Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Kemal DOKUZ İle Röportaj

Tarihe Altın Harflerle Yazıldı “Çanakkale Geçilmez.” Diye...

17 plaka kodlu ve vatanın kalbi diye anılan Çanakkale, il sınırları içindeki  Çanakkale Boğazı'nın ucunda yer alan Çanakkale Şehitlik Abidesi ve “Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir.” Anıtı ile karşılıyor bizi.

*

Tarihimizde olduğu kadar dünya tarihinde de çok önemli bir yer tutan Çanakkale Savaşları’nın geçtiği Gelibolu Yarımadası, Tarihi Milli Parkı, antik dünyanın batı Anadolu’daki önemli merkezleri Troia ve Assos kentimizin vazgeçilmez tarih ile turizm değerlerinden birkaçıdır.  Gelen ziyaretçilerine her mevsim ayrı bir güzelliği sunan Çanakkale, içinden deniz geçen coğrafyasıyla, zengin iklimiyle, tarihi ihtişamıyla, antik, doğal ve modern bir kenttir Çanakkale.

*

Çanakkale Şehitleri Anıtı’ndaki Babamla anımız:

Bana; Milli duygusu ile zaferlerin coşkusunu yaşatan, Atalarımızın kahramanlıklarını, sıkıntılarıyla beraber mücadelelerini gözümün önüne seren, Milli birlik ile beraberliğin gücünü, Bayrağımızın ve toprağımızın değerini anlatan duygu dolu bir ziyaret idi. İlk vardığımızda Babam, kısık bir sesle Fatiha’sını okuduktan sonra, yine kaldığı yerden bana Atalarımızın kahramanlıklarını anlatmaya devam ediyordu. O an Atalarımıza karşı büyük bir minnet borcu hissettiğimden olsa gerek, Babamın Fatiha’sına takılmıştı aklım:

- Fatiha’nı okurken niye tüm şehitlerimizin ruhuna dedin Baba? Bir tane Fatiha tüm şehitlere yetmez ki. Demiştim. 16 yaşına yeni girmiş, biraz gençlik biraz da çocukluk aklımla Babamdan bütün şehitlerimize birer Fatiha okumasını istemiştim. O Her zamanki güzel üslubu ile ve saçımı okşayarak bana:

- Elli yedi bin Fatiha’yı okuyabilmem için burada sabahlamamız gerekiyor kızım, ayrıca binlerce kayıp şehitlerimiz de var. Tüm şehitlerimizin ruhu adına okursam, sevabı diğer Atalarına da ulaşır. Diyerek, beni ikna etmişti.

O zaman Fatiha okumayı tam ezbere bilmiyordum. Ama şimdiki aklımla çok kıymetlim Babama daha da hak vererek, tüm Şehitlerimizin ruhuna Fatiha’mızı okuyalım… Büyük fedakarlıklarıyla bu cennet ülkeyi bizlere armağan eden ve kahramanlık unvanlarıyla da namımızı dünyaya duyuran Şanlı Atalarımızın RUHU ŞAD OLSUN! Diyelim

29 Ocak’ta iki yıl olacak Babamı kaybedeli… ALLAH RAHMET EYLESİN.

17. haftamızda, Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Kemal DOKUZ bizlere Çanakkale ilimizin birbirinden değerli ve güzel özelliklerini anlatacaklar.

Öncelikle Milli Mücadele'mizin gururu Çanakkale Zaferi ile ilgili neler söylemek istersiniz? Sayın Müdürüm

- Çanakkale zaferi ile ilgili olarak söylenilen “Kurtuluş Savaşımızın önsözüdür” deyişi, beyhude söylenmiş bir söz değildir. Çanakkale Zaferi’nin önemini, bu ülkenin şairleri bilhakkın ortaya koymuşlardır aslında. İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif  “Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi/En kesif orduların yükleniyor dördü beşi” beyitiyle durumun zorluğunu ortaya koyduktan sonra, şehitlerimize şöyle seslenmektedir: “Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!/Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.” Yine Çanakkale Zaferimizi en zarif ve destanî biçimde betimleyen Necmettin Halil Onan’ın şu dizeleri de, anılmaya değer olsa gerek: “...Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda/Gördüğün bu tepeler, Anadolu’nda/ İstiklal uğrunda, namus yolunda/Can veren Mehmed’in yattığı yerdir...”

Evet, Viyana kuşatmasındaki başarısızlıktan sonra başlayan gerileme ve yok oluş sürecine, vatanın bağrından yükselen bir karşı koyuştur Çanakkale Zaferi; imkânsızlıklar içinde: “Bu şartlara rağmen başarabiliriz” düşüncesinin, kanla ortaya konulmasıdır Çanakkale Zaferi; “yok olmak kaderimiz değildir” diyerek, bu hayasızca akına, göğsünü siper etmektir Çanakkale Zaferi. Evet başlangıçta da belirttiğim gibi Çanakkale Zaferimiz, Kurtuluş Savaşımızın önsözüdür.

