“Bolu, Muhteşem Doğası ve Zengin Turizm Alternatifleriyle ‘Tabiatın Kalbi’ Sloganı İle Markalaştı.” Bolu Belediye Başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz ile Röportaj
14 Bolu adeta bir yeryüzü cenneti gibi gerçekten. İnsana huzur veren bir şehir. Köroğlu diyarı olarak da tanımlanan şehirde İzzet Baysal Caddesi’ndeki Köroğlu Heykeli geçmişten selamlıyor bizi.

Üç tepe üzerine kurulmuş olan Bolu, tüm dünyaya nam salmış mutfağı, tarihi evleri, dört bir köşesinde bulunan yayla ile ormanları, bol yeşilliği, kaplıcaları, çok sayıda gölleri ve Gölcük gibi önemli turistik alanlarıyla yaz ya da kış ziyaretçisi çok olan bir beldedir. Bir de yaşamı boyunca hak ve adaleti savunmuş kahraman Köroğlu’nun ve TC Devlet Üstün Hizmet Madalyası ile onurlandırılmış İzzet Baysal’ın memleketidir Bolu.

***

2018 yılının tüm uluslar ve insanlar için sağlık, barış, özgürlük ve mutluluk getirmesi dileğiyle.
2018’de biz millet olarak el birliği ile bu zor günleri geride bırakacağız. Dış cephelerin dolaylı veya doğrudan başımıza saldıkları hainlerden ülkemizi arındıracağımız için yapılan can ve mal kaybımız son bulacak. Şehitlerimizi içimizde yaşatarak dik duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Mal kaybımız da son bulacağı için o bütçe emeklilerin, memurların ve asgari ücretle çalışan işçilerin maaşlarına eklenmiş olacak. 2018’den olan beklentim sizlere yeni yaşına girmiş bir çocuğun mumunu üflerken ki içinden geçen dileği gibi gelebilir değerli okuyucularımız. Ancak hepimizin bildiği üzere Atalarımız, milli mücadelenin yaşandığı dönemde işgal altında kalan vatanımızın kurtarılması için türlü zorluklara rağmen milli mücadeleyi gerçekleştirdikleri gibi bizler de torunları olarak bu günleri atlatacağımızdan eminim. Yeter ki inancımızı kaybetmeyip, şehitlerimizin uğrunda canlarını verdikleri değerlerimizden, milli birlik-beraberlik, hak ve adaletten ödün vermeyelim. Mutlu yıllar…

***

Bolu ile beraber ülkemizin de kahramanı, haktan ve adaletten ayrılmayan adını dünyaya duyurmak suretiyle Kırklara karışan Köroğlu:
Oldukça cesur ve kahraman bir yapıya sahip olan Ruşen Ali, Köroğlu adıyla ünü Osmanlı sınırlarını aşan bir yiğittir. Kılıç ve kalkan kadar, saz ve sözün de ustası olan Köroğlu, birçok savaşlara katılmış, kötülüğün düşmanı ve yaşamı boyunca hak ile adaleti gözetmiştir. Adını tüm dünyaya duyuran Köroğlu, hak ve adaleti tavsiye etme üslubuyla; “Şu evren içinde ne kadar yaratık varsa en kutsalı insandır. Kendine saygısı olan, olumlu, sağlıklı bir adam başkalarına da en büyük saygıyı duyar. "Yeter ki insanın içinde iyilik olsun, onun erişemeyeceği hiçbir yücelik yoktur. İnsan, gönlü kadar büyüktür.” Demiş Köroğlu. Biz de kahraman atamızı minnetle anıyor ve ruhu şad olsun diyoruz.

