Profesyonel olmak, sadece kağıt üzerinde olmamalı. Profesyonellik, her hal ve durumda uygun bir davranış sergilemektir aynı zamanda. 

Aslında, “Profesyonel bir futbolcunun oyundan alındığında verdiği, makul ölçülerdeki tepkiyi bir anlamda normal karşılamak gerekir” diye düşünenlerdenim. Ancak, cümleden de anlaşılacağı üzere; “Makul ölçülerde” olması halinde.

Beşiktaş’ın Portekizli futbolcusu Ricardo Quaresma’nın Çaykur Rizespor maçının 64. dakikasında oyundan alınırken, bilekliğini, bandajını ve sargı malzemelerini savurarak oyundan çıkmasına anlam veremedim bir türlü.

Tamam, oyunda kalmak ve performansını doksan dakika sergilemek isteyebilirsin. Ancak söylene söylene, hocan Şenol Güneş’in kararını adeta sorgular bir biçimde oyun dışına gelip, üstelik de, yedek kulübesine değil de soyunma odasına yönelmeni bana anlatamazsın Quaresma. Bu hareketin bir başka düşünceyle, teknik direktörünü seyircinin önüne atmaktır. Çünkü sen de ülkemizdeki futbol seyircisi profili gayet iyi bilenlerdesin. Son derece bilinçli futbol seyircisiyle birlikte, tribünleri bir dejarj olma platformu olarak gören izleyici de var. Senin tecrübe paritende bir oyuncunun böyle bir şey yapmasını ciddi anlamda kabul edebilmem mümkün değil.

Takımının oyunun o dakikasında skor tabelasında 1-0 galip olduğunu, rakibin oyunun sonu yaklaştıkça risk alıp üzerine daha fazla geleceğini hiç mi düşünemiyorsun? Ayrıca oyun içinde bir de sarı kart görmüşsün, hakemin neredeyse her verdiği karara itiraz eder bir haldesin. Yanından yamacından vızır vızır geçen rakiplerini seyretmeye de başladığın dakikalardasın. Şenol hoca da tüm bu olup bitenin farkında… 

Ne yapsın yani? Seni oyunda tumayı sürdürüp Çaykur Rizespor’un gol atmasını mı beklesin? Hakemle aşırı haşır neşirliğinin sonucunda ikinci sarıdan oyun dışı kalmanı mı seyretsin? Yoksa taktiksel anlamda duruma el koyup yerine kulübeden birini mi koysun? Tabi ki yapması gerekeni yaptı ve yerine Tolgay Aslan’ı oyuna sürdü.

Maç sonrası yaptığı açıklamada Şenol Güneş, öğrencisinin davranışları için, “Gereksiz” tanımlaması yaparken, elini kolunu sallayarak tribünlere hareket yapan Quaresma için, ironik bir yaklaşımla, “Bilemiyorum, belki de tribünde arkadaşları vardır. Onlara bir şeyler söylemek istemiştir. Kolundan, bileğinden çıkanları sağa sola atması da onların ağır gelişinden olabilir” dedi.

Burada yaptığım şey, Portekizli oyuncuyu günah keçisi ilan etmek değil tabi ki. Profesyonel olmayı, yalnızca imza attığı sözleşme koşulları gereği algılayan yani, sadece kâğıt üzerinde profesyonel olan bir anlayışın yanlışlığının altını çizmeye çalışmak. Nedenini de soracak olursanız; çünkü öyle kolaylıkla Quaresma olunmuyor. Değil mi?

Hoşçakalın…