’dan sonra ikinci sırada yer alan bir turizm kentidir EDİRNE.

Edirne her geçen gün turizmin yükselen yıldızı olmaya devam ediyor. Bizler de göreve geldiğimiz ilk günden bu yana Edirne’mizin geleceğini turizm üzerine kurarak bu amaçla ürettiğimiz projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz.

Sayın Başkanım başarılı çalışmalarınıza bakılırsa, vatandaşların takdirini de toplamayı başardığınızı düşünüyorum. Edirne halkımızın belediyeye bakışı, beklentisi ve memnuniyetini sizden öğrenebilirmiyiz?

Elbette çıktığımız bu yolda en büyük gücümüz bizlerden bir an bile desteğini esirgemeyen kıymetli Edirne Halkıdır. Biz büyük bir aileyiz ve ben bu ailenin bir parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum. Projelerimizin birbirinden değerli jüri üyelerinin bulunduğu organizasyonlarda ödüllerle taçlandırılması mutluluğumuzu ikiye katlıyor. 3,5 yıl gibi kısa bir sürede toplamda 30 ödüle layık görülerek Edirne’mizi ve Edirnelileri onurlandırdık. Başarımızın takdir edilmesi şahsıma ve değerli çalışma arkadaşlarıma güç katmaktadır.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersizin Sayın Başkanım?

Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in çok güzel bir sözü vardır; “Her şey biter Edirne bitmez” Herkesi ama herkesi hayatında en az bir kez Edirne’yi görmeye davet ediyorum. Edirne’yi görmeden ölmek demek, hayatınızda bir şeyi eksik yapmışsınız demektir. Şehirlerin Sultanı Sultanların Şehri Edirne’de buluşmak dileğiyle…

Sayın Başkanımıza sonsuz teşekkür eder ve görevinde başarılar dileriz.

*

Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Ahmet HACIOĞLU’NUN Röportajı

*

Kendinizi tanıtır mısınız Sayın Müdürüm?

Ben, Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu. 1966 Kırklareli doğumlu olup ilk-orta ve lise öğrenimimi Kırklareli ilinde tamamladım.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümünden 1987 Yılında mezun oldum.

Afyon, Çankırı ve İstanbul İllerinde Öğretmen, Müdür Yardımcısı, Müdür Başyardımcısı ve Okul Müdürü olarak görev yaptıktan sonra 26 Mart 2003 tarihinde Gaziosmanpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne görevlendirildim ve 2011 yılına kadar burada görev yaptım.

2011- 2013 tarihlerinde Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü görevini yaptım. Halen Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevini yürütmekteyim.

Edirne’de göreve başladığınızdan bu yana ilimizde ne gibi gelişmeler oldu?

En büyük gururumuz, bizim de dahil olduğumuz tanıtım hamlesi ile Edirne’yi ziyaret eden turist sayısında gözlemlenen hatırı sayılır artıştır. Sultanlar şehri, şehirlerin sultanı" olarak bilinen Edirne, çoğunluğu Osmanlı yadigarı eserleriyle dünyanın her yanından turist çekmekte. 2017 turizm açısından Edirne için çok güzel geçti. Edirne geçen yıl 3 milyonun üzerinde kişiyi ağırladı, bunun yaklaşık 450 binini yabancı ülkelerden gelen turistlerin oluşturdu. Turist sayısına bağlı olarak kentte yatak sayısı 3 yılda iki kat artarak 11 bine yükseldi. Bu başarıda hem kamu hem de özel sektörün katkısı var.

1400 civarında tescilli eser bulunan şehrimizde onarılmayı bekleyen pek çok yapı da bulunmaktadır. Korunmaya muhtaç ve gelecek nesillere aktarılması gereken eserlerin bakım onarım ve restorasyon işleri de hızlanarak artmakta. Bu da bizim için mutluluk verici bir durum.

Ayrıca Edirne, Kültür ve Turizm Bakanlığınca uygulamaya konulan Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı çerçevesinde artık bir kültür-turizm kenti olmayı hedeflemiş, çalışmalarını bu doğrultuda yürütmeye başlamıştır. Biz de bu doğrultuda çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Edirne denilince akla ilk gelen nedir?

Edirne denince akla o kadar çok şey gelir ki! UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, UNESCO listesinde bulunan ve yılda 2 milyon kişi tarafından ziyaret edilen Selimiye Camii, gene UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’nde yer alan Kakava Şenlikleri akla ilk gelenler diyebiliriz. Sonra akla mutfak kültürü gelir; ki kente her gelenin mutlaka tadına baktığı ciğer tava ve badem ezmesi, Edirne denince akla ilk gelen lezzetlerdir.

Edirne aynı zamanda nehirler kentidir; Edirne deyince akla Meriç, Tunca ve Arda nehirleri gelir. Dünyanın en güzel şehirleri hep nehir kıyılarında kurulmuş, Edirne’miz de bu nehir kentlerinden biridir.