***

Bolu ilimizin olduğu kadar ülkemizin de örnek aldığı büyük hayırsever İzzet Baysal: 
İzzet Baysal’ın yaptırdığı hayırlar, köy sağlık evlerinden tam teşekküllü hastanelere, camilerden huzurevlerine, kreşlerden üniversiteye kadar uzanır. Baysalların yaptırdığı kreşe giren bir çocuk; ilk, orta, üniversite hatta doktora seviyesine kadar vakfın eserlerinde eğitim görebilir, yaşlılıkta huzurevinde kalabilir. Bu yardımseverliği İzzet Baysal’a halkımızın gönlünde özel bir yer ve birçok ödül kazandırmıştır. İzzet Baysal’a, hayatı boyunca yaptığı hayırlardan hangisinin daha anlamlı ve değerli olduğu sorulmuş; "Halkımızın ve gençlerimizin bakışlarında hissettiğim sevgi, bunların hepsine bedeldir." cevabını vermiş ve çok sevdiği gençlere şöyle seslenmiştir: “Sevgili gençler; size sunabildiğim bu imkanları dürüst ve gayretli çalışmaya, tasarruflu davranmaya ve sebatkar olabilmeye borçluyum. Sizin de aynı ilkelerle benzer imkanlara erişebileceğinizden eminim.”, “Sevgili gençler! içinizden nice Baysal’lar çıkacağına yürekten inanıyor ve sizleri seviyorum.”, Bolululara ise; Bolulular, bu vakıf sizindir ona sahip çıkınız.” demiştir. İzzet Baysal atamızı minnet ve saygıyla anıyoruz 
14. haftamızda Bolu Belediye Başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz bizlere kendi çalışmalarıyla birlikte Bolu ilimizin özelliklerini de anlatacaklar. 


Bolu’da sizin döneminizde başlayan ve halen devam eden projelerinizi anlatır mısınız? 

Bolu Belediye Başkanı olarak göreve başladığım 2004 yılından bu yana, Bolu’yu dünyanın en yaşanabilir ilk 10 kentinden biri yapabilmek için, Bolu’nun cennet doğasıyla uyumlu altyapı, üstyapı ve vizyon projelerimizi hayata geçiriyoruz. Göreve başladığım daha ilk gün, ‘Bolu sanayi kenti olmayacak, turizm, spor ve kültür şehri olacak’ dedim. Bu amacımıza uygun olarak, Bolu’yu doğa, spor, sağlık, kongre ve kültür turizminde bir dünya markası yapabilmek için hayata geçirdiğimiz projelerimizden bazılarını şöyle sıralayabilirim: 
Gölcük Tabiat Parkı: Bolu’nun gözbebeği Gölcük Tabiat Parkı, Bolu Belediyesi’nin 2013 yılında işletmesini devralmasıyla birlikte, doğa aşıklarının ilk adreslerinden biri oldu. Belediye’nin, Gölcük Tabiat Parkı’nda doğal hayatı koruma ve kullanma dengesi gözetilerek yürüttüğü projelerle 2 yıl içerisinde 5 milyon liralık yatırım yapıldı, alt yapı, peyzaj ve çevre düzenlemesi yaptık. Artık Gölcük’te ziyaretçilerimiz kış mevsiminde de piknik yapabiliyor. Barbekü alanları ile yer ateşinin önüne geçtik. Oturma gruplarını tamamen doğal malzemelerden ürettik. Gölün dibindeki balçık ve çamuru temizledik. Belli aralıklarla itfaiye ekibimizdeki balık adamlarımızla temizlik yapıyoruz. Gölcük Tabiat Parkı, göle diktiğimiz 54 çeşit nilüfer ile başka bir güzelliğe daha kavuştu. Gölcük’ü yılda bir milyon ziyaretçi ağırlayan bir tabiat parkına dönüştürdük. 

Gölcük Teleferik Projesi: “Bolu Belediyesi’nin Gölcük Tabiat Parkı’nda doğal hayatı koruma ve kullanma dengesi gözeterek hazırladığı yeni projesi kapsamında yapılacak teleferik ve dağ kızağı ile bölge araç trafiğinden arındırılacak. İhaleye çıkarılan ve yatırımcılarını bekleyen ‘Gölcük Teleferik Projesi’, Karacasu Termal Turizm Merkezi’nden Gölcük Tabiat Parkı’na ulaşımı kolaylaştıracak. Teleferiklerin 8 koltuklu, 63 kişi kapasiteli ve gondol tarzında olması planlanıyor. Kuş uçuşu 500, eğimli uzunluğu ise 3258 metre olacak teleferik hattı ile Karacasu-Gölcük arası seyahat süresi 9 dakikaya inecek. Projenin 2018 yılı sonunda tamamlanması planlanıyor. 

