Yıl 1963, Mülkiyeyi bitirmiş, master için, kabulü çok zor olan, İngiltere, London School of Economics (LSE)’ye gitmiştim. Fazla olmamakla birlikte, okulda bir kaç Türk vardı. Mülkiyeli Prof. Dr. Ergin Günce (rahmetli oldu), Prof. Dr. Fikret Görün, Prof. Dr. Metin Sözen ve Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş. 
Herkesin tutoru, dersi ayrı olduğundan, fazla görüşemiyorduk. LSE’nin graduate common roomunda, restoranda bir araya gelebiliyorduk. Ben, derslerin yanısıra, LSE futbol takımına seçilmiştim. Ayrıca, meşhur LSE Bottle partilerine, kültür, sanat, müzik, tiyatro etkinliklerine katılıyordum. 
O yıl, Ankara semalarında, uçakların çarpışması neticesinde, feci bir kaza vuku buldu. Ulusa düşen uçakların neden olduğu can kayıpları arasında, Nevzat Bey’in kardeşi de vardı. Nevzat Bey gurbette, büyük acı yaşadı. Kendisini, o günlerde hiç yanlız bırakmadım. Var gücümle, teselliye çaba harcadım. Bu hadise, bizi, çok yakınlaştırdı. Nevzat Bey, fevkalade tevekkül sahibi, inançlı bir insandı. Selçukçuğum, hepimiz bir gün yüce Allah’a kavuşacağız, kadere inanmalıyız’ demişti. Daha sonra, Nevzat Bey, Türkiye’ye, İktisat Fakültesi’ndeki görevine döndü. Ben, eğitimime devam ettim. LSE’deki eğitimimden sonra, Türkiye’ye dönünce, aklımda, Hariciyeye ve yeni kurulmuş olan Devlet Planlama Teşkilatına intisap etmek vardı. 
Büyük prestije sahip olan ve herkesin girmeye can attığı DPT, daha ağır basıyordu. O dönemde, Sn. Demirel’in Adalet Partisi, % 51 gibi büyük bir oranla seçimleri kazanmış, Başbakan olmuştu. Adalet Partisi iktidardı. DPT sınavını kazandım. O sırada, yeni iktidar tarafından, DPT’ye atamalar yapılmış, Turgut Özal, Müsteşar, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Sosyal planlama ve İktisadi planlama Daireleri’nde görevlendirilmişti. Sn. Ekrem Ceyhun, Mülkiyeli Sn. Dr. Yılmaz Ergenekon, Dr. Merih Celasun, Hikmet Çetin gibi dev kadrolar görevdeydi. Başbakan Sn. Demirel, DPT’yi, doğrudan kendisine bağlamıştı. Nevzat Bey, Sosyal Planlama Dairesi başkanı oldu, benim de SPD’de vazife almamı istedi ve sağladı. Esasen, LSE’de geçen yılların ardından, münasabetlerimiz hiç kesilmemişti. Kendisi ile yaşam  çizgimiz, LSE’den sonra, DPT’de bir kez daha kesişmişti. DPT’de, Turgut Özal’la tanıştım, Nevzat Bey sayesinde, Özal’la çeşitli görev vesileleri ile çok yakınlaştım. O dönemde ben, DPT’nin Hariciyesi olan ‘Uluslararası Ekonomik ve Teknik İşbirliği Departmanı’nda çalışıyordum. Bizim birim, Dışişleri Bakanlığı’nın 1 İktisat ve 2 iktisat daireleri ile çok yakın çalışıyordu. Yakın arkadaşım, kardeşim kadar yakınım olan, Büyükelçi Üner Kırdar’la da, bu vesile ile kardeşliğimiz başladı. Üner de, Nevzat Hoca’yı çok takdir eder, sever. Turgut Özal’la yaptığımız dış görev seyehatlari, bizi çok yaklaştırmıştı. 