Çanakkale denilince akla ilk gelen nedir?

-Tabii ki 100. yılını 2015 yılında kutladığımız Çanakkale Zaferimizdir.

Çanakkale ismi nereden gelme?   

- Eski çağlarda Hellespontus ve Dardanos olarak anılan Çanakkale M.Ö. 3000 yılından beri yerleşim alanı niteliğini korumuştur. Osmanlı Devleti’nin şehri ele geçirmesinden sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılan kaleden ötürü adı Kale-i Sultanî  adı verilmiştir. Son asırlara kadar bu isimle anılan şehir günümüzde, kalenin çanağa benzemesi veya çanak-çömlek sanâyiinin ileri olması ile “Çanakkale” ismiyle anılmaktadır.

Çanakkale Boğazı'mızın önemi?

- Çanakkale Boğazı tarihsel süreçte, sürekli olarak Batı’dan doğuya, Doğu’dan batıya akan toplulukların geçiş noktası olmuştur. Heredot’a göre, Pers kralı Kserkses’in sallar üzerinde köprü kurarak, ordusunu Çanakkale Boğazı’ından geçirmiştir. Ayrıca yine milattan önce 334’de Makedonyalı Büyük İskender’in ordusu ile beraber Çanakkale Boğazı’nı geçtiği de, tarihsel bir vakıadır.

Biz Türkler’in Rumeli’ni fethi ve Avrupa içlerine yayılımının başlangıcını sağlayan da yine, Çanakkale Boğazı’nın geçilmesidir. Gazi Süleyman Paşa’nın Çimpe Kalesi’ni ele geçirmesi ile Türkler’in Avrupa kıtasına akmasının önündeki son coğrafi engel de ortadan kalkmıştır.

Çanakkale'ye özgü kültürel faaliyetler nelerdir?

- Günümüzde Çanakkale’de hem kent merkezinde hem de ilkçe ve beldelerde çeşitli panayırlar ve festivaller düzenlenmektedir. Bunlardan en önemlileri: Uluslararası Troya Festivali, Uluslararası Gelibolu Altın Sardalya Festivali, Bozcaada Kültür-Sanat ve Bağbozumu Festivali, Tarihi Çardak Yağlı Güreşleri’dir Ayrıca kış mevsiminde, halkın yoğun katılımı ile gerçekleştirilen deve güreşi festivalleri önemli kültürel etkinliklerimizdendir. Bu türden genellikle resmi kültürel etkinliklerin yanında, köylerimizde, o köyde yaşayanlar tarafından organize edilen ve “hayır” adı ile anılan, toplumsal kaynaşmayı sağlayıcı kültürel etkinliklerimiz de yoğun olarak gerçekleştirilmektedir.

Çanakkale'yi diğer illerimizden ayıran özellikleri nelerdir?

- Dünyanın ilk boğaz köprüsü burada kurulmuştur. Tarihte ilk boğaz köprüsü M.Ö. 480 yılında bugünkü Nara Burnu ile kayalık olan karşı kısım arasında, Pers imparatoru Xerxes tarafından Yunanistan'a sefer amacıyla kuruldu.

- Anadolu Yarımadası’nın -bir diğer anlamda Asya Kıtası’nın- en batı ucu Ayvacık İlçemizin Babakale Köyü’nde bulunan Baba Burnu’dur. Ayrıca Gökçeada İlçemizin Avlaka/İncir Burnu da, ülkemizin en batısında yer alan toprak parçasıdır.

- Tarihte bilinen ilk güzellik yarışması, Bayramiç İlçe sınırlarımız içinde yer alan Kazdağı’nda gerçekleştirilmiştir.

- Doğu/Batı savaşlarının ya merkezi, yada sefer yolu üzerinde olmuştur. Yani: Çanakkale geçilmeden, dünyaya hükmedilemez.

- Amerika Kıtası’nın da yer aldığı dünya haritası Gelibolulu Piri Reis tarafından 1513 yılında çizildi.

- Anadolu’da Aristo tarafından kurulan Felsefe Okulu M.Ö. 347-344 yılları arasında faaliyet göstermiştir.

Çanakkale'nin turistik yerlerini tanıtır mısınız?