Dağ Kızağı Projesi: Gölcük-Karacasu Yaylası Dağ Kızağı Projesi ile de yaklaşık 3 kilometrelik engebeli arazi sadece dakikalar içinde kat edilecek. Yamaç kızağı, güzergah uzunluğu ile dünyadaki örnekleri arasında başı çekecek. Yaklaşık 100 adet kazık çakılarak yapılacak proje ile 30-40 kilometre hızla yokuş aşağı seyahat süresi 4 dakika 42 saniye, yokuş yukarı seyahat süresi ise 7 dakika 8 saniye olacak. 9 milyon liraya mal olacak ancak kendi kendini amorti etmesi beklenen projenin yıl sonunda bitirilmesi planlanıyor.  

Büyüksu Deresi Sproları ve Sahil Projesi: Bolu Belediyesi’nin temizleme çalışmaları sonucu canlı yaşamına yeniden kavuşan 21 bin 660 metrekarelik Büyüksu Deresi, şehir ve suyu çağdaş bir çehrede yeniden buluşturacak. Proje bitiminde oluşacak BüyüksuGöleti’nde kano yarışlarının yanı sıra tüm su sporları yapılabilecek. Yüzülebilecek bir sayfiye ve rekreasyon alanı oluşturulacak. Derenin 1 kilometrelik kısmı, 100 metre genişliğinde gölet haline getirilerek, deniz kumuyla doldurulacak, böylece Bolu, Türkiye’nin en büyük yapay plajına kavuşacak.

Karacasu Termal Turizm Merkezi:Karacasu Yolu bölgesinde, Çakmaklar Çamlığı’nın batıdan Güney Çevreyolu’na kadar olan kısmında yapımı planlanan 85 dönümlük Sportif Kamp Merkezi’nin, sporun her dalının doğa ile iç içe icra edilmesini sağlayacak bir çekim alanına dönüştürülmesi planlanıyor. Ormanla bütünleşmiş fizik tedavi kampus alanı, termal turizm temalı odaklar, kaplıcalar ve sağlık merkezleri bu bölgede yer alacak. Off-road, moto-cross ve velodrom alanları ile bölge, spor turizminin de çekim noktası olacak. Kentin güneyinden Karacasu’ya kadar uzanan 2 milyon metrekarelik söz konusu koridorda, Bolu merkezden taşınacak Yeni Stadyum bulunacak. 

Karaçayır Olimpik Spor Kompleksi: Tüm sporların yapılabileceği doğa ve iklim koşullarına sahip dünyanın ender kentlerden Bolu, açık ve kapalı spor alanları ile bir cazibe merkezi oldu. Karaçayır Olimpik Spor Kompleksi, tüm olimpiyat sporlarının geniş katılımlı yapılabileceği bir potansiyele sahip olacak. 3 bin kişilik kapalı spor salonunun yanına kurulacak tam olimpik yüzme havuzu tamamlanmak üzere. Karaçayır’da, olimpiyatlarda Türkiye’ye nice madalyalar kazandıracak Türk sporcuların yetişmesi için çalışmalar yapılacak. 

Bolu Köroğlu Doğa ve Motor Sporları Merkezi: Bolu, dünya motor sporlarının da kalbinin attığı şehir olacak. Çakmaklar Mevkii’deki 80 dönümlük araziye kurulan “Bolu Köroğlu Doğa ve Motor Sporları Merkezi”, ‘Türkiye Trial Şampiyonası”nın yanı sıra, uluslararası düzenlenen tüm off-road ve motocross şampiyonalarına da ev sahipliği yapabilecek kapasitede.