İlimiz Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısıdır, Kapıkule Sınır kapısı gelir akla, yıllık 4 milyondan fazla geçişle dünyanın en yoğun ikinci sınır kapısı olan Kapıkule.

Bunların dışında güler yüzlü ve sıcakkanlı halkı, müzik ve oyunları, külliyesi, kapalı çarşıları, camileri, hanları ve hamamları, tarihi konakları da Edirne denince ilk akla gelenler arasında sayılabilir.

Edirne ismi nereden gelme?

Hemen söyleyelim, Edirne kenti ismini Roma İmparatoru Hadrianus’tan almıştır. Malumunuz, Doğu’nun Balkanlara ve Avrupa’ya açılan kapısı olan Edirne, geçiş yolları üzerindeki konumu ve ticaretinin canlılığı ile tarihin her döneminde önemli bir yerleşim birimi olmuş. Hal böyle olunca da Edirne Odrisler, Persler, Makedonlar, Roma-Bizanlılar ve nihayet Osmanlı Devleti gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Fakat burası bir şehir halini ilk defa Roma İmparatoru Hadrianus döneminde Hadrianopolis (Adrian’ın Kenti) olarak adlandırılarak almıştır. “Adrian” ismi ise Osmanlı’nın kenti 1361 yılında fethedip, 1365 yılında başkent yapmasını takiben önce “Edrine”, daha sonra ise “Edirne”ye dönüşmüş.

Edirne’ye özgü kültürel faaliyetler nelerdir

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Kakava ve Hıdırıllez şenlikleri, Bocuk gecesi, helva sohbetleri, geleneksel el sanatlarımız arasında bulunan Edirnekari, kırkyama, süpürgecilik, çinicilik, kıspet yapımı, meyve sabunu yapımı en başta gelen kültürel ve sanatsal faaliyetler arasında sayılabilir.

Edirne ilimizi diğer illerimizden farklı kılan özellikleri nelerdir?

Edirne; Osmanlı Medeniyetinin şekillendiği yerdir. Burada şekillenen medeniyet sayesinde İstanbul fethedilmiştir.

Edirne, her şeyden evvel eski bir payitaht. Türkiye’nin tarih ve kültür bakımından önde gelen kentlerinden biri olan Edirnemiz, İstanbul’un fethine dek Osmanlı’ya başkentlik etmiş. Elbette bu süreç, şehrin mimarisinden yemek kültüründe, gelenek ve göreneklerinde izler bırakmış. Kente her gelen ziyaretçinin Osmanlı kültüründen izler yakalaması bu yüzdendir. Eğitim oranının yüksekliği ve başarısı, sağlık hizmetlerindeki kalitesi, pek çok farklı inanış ve kültüre ev sahipliği yapması kenti farklı kılan özellikler arasında sayılabilir.

Edirne’nin turistik yerlerini tanıtır mısınız?

Sultanlar şehri, şehirlerin sultanı" olarak bilinen Edirne, çoğunluğu Osmanlı yadigarı eserleriyle dünyanın her yanından turist çekmekte. Edirne aynı zamanda metrekare başına düşen tarihi yapı sayısında Floransa’dan sonra dünya ikincisidir. Az önce de belirttiğim gibi Edirne geçen yıl 3 milyon kişiyi ağırladı, bunun yaklaşık 450 binini yabancı ülkelerden gelen turistlerin oluşturdu. Peki bu turistler nereleri gezdi hemen belirtelim: Öncelikle Selimiye Camii, kente gelen her turistin mutlaka gördüğü Mimar Sinan’ın 85 yaşında bitirdiği ve “ustalık eserim” dediği muhteşem Selimiye. Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Camisinin barındırdığı özellikleri ve ihtişamlı yapısıyla dikkat çekiyor. Türk-İslam sanatının zirvesi, olan Selimiye Camisi, taşın dehaya dönüştüğü, dehanın taş kesildiği Osmanlı mimarisinin zirvesi. Kente gelen 3 milyon turistten 2 milyonu Selimiye Camisini ziyaret etmek için gelmiştir. 24 saat açıktır ve ziyaretçilerini günün her saatinde ağırlama imkanına sahip.