- 5000 yıllık Troia Antik Kenti;Assos Antik Kenti ve Limanı, Athena Tapınağı ve aynı destinasyonda yer alan Hüdavendigar Camii; Biga’daki Parion Antik Kenti, Ezine’de AleksandreiasTroas Antik Kenti, Ayvacık Gürpınar’daki ApollonSmintheus Mabedi, Ayvacık’da bulunan Zeus Altarı, Dardanos’ta bulunan Dardanos Tümülüsü görülmesi gereken önemli arkeolojik, tarihi ve turistik alanlardır.

Kent merkezindeki Çimenlik Kalesi, Arkeoloji Müzesi ve Çanakkale türküsüne konu olan Aynalı Çarşı, Seramik Müzesi ve Kent Müzesi, Deniz Müzesi ve boğazın her iki yakasına yayılmış olan tabya ve şehitlikler, Yalı Hanı görülmesi gereken yerler arasındadır.

Doğal güzellikleriyle öne çıkan ve dünyanın ilk güzellik yarışmasının yapıldığı Kazdağları önemli turistik destinasyonlarımız arasında yer almaktadır.

Gökçeada'da ve Bozcaada tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan önemli turizm merkezlerimiz arasındadır.

Ayrıca kentin kıyı şeridine geneline yayılmış çok sayıda koy ve plajlarıyla deniz turizmi açısından önemli bir turistik merkez haline geldiğini söyleyebiliriz.

Manevi önemi büyük olan Gelibolu Yarımadası'ndaki savaş alanları kentimizde en çok ziyaret edilen yerler arasındadır. Yine Gelibolu Mevlevihane’si görülmesi gereken önemli inanç merkezlerimizdendir.

Çanakkale Bölgesi’nin (Troas) tarihi yaklaşık M.Ö. 5000 yıllarına kadar inmekte olup pek çok medeniyet bu topraklarda barınarak izler bırakmıştır. Çanakkale Boğazı Hellespont adıyla da anılır.

Çanakkale Merkez’de, Deniz Müzesi, Çimenlik kalesi, Saat Kulesi, Aynalı Çarşı, Arkeoloji Müzesi, Hamidiye Tabyası, Seramik Müzesi, Korfmann Kütüphanesi, Yalı Hanı, Havra, Kent Müzesi, Ermeni Kilisesi, ÇTSO Çanakkale evi bulunmaktadır.

Bozcaada’ da (Tenedos) ; Ayazma Plajı, Palento Feneri, Meryem Ana Kilisesi bulunur ve hiç  köyü yoktur.

Gökçeada’da (İmroz) ; 200’den fazla şapel (küçük kiliseler), Roma Kaya mezarı, Su altı milli parkı, İnceburun plajı ve 12 köyü bulunur.

Gelibolu Tarihi Yarımada’da ; Çanakkale Şehitler Abidesi, Türk Şehitlikleri,Fransız ve İngiliz mezarlıkları, Seddülbahir Kalesi, Arıburnu, Conkbayırı, Avustralya ve Yeni Zellanda Mezarlıkları, Akbaş Şehitliği, Tanıtım Merkezi, Seyit Onbaşı Anıtı, Helles Anıtı bulunur. Gelibolu merkezde ise dünyanın en büyük Mevlevihanesi  olan Gelibolu Mevlevihanesi bulunur. Her yıl 25 Nisan’da Türklerin ve Dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin katılımıyla Anzak Günü kutlanır.

Bunların dışında Neandria Antik Kenti, Alexandria Troas, Kestanbol Kaplıcaları, Apollon  Smintheus Tapınağı, Troia Tarihi Milli Parkı, Assos (Behramkale) Antik Liman Kenti, Parion, Priapos , Kaz Dağı (İda) Milli Parkı, Külcüler kaplıcaları bulunur.

Çanakkale'nin yöresel yemekleri ve özellikleri nelerdir?

- Avrupa ile Asya kıtaları arasında önemli bir geçiş noktası olan Çanakkale’nin bu özelliği, kültürel yapısını da etkilemiştir. Manav, Yörük, Türkmen, Muhacir ve Rum, Pomak, Roman, Çerkes, Boşnak topluluklarının birbiriyle etkileşimleri, yemek kültürünü oldukça zenginleştirmiş ve çeşitlendirmiştir.

İklim özellikleri bakımından da geçiş noktası olması itibarıyla hem karasal, hem Akdeniz iklim karakteristiğine uygun florasıyla paralel bir beslenme kültürünün varlığından bahsedebiliriz.

Tarihsel, coğrafi ve kültürel etkileşimin sonucu olarak; Akdeniz mutfak kültürünün önemli özelliği olan sebze ağırlıklı yemekleriyle, Muhacirler’in beslenmesinde önemli yer tutan hamurişleriyle, Yörük ve Türkmenler’in kırsal yaşam biçimlerine uygun, yabani otlar ile et ağırlıklı ve pratik yemekleriyle, Rumlar’ın mutfağında özel bir yer tutan balık ve deniz ürünlerinden müteşekkil yemekleriyle muhteşem bir mutfak kültürü meydana gelmiştir.