Karadere Projesi:Karadere suyu musluklara ulaşacak; Bolulular Türkiye’nin en sağlıklı suyunu içecek. Karadere suyunun tünelle Bolu’ya aktarılması için sürdürülen proje hızla ilerliyor. Proje kapsamında,  Bolu’ya yaklaşık 45 kilometre uzaklığındaki Karadere mevkiinden açılan 3.5 km uzunluğundaki tünel ile evlere memba suyu ulaştırılacak. Tünel, Çele Barajı ile de birleşecek. Karadere ve Çele Barajı projesinin gerçekleşmesiyle birlikte Bolu’nun suya ihtiyacı kalmayacak, su konusunda gelecek garantisi sağlanmış olacak. 

Uluslararası Türk Dünyası Köroğlu Projesi: Bolu Belediyesi, Türk Dünyası’nın birlik ve beraberlik sembolü olacak ‘Uluslararası Türk Dünyası Köroğlu Parkı’ projesini hayata geçiriyor. Geçen yıl açılan ‘Uluslararası Köroğlu Heykeli ve Kaide Binası Tasarım Yarışması’nda birinci olan Kazak Mimar Yedil Tussibbekov ve Heykeltraş Murat Mansurov’un imzasını taşıyan heykel ve kaide binasının yer alacağı park, 75 bin metrekare bir alana yapılacak. Bolu’yu Türk Dünyası’nın kültür başkenti yapacak simgelerden biri olacak dev Köroğlu heykeli ise 15 Eylül 2018 gününe kadar tamamlanacak. Kaidesi ile birlikte 40 metre yüksekliğindeki Köroğlu heykeli, Bolu’nun her yerinden, hatta TEM Otoyolu’nda da görülebilecek. Uluslararası Köroğlu Parkı’nda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova gibi Asya’dan Anadolu topraklarına ve Balkanlara kadar uzanan 16 Türk devletini temsilen Köroğlu heykelleri yer alacak. Türk dünyası ülkeleri de bu sayede kendi Köroğlu efsanelerini yansıtabilecek. Türk dünyasının özelliklerini yansıtan bir kültür, sanat ve spor merkezi olması hedeflenen parkta, Köroğlu Müzesi, Türk Dünyası Araştırma ve Kültür Merkezi, kongre merkezi, spor ve at binme eğitimlerinin verileceği alanlar da yer alacak.

Kongre Turizmini Destekleyecek Projeler: Bolu, Ankara ve İstanbul arasındaki coğrafi konumu ile kongre turizminde de bu iki metropole alternatif sunma olanağına sahip. ‘Kuruçay Deresi’nin Islahı, Küçük Sanayi Sitesi’nin Kentsel Dönüşümü ve ‘Kültür Park Projeleri’, bu alanda kongre turizminin önünü açma hedeflerine odaklanıyor. D-100 ile birleştirilerek bir plan içine alınacak Küçük Sanayi Bölgesi, Bolu’nun yeni yaşam alanı ve kongre turizmi odağı olacak. 

Türkiye’de Bir İlk: Nilüfer ve Bonsai Ağacı Üretimi: Bolu’daki endemik türleri üniversite ile iş birliğine giderek koruma altına alan Bolu Belediyesi, 7 bin 300 metrekarelik alanda Nilüfer ve Bonsai Ağacı Üretim Merkezi’ni kuruyor. Merkezin bünyesinde bin 160 metrekarelik endemik nilüfer havuzu, bonsai ağacı üretim merkezi, alabalık havuzu, kafeterya, yürüyüş yolları ve özel üretim güllerinin sergilendiği alandan oluşacak.

Eko Turizm ve Gen Bahçesi: Bolu’da doğal hayatı korumak için endemik bitkilere de sahip çıkılıyor. Bolu Belediyesi, sayıları 100’ü bulan endemik bitkileri ‘Endemik Bitkiler ve Gen Bahçesi Projesi’ kapsamında koruma altına aldı. Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile birlikte yürütülen proje kapsamında Bolu’nun literatürdeki mevcut endemik bitki türleri listesine yenilerinin eklenmesi de öngörülüyor. Abant’taki turizm artışı nedeniyle risk altında bulunan Abant Çiğdemi ile Ankara Çiğdemi ve Abant Çiğdemi’nin birleşmesinden oluşan Ala Çiğdem öncelikli olarak koruma altına alınan bitkiler arasında. 

