ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ATO Congresium'da düzenlenen "7. İş, Güvenlik ve Yaşam" Ankara Zirvesi'ne katıldı. Etkinlikten önce basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelik, Suriyeli sığınmacıların çalışma izniyle ilgili yüzeysel birçok değerlendirme yapıldığını, bu değerlendirmelerin doğru olmadığını söyledi.

Önceki aylarda "Göç Yasası"nı çıkarttıklarını bunun ikincil mevzuatının çıkmasını beklediklerini ifade eden Çelik, şunları söyledi:

"Bu yayınlanır yayınlanmaz biz Bakanlar Kurulu Kararıyla Türkiye'ye sığınmış olan Suriyelilerin, ülkemizdeki açık iş pozisyonları dikkate alınarak istihdamları veya nitelikli Suriyelinin burada değerlendirilmesi, onların bu niteliklerinden yararlanılması konularında çalışmalarımız olacak. Tabii milyonlarca insanın burada sığındıkları ülkede kendi ayakları üzerinde durma imkanı varsa onların bu niteliğinden yararlanmak doğru bir adımdır diye düşünüyoruz. Ayrıca kendi bünyemizden yürüttüğümüz istihdam politikalarımızı etkileyecek değil. Her işte açık iş pozisyonlarımız var, her ilde. O çerçevede bu kardeşlerimiz değerlendirilmesiyle ilgili bir Bakanlar Kurulu Kararı yayınlandıktan sonra, bunlarla ilgili daha ayrıntılı şeyler söyleyebiliriz."

Çelik, Suriyelerilerin açık iş gücü pozisyonlarından değerlendirileceğinin altını çizerek, Suriyelililerin ucuz iş gücüne dönüştürülmesi gibi yaklaşımın söz konusu olmadığına dikkati çekti.

Bir basın mensubunun, Mecidiyeköy'de 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasıyla ilgili takipsizliğe tepkilerin olduğunu belirterek, "Bu karar sizin vicdanınızı yaraladı mı?" sorusu üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:

"Bir kere olay 'vicdanım var' diyen, ki herkeste vicdan olduğuna inanıyoruz biz, derinden yaraladığı inancı içerisindeyiz. Kim bir kişinin ölmesini bırakın, yaralanmasını ister. Bütün mücadelemiz, çalışma hayatının tüm unsurlarının amacı herhangi bir meslek hastalığına, herhangi bir ölüm ve yaralanma olayıyla karşılaşmada herkesin işini tamamlaması. Kimse 'kaza olsun' diye bir gayret içerisinde olmaz. Maalesef tedbirsizlikler, ihmaller içerisinde bu müessif olaylarla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla konu yargıya intikal etmiş, savcılık gerekli soruşturmayı yapmış ve yargı bir karar vermişse mutlaka dayandırıldığı durumlar vardır."

Bakan Çelik, söz konusu kazada bazı ailelere "kan parası" adı altında ödeme yapıldığı ve şikayetlerinden vazgeçirildiği iddialarıyla ilgili ne düşündüğünün sorulması üzerine, "Herhangi bir yerde bir kaza meydana gelmiş ve orada hukuki hakların dışında, vicdanlar dile geliyor, dula ve yetime sahip çıkılıyorsa ve ailelere sahip çıkılma gayreti varsa bu iyi bir durum. Bunun olması gereken bir iş olduğu inancındayız. Aksi takdirde yalnız yasalar sadece bunu veriyor. İyi, güzel de büyük bir olay meydana gelmiş, bir ev yıkılmış. Bu çerçevede işverenlerin. yargının ve hakların dışında yeni şeyler düşünmesi, yeni imkanlar sağlaması, o çocukların okuması, geleceğe hazırlanması konusunda gayret göstermesi çok doğal bir şeydir, olması gereken bir şeydir. Ben olayın tam olarak içini bilemiyorum" yanıtını verdi.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı'nın içeriğinin sorulması üzerine, çalışma hayatının dinamik bir hayat olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Son olaylardan sonra gerek madenler, gerekse de inşaatlarla ilgili sadece çalışma bakanlığını ilgilendiren mevzuatlarla değil, diğer bakanlıkları da ilgilendiren mevzuatlarda varolan eksikleri bir bütün olarak yenilenmesi konusunda bir çalışmayı yürüttük. Sayın başbakanımızla da son kez gözden geçirdik. Bunun parlamentoya sevkini sağlayacağız ama onun öncesinde gerek işçi, gerek işveren örgütleriyle yapacağımız toplantıda bunları paylaşacağız. Bu toplantı sonunda paylaştığımız