Şehir merkezinde, her biri yürüme mesafesinde bulanan abidevi eserler de yer almakta, örneğin Fatih’in İstanbul’u fethetme niyetini ilk defa halka duyurduğu eski cami – günümüzde imamı Cuma hutbesini hala kılıç kuşanarak yapmakta- , Edirne’nin banisi olarak nitelendirilen Sultan II. Murat’ın yaptırdığı 3 Şerefeli Cami ve Muradiye Camisi, Alipaşa, Bedesten ve Arasta kapalı çarşıları, kiliseler, Avrupa’nın 3. Büyük sinagogu Büyük Sinangog, II. Bayezit külliyesi, Sokullu Hamamı, Makedon kulesi, Sarayiçinde bulanan Kırkpınar Güreş Sahası, Balkan Şehitlği, Edirne Sarayı kalıntıları (onarım planında yer almakta olup kısa zamanda ayağa kaldırılacak), Türkiye’nin en büyük ikinci şehitliği Asker Hastanesi Şehitliği, Rüstempaşa ve Ekmekçizade Kervansarayları, Müdürlüğümüze de ev sahipliği yapan Devecihan, yüzlerce eski konağa ev sahipliği yapan tarihi Kaleiçi semti en başta sayılabilecek gezi noktalarıdır.

Edirne’nin Yöresel Yemekleri ve Özelikleri Nelerdir?

Daha önce de belirttiğim gibi Edirne pek çok medeniyet ve inanışa ev sahipliği yapan bir şehir. Müslüman Türklerin yanı sıra Yahudiler, Rumlar, Bulgarlar, Ermeniler, Bahailer ve pek çok farklı kimlik şehirde yüzyıllarca uyum içinde beraber yaşamış. Yemek kültürü de bu farklı medeniyet ve inanışların izlerini taşımakta. Esas olarak Anadolu ve Rumeli kültürlerinin birleşimi olan Edirne Mutfağının başlıca lezzetleri ciğer tava, köfte, badem ezmesi, deva- misk tatlısı, peynir helvası, beyaz peynir, tarhana, akıtma, hardaliye, Edirne kurabiyesi, Keşan satır eti, ciğer sarma, kapama ve kaçamak sayılabilir. Edirne yemeklerini zengin kılan, coğrafi konumu kadar farklı kültürlerle yoğrulan zengin tarihidir. 92 yıl Osmanlı’nın başkentliğini yapan kent saray mutfağının etkilerini günümüzde de taşımakta. Sizin vasıtanızla tüm gastronomi meraklılarını Edirne’nin yöresel lezzetlerini tatmaya davet ediyorum.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz Sayın Müdürüm?

Tarihi eserleri, yöresel tatları ve el sanatlarıyla dikkati çeken eski payitaht Edirne artık bir turizm kenti aynı zamanda. Selimiye Camisi başta olmak üzere tarihi eserleri, renkli festivalleri ve yöresel tatları ile öne çıkan Edirne, son yıllarda hatırı sayılır rakamlarda turist çekmekte. Edirne Türkiye'de İstanbul ve Antalya'dan sonra en çok ziyaret edilen üçüncü kenttir. Serhat şehrine turistlerin ilgisinin her geçen gün artmaktadır. Özellikle UNESCO Kültür Miras Listesinde yer alan Selimiye Camisi başta olmak külliyeler, köprüler ve çeşmelerle tarih ve kültürle iç içe olan şehrimiz, Saroz Körfezi ile de turistlerin ilgisini çekmekte. Edirne ciğeri, köftesi, badem ezmesi, Kavala kurabiyesiyle gastronomi anlamında da adından söz ettiren serhat şehrimiz, misafirlerine eşsiz lezzetleri tatma fırsatı sağlıyor. Saros körfezindeki eşsiz sahillerimiz “İstanbul’a en yakın Ege” sloganımızla herkese açık.

Farklı damak tatları arayan insanları, deniz, doğa ve özellikle inanç turizmi açısından da farklı alternatifler araştıran, günlük yaşamın yoğunluğundan uzaklaşmak isteyen herkesi Edirne’ye bekliyoruz.


Sayın Müdürümüze sonsuz teşekkür ediyor ve saygılarımızı sunuyoruz.

22 Edirne


Gün aydınlığım, Türkiye’min giriş kapısındayım,
Yapıların feyiz aldığı devrin ışığındaydım,
İkinci payitahtın, Padişahlar konağındayım,
Vay be! Osmanlı İmparatorluğun başkentindeyim.

Selimiye Camii’nin müze, medresesindeyim,
Mimar Koca Sinan’ı saygıyla odasında andım.
Arkeoloji Müzesi’nin keşfinde öğrenciyim,
Türk İslam medeniyetlerin hassını da öğrendim.

On sekizinci yüzyılların en büyük kentindeyim.
Köşk saraylarında duruşuma asalet katayım,
Canlı tarihi bulmuşken zihnimi canlandırayım,
Yemek yeme keyfi bambaşka Meriç kenarındayım.

Bir yolcu, kalıcı değilim ki, gezgin sulardayım.
Ayrılmadan bir Kervansarayı uzaktan göreyim,
Derken, haydi son Ali Paşa Çarşısı’nı gezeyim,
Yok yok Edirne’m iyisi senden hiç ayrılmayayım.

HANDE HAMİDİYE AĞIRMAN