Bebek Meyve Ormanı: Bebek Meyve Ormanı’nda, doğan her bebek için bir ağaç dikiliyor. Bebek Ormanı her geçen gün büyürken, orman alanı içinde bulunan boş araziler ise kavun, karpuz, kabak, salatalık ve domates gibi ürünler, tamamen organik olarak yetiştiriliyor. Ormana her yıl ortalama 4 bin meyve fidanı dikiliyor. 

Peki ya Bolu’nun geleceğine yönelik olarak başlayacağınız yeni projeler var mı?

Yüzümüz daima geleceğe dönük. 13 yıl boyunca, gece gündüz demeden, ilk günkü aşkla çalışarak, Bolu’nun tüm altyapı çalışmalarını tamamladık. Ancak nihai amacımız olan, ‘Bolu’yu dünya şehri yapmak’ için daha yapılacak çok şey var. Bu kapsamda Bolu’nun ‘Şehir Anayasası’nı hazırlayarak, şehrimizin gelecekteki 50 yılını planladık. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz projeler, hep bu bütünün bir parçasıydı. Bolu’yu dünya şehri için yapmak amacıyla çizdiğimiz resimdeki işlerin yüzde 70’ini tamamladık. Sıra artık geri kalan yüzde 30’u tamamlamaya geldi. Bunlardan biri, karayolları yatırım programına alınan ve 9,5 kilometrelik Yeşil Yol Projesi! Diğeri ise Bolu’nun tabiat güzelliklerini dünyaya tanıtacak ‘Dört Mevsim Bolu’ Projesi. 
Yeşil Yol’un inşası, Bolu’muz için 23 yıl boyunca düşlediğim bir projenin başlangıç noktası. Proje kapsamında oluşturacağımız ‘Yeşil Koridor’ ile Bolu’yu ikiye bölen D-100 Karayolu’nu kentin dışına çıkartacağız. Böylelikle, şehrin ortasında yemyeşil bir kuşak oluşturacağız. Yeşil Yol, dünyada şehrin tam ortasından geçen en uzun tek rekreasyon alanı olacak. Büyük tabloyu çizecek olursak, ana hedefimiz Ankara ve İstanbul arasında yer alan Bolu’yu, bir turizm kavşağı haline getirmek. D-100’ün güneye alınmasıyla şehir içi trafik rahatlayacak; şehir içinden artık TIR ve kamyonlar geçmeyecek. Böylelikle, Bolu’da ‘Kuzey’ ve ‘Güney’ diye farklılaşan iki bölgeyi, yeşil bir omurga ile birleştirip kentsel bütünlüğü sağlayacağız. Yeşil Yol, Bolu’nun geleceğine ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan çok büyük katkılarda bulunacak. 
Türkiye’de başladığımız ve küresel çapta yürüteceğimiz bir diğer projemiz ise “Dört Mevsim Bolu” projesi. Bolu’yu tanıtmak için artık sözlerden daha fazlasına ihtiyacımız vardı ancak bu güzellikleri hakkıyla anlatan, gerçek potansiyelimizi yansıtan filmlerimiz yoktu. Bu amaçla, ‘Dört Mevsim Bolu’ Projesi ile tanıtım atağını başlattık. Proje ile Bolu’nun tabiat güzellikleri, ilk defa tüm ilçelerini de içine alacak şekilde, mevsimlere göre ayrı filmler halinde yansıtıldı. Her biri yaklaşık 10 dakikalık mevsim filmlerini içeren ‘Sonbahar”, “Kış”, “İlkbahar” ve “Yaz” filmlerini çektik. “Dört Mevsim Bolu” adlı 25-30 dakikalık bir belgeselimiz de var. Türkçe’nin yanı sıra İngilizce ve Rusça versiyonları da olan tanıtım filmleri ile Bolu’nun cennet doğası Türk Cumhuriyetlerinden Rusya’ya, Avrupa’dan tüm dünyaya aktarılacak. 