Bu zengin yemek kültürünün önemli bir parçası olan hamur işlerinden: Pirahu, mafiş, lokma, kuskus, göceli mantı, akıtma, tavuklu mantı, Çerkez katmeri, gözleme, yufka pilavı, dızman, gelin çöreği, kalburdan çekme, katmer, kaymaklı kırma, simit lokumu, metez, kaşık lokması, kale kolacı ve adını burada anamayacağımız onlarcası, ilk olarak sayabileceklerimiz arasındadır.

Ovmaç, sütlü çorba, bakla çorbası, düğün çorbası, ekşimik ıslaması gibi çorbaların dışında hem sebzeli hem de hayvansal ürünlerle yapılan çok sayıda çorba sofralarımızdaki yerini almaktadır.

Sebze ve yabani otlarla çeşitlenen bu mutfakta: Patlıcan, fasulye, bezelye, börülce, ıspanak, melki (mantar), pırasa gibi sebzeler önemli bir yer tutar.

İş zamanlarında kolayca yapılabilir olan ve fazla maliyet oluşturmayan: Mel(n)emen, misafir yumurtası, ekmek aşı, kaçamak gibi yemek türleri, kırsal yaşamının beslenme alışkanlıkları arasındadır.

Yapımı oldukça zahmetli olmasına karşın toplulukların büyük bir bağlılıkla yapmaktan vazgeçmedikleri: Yuvalak, keşkek, göceli (sütlü tarhana) yemekler, erişte, tarhana ve kuskus, Çanakkaleli’nin beslenme kültüründe özel konumlarını korumaya devam etmektedir. Keşkek, köy hayırlarının ve cemiyetlerin ayrılmaz bir parçası konumundadır.

Asma yaprağında sardalye, balık çorbaları, ızgaraları, tavaları ve yahnileri ile denizin katık edildiği bu sofraların; zengin yemek kültüründe değerli bir yeri vardır.

Meşhur peynir helvası ile un, irmik, basma, yumurta helvaları, akaşı/sütlaç, kabak tatlısı, samsa, kuşburnu, baklava, topalak tatlısı/şekerpare, kalburdan çekme tatlısı, pelte, zerde, erik yahnısı ve hanımgöbeği yine ilk anda sayabileceğimiz tatlılardandır.

Börülce, soğan, patates, kabak gibi sebze köftelerinin yansıra etli köfteleri; asma, labada, pazı, pancar yaprağı sarmaları; piyaz, fava, közleme ve borani gibi salata ve mezeleri, reçelleri, kompostoları ve burada anamadığımız birçok yemek, çorba, tatlı, meze, balık yemeği, zengin mutfak kültürümüzün birer parçasıdır.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz? Sayın Müdürüm.

-Gerek 1915 Çanakkale Destanının yazıldığı, gerekse İlyada Destanının yazıldığı topraklar olan Çanakkale’ye sizleri bekleriz.

Çanakkale Zaferi ile beraber özelliklerini de bizlerle paylaşan, Çanakkale İl kültür ve Turizm Müdürü Sayın Kemal DOKUZ’a sonsuz teşekkür ediyor ve saygılarımızı sunuyoruz.

17 Çanakkale

Çanakkale


Çanakkale’de bir saat, roman yazdırır o anlar!


Ay çiçeğiyle dersin, tüm gülen yüzler bana bakar!


En büyük adaların kenti, her yanı kaplıcalar.


Boğazıyla dört ayrı kıtayı birbirine bağlar.


***

On Sekiz Mart zaferiyle destanını kendi yazar.



İçimdeki ses, nerede olduğunu farkına var.


Kutsaldır bu toprak, yürürken yavaş olsun adımlar.


Kucağı ile bir omzunu yaralamış düşmanlar,


***

Kardeşini yarı sağlam omuzun da taşıyanlar,


Burada, ahilikten öte yiğitlerin izi var.



Hiç görmeden nasıl da içime bir özlem sarar.


Benim, senin, onun, toprak için savaşmış babalar.


***

Onbeşliler burada yatar. O fedakar atalar,


Yaşları bile dolmadan bize miras bırakmışlar,


Ödeyemeyeceğim vefa borcuyla içim sızlar.



Düşmanların gözü kaldı, dar geçit boğazımız var.


***

Ruhumu saran, hüzünle sevinç karması bir gurur,


Ay yıldızlı bayrak orada ve her yerde dalgalar!


Dünya turuna çıksam bu bil hazne nerede arar?


Cennet ülkemin farkına varmayana aklım şaşar…

Hande Hamidiye Ağırman