Birgün, Nevzat Bey, beni makamına çağırdı. Selçukçuğum, ABD’de, OEO-Office of Economic Opportunity nezdinde 4 aylık üst düzeyde, çok güzel bir program var, Turgut Abi ile görüştük, Selçuk gitsin dedi. Senin katılmanı istiyor. O günlerde eşim Engin Maruflu, oğlumuz Burç’u dünyaya getirmiş, henüz hastanedeydi. ‘Efendim, ben gidemem, eşim lohusa’ dedim. Nevzat Bey, ’Selçuk, bu çok önemli bir program, müsade edersen ben telefonla, Engin Hanım’la görüşeyim, mutabakatını alayım dedi. Görüştü ve ben ABD’ye gittim. 1965-1971 yıllarında, Türkiye’nin müstesna bir örgütü olan, DPT’de, Türkiyemiz için çok önemli işlere, projelere imza attık. DPT uzmanı olarak, Sn. Demirel, Sn. Özal, Bakanlarla, Devletin en üst düzeyi ile YPK’da, staff toplantılarında, bilgi arzetmek için, Bakanlar kurulunda, TBMM Plan bütçe Komisyonunda, sık sık bir araya geliyor, sabahlara kadar çalışıyorduk. Hatta bazen, Özal, evden arıyor, çalışmak üzere evine çağırıyordu. Bu yoğun süreçte, değerli Semra Hanım’ın bize ikram ettiği çaylar, yorgunluğumuzu alıyordu. Bu olumlu çalışmalar ve kalkınma hamlesi (Türkiye %7’lik kalkınma hızına ulaşmıştı). 12 Mart muhtırası ile, bu çalışmalar akım kaldı. Hükümetler değişir, DPT uzmanları, görevlerini sürdürürler. Zira, DPT, bir UZMANLIK KURULUŞUDUR. Ben, daha sonra, 1980 yılında, özel sektöre, PEPSİCO’ya Genel Müdür olarak geçtim. Bizim Nevzat Hoca’yla görüşmelerimiz, her daim, kesintisiz sürdü. Kendileri, TRT Genel Müdürü oldu, beni TRT’ye almak istedi, PepsiCo’dan ayrılmak istemedim. TRT’de tarafsız, ilkeli, çok başarılı oldu. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası, Özal’ın askeri hükümetten istifa ettiği günlerde, Nevzat Hoca’dan telefon aldım, ’Selçuk, seni falanca gün, Etiler, Prof. Sitesi, A 2 nolu evimde bekliyorum. Turgut Ağabey de gelecek dedi. O tarihlerde, İstanbul’da bulunan Akşit Kayalar’la birlikte gittik. Bir iki kişi daha vardı. Turgut Bey, Devlette, en yüksek mertebelere geldiğini, artık siyaset yoluyla, Türkiye’ye hizmet etmek istediğini söyledi, bizim görüşlerimizi istedi. Özal’a, tam destek verdik. Yani ANAVATAN partisinin tohumları, Nevzat Hoca’nın evinde atılmıştır. Daha sonrasını biliyorsunuz, Özal ve ANAP, BİZLER İKTİDAR OLDUK. O dönemde, Nevzat Bey, siyasete girmedi. Özal da, onu, İslam Kalkınma Bankası’na yolladı. Daha sonra, TBMM’ye, İstanbul Mİilletvekili olarak girdi. AGİT Grup Başkanlığı yaptı. Bir ara, adı Türkiye Cumhurbaşkanlığı için geçti. Aktif siyaseti bıraktıktan sonra, birçok NGO’da, vakıfta, görev yaptı, fevkalade saygın kanaat önderi olarak adı hep arandı, geçti. 
Geçen yıl, OTİM’de, Nevzat Hoca ile birlikte, değerli arkadaşım, Büyükelçi Üner Kırdar’la dış politika konusunda, güzel bir panel yaptık. Ağustos ayında, önce Üner’in, Ada’daki evine gidecek, daha sonra, Hoca’nın Silivri civarındaki çifliğine gidecektik. Gene, kardeşim gibi olan, sevgili Kazım Oksay da, bu randevulara katılacaktı.
 15 Temmuz 2016 günü, ‘Darbe Teşebbüsü Günü’, TBMM’den, Nevzat Hoca’nın elim vefat haberini bildirdiler. Büyük acı duydum. Olamaz dedim. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, dininin icaplarını yerine getiren, inançlı biri, ilim adamıydı. 
Aynı zamanda, Nevzat Bey, Özal gibi, Büyük önder Atatürk’e, Atatürk ilke ve İnkılaplarına, yürekten bağlıydı. Eşine çok düşkündü, evlatlarını çok iyi yetiştirdi. Yeri doldurulmayacak, uluslararası alanda tanınan, değerli devlet, bilim adamıydı. Nevzat Hoca’yı çok arayacağım. Özleyeceğim. Değerli ailesine, Türk Milleti’ne başsağlığı diliyorum.