Bolu denilince akla ilk gelen nedir? 

Bolu, tabiatın tüm güzellikleriyle donatılmış, üstelik bu güzelliklerin dört mevsim boyunca yaşandığı dünyanın ender şehirlerinden biri. Bu özelliğinden dolayı Bolu, muhteşem doğası ve zengin turizm alternatifleriyle ‘Tabiatın Kalbi’ sloganı ile markalaştı. Gerçekten de Bolu, topraklarının yüzde 65’ini kaplayan ormanları, sayısı 140’a varan gölleri, gür akarsuların, yemyeşil, verimli yaylalarından geçtiği coğrafyası ile adeta bir cennet köşesi. 2015 yılında, Bakanlar Kurulu Kararı ile “Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilen şehrimiz, böylelikle bu sloganını adeta tescil ettirdi. Doğayı koruma – kullanma dengesiyle 13 yıldır yürüttüğümüz projeler sayesinde Bolu, CNBC-e Business ve Forbes dergilerinin, “Türkiye’nin en yaşanabilir kentleri” araştırmasında, ilk 10 içinde yer aldı. 

Bolu ismi nereden gelme?

Bolu isminin kaynağına yönelik olarak iki rivayet bulunmaktadır. 
Bolu’nun, prehistorik çağlardan bu yana medeniyetlere ev sahipliği yaptığı biliniyor. BithynionAntik Kenti bugünkü Bolu topraklarında kuruluyor ve Bolu Ovası ve çevresine Bithynler, “SaloniaCampus” adını veriyor. Bitinya, MÖ 75 yılında Roma İmparatorluğu’na dahil olunca, Romalılar “SaloniaCampus” adını “Claudio Polis” olarak değiştiriyor. Bölgeye başlayan ilk Türk akınlarıyla, Claudio kelimesi atılarak, sadece “Polis” kelimesini kullanılıyor. Yunanca “Kent” anlamına gelen Polis kelimesi zaman içinde dönüşerek “Bolu”  halini alıyor. 
Bir başka rivayete göre Osmanlılar zamanında bu topraklarda, çok sayıda “Uluğ” yani alim olması nedeniyle, buralara önceleri “Bol Uluğ” denilmiş, zamanla da yöre “Bolu” olarak isimlendirilmiştir.

Bolu’ya özgü kültürel faaliyetler nelerdir?

Bolu, kültür ile yoğrulmuş ve bu kültürü günümüzde de yaşayan, yaşatan bir şehirdir. Uluslararası arenaya da taşıdığımız bazı etkinlikleri sizinle kısaca paylaşayım: 
Bolu, Türk Dünyası’nın ortak kahramanı Köroğlu’nun diyarıdır. Yiğitliğin, mertliğin, iyiliğin simgesi Köroğlu, mazluma zulmeden Bolu Beyi’ne karşı yürüttüğü adalet mücadelesini Bolu Dağı’nda vermiştir. Yaklaşık 2 bin 400 metre yüksekliğindeki Köroğlu Dağı, Köroğlu’nun dizelerinde “Arkam sensin, kalem sensin dağlar hey” sözlerinin ilham kaynağıdır. Türk dünyasının ortak kahramanı Köroğlu’na sahip çıkan Bolu Belediyesi,her yıl düzenlediği Uluslararası Köroğlu Festivali’nde, Türk Cumhuriyetlerini Bolu’da buluşturuyor. Aynı şekilde, her sene düzenlenen Köroğlu Sempozyumlarına, Almanya’dan Çin’den varan geniş bir coğrafyadan, saygın akademisyenler katılarak, Köroğlu’nun artık evrenselleşen değerlerini, bilimsel açıdan masaya yatırıyor. Bolu Belediyesi, Köroğlu’nun UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine alınması için de uzunca bir süredir çalışma yürütüyor. Bu anlamda Bolu, Türk Dünyası’nın kültür başkentidir diyebiliriz.
Bolu, ilçeleri Mudurnu ve Göynük’ten geçen tarihi İpek Yolu’nun kültürel mirasını da korumakta ve bu mirasın gelecek nesillere aktarılması sorumluluğunu taşımaktadır. 

Mudurnu, ahi örgütlenmesinin önemli merkezlerinden biridir. Bolu’daahilik kültürü geçmişten günümüze taşınmış ve bugün hala yaşatılmaktadır.

Türk Dünyası’nda baharın müjdecisi olan ve aynı zamanda Türklerin Ergenekon’dan çıkışını simgeleyen Nevruz, Bolu kültürü içinde önemli bir yer tutmaktadır. Dünyada adı ‘Nevruz’ olan tek Tepe, Bolu’nun Seben İlçesi’ndedir. Nevruz Tepesi'nde 500 yıldır her 21 Mart günü Nevruz ateşi yakılarak, demir dövme gibi kadim Türk nevruz gelenekleri canlandırılır.

Bolu’yu diğer illerimizden ayıran özellikleri nelerdir?

Tabiatı, iklimi ve doğasıyla Batı Karadeniz ve Anadolu’nun en cazip özelliklerini kendinde toplayan Bolu, Mudurnu’dan Mengen’e, Seben’den Göynük’e, Dörtdivan’dan Gerede’ye, Kıbrısçık’tan Yeniçağa’ya kadar tüm ilçeleriyle adeta saklı bir cennet gibidir.
Bugün ‘doğa turizmi’ denildiğinde ilk akla gelen şehirlerden olan Bolu, Türkiye’nin en iyi trekking rotaları arasında yer alıyor. Şu anda 2 bin 100 kilometre uzunluğundaki doğal yürüyüş yolları ile Türkiye’nin en uzun parkurlarına sahip olan Bolu, 2018 yılına kadar 3 bin kilometrelik parkura ulaşmayı hedefliyor. Rotalardaki 18 bisiklet yolu, 5 tırmanma kayası, 6 kanyon ve 14 kamp noktası da eşsiz doğal güzelliklerin arasında adrenalin isteyenlere farklı alternatifler sunuyor.Kanyonlar, doğanın Bolu’ya cömertçe bahşettiği bir diğer tabiat harikası. Bolu, sahip olduğu jeotermal su kaynakları ve kaplıcalarıyla bir şifa şehri. Bolu aynı zamanda bir Spor Şehri! Karaçayır Olimpik Spor Tesisimizde, tüm olimpik sporların yapılabileceği altyapıya sahibiz. Bolu ayrıca, yamaç paraşütü, kano, off-road, dağ bisikleti gibi ekstrem sporlar için de doğal bir platform. Bolu Köroğlu Motor ve Doğa Sporları Merkezi, off-road için uluslararası standartların hepsini karşılıyor.Bolu, Su Sporları için de bir merkez haline geliyor. Abant’ın 7 katı büyüklüğündeki Seben Gölü’nde yüzmeden, kanoya hatta sörfe kadar tüm su sporları yapılabiliyor. 

Bolu’nun turistik yerlerini kısaca tanıtır mısınız? 

Bolu, muhteşem doğası ve kışın kar yağarken dahi yüzünü hiç esirgemeyen güneşiyle her mevsimi kendine has güzellikleriyle doyasıya yaşatan bir şehir. Bu anlamda, en güzel köşesini seçip anlatmak imkansız olsa da Bolu’nun en bilindik doğa harikalarından, gizli kalmış, el değmemiş vahalarına doğru bir sıralama yapılabilir. 
Bolu’nun 42 kilometre kuzeyinde bulunan Yedigöller Milli Parkı, doğanın tüm renklerinin mükemmel bir uyumla kaynaştığı, hangi gölün daha etkileyici olduğuna karar veremeyeceğiniz, 1642 hektar büyüklüğünde bir masal diyarıdır adeta. Seringöl, Büyükgöl, Deringöl, Küçükgöl, İncegöl ve Nazlıgöl’ün çevresi, kendine has büyüleyici atmosferi ile ayrı birer dünya gibidir. 
Bolu’nun, etkileyici doğal güzelliği sayesinde hiçbir zaman eskimeyecek bir diğer klasik cazibe merkezi ise Abant Gölü… Deniz seviyesinden 1328 metre yükseklikte yer alan Abant Gölü’nde dilerseniz orman kokusunu çekerek yaklaşık 7 km’yi bulan göl etrafında yürüyebilir, dilerseniz faytona binebilirsiniz. 
Bolu’da yeni keşifler yapmak isteyenleri ise Seben’e davet ediyorum. 22 kilometrekarelik alanı ile Abant Gölü’nün 7 katı büyüklüğünde olan Seben Gölü, 2006 yılında sulama amacıyla yapılmasına karşın bugün tertemiz, masmavi sularıyla kano, sörf, balıkçılık, su topu ve yüzme tutkunlarının cazibe merkezi oldu. 
Kış turizmi bakımından elverişli doğal yapıya ve zengin turistik tesislere sahip olan Bolu, her geçen yıl artan turist sayısı ile kış tatilleri için de cazibe merkezine dönüşüyor. Kartalkaya, Arkut Dağı ve Gölcük’ün tabiat yapısı, kayak, doğa yürüyüşü, teleferik ve yamaç kızağı tutkunlarının dikkatini bölgeye çekiyor. 

Bolu’nun yöresel yemekleri ve özellikleri nelerdir? 

Bolu mutfağı denilince akla birbirinden lezzetli geleneksel yemeklerin yanı sıra, eğitimli aşçılar gelir. Bolulu aşçıların ünü Osmanlı mutfağına uzanır. Hatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aşçısının da Mengenli olduğu bilinir. Özellikle Mengen Aşçılık Okulu’nda yetişen şefler Türkiye’nin ve dünyanın farklı restoranlarına transfer oluyor. Her yıl Ağustos ayında Mengen’de yapılan “Uluslararası Mengen Aşçılık ve Turizm Festivali” ile Mayıs ayında Bolu şehir merkezinde yapılan “İzzet Baysal Uluslar arası Mutfak Günleri” sadece Türkiye’de değil, dünyada da ilgi çekiyor. Bolu, “İzzet Baysal Uluslararası Mutfak Günleri” ile bu sene “Kültür ve Sanat” kategorisinde “Altın Karınca” ödülüne layık görüldü. Bolu’nun keşli, cevizli mantısı, güvençte yaprak sarması, okla tatlısı, şeker içermeyen tamamen doğal uğut tatlısı, el açması baklavaları, Mengen pilavı, höşmerim, kuzu güveç, katık, kaşık atmaç, bakla çullaması, kabak hoşafı, kara kabak tatlısı, palize, coş hoşafı, karavul şerbeti, kızılcık şurubu, Bolu Beyi tatlısı ve saray helvası dünyaca meşhur lezzetlerimizden. 

***

Çok detaylı ama bir o kadar da anlaşılır bir anlatımla mevcut çalışmalarını, yeni projelerini ve Bolu ilimizin tüm özelliklerini bizlerle paylaştıkları için Bolu Belediye Başkanı Sayın Alaaddin Yılmaz’a sonsuz teşekkür eder ve saygılarımızı sunarız.

14 Bolu

Medeniyetlerin kurucusudur, tarih öncesi.
Yeşil kentin adı Polis’tir, sonlardan ikincisi,
Bolu, Uygarlığı Hititler’dir, zengindir mazisi,
Geçmişe sahip oluşudur, çok sanının olması.

Abant Gölü’n kenarı, sarı beyaz nilüfer dolu.
Maden suyun kaynağı, kaplıcalardır Şifa yolu,
Solaklar Kaya Evleri’yle tarih kokar Her türlü,
Ülkemizin en büyük ormanlık alanısın Bolu. 

Bolu beyi gibi düne karışmak değil marifet,
Hak, sonradan kazanmak değil, özündedir adalet.
Toprağın altında doğmak, Bolu’luyum demek,
Zalime karşı gelmek, Köroğlu gibi olmak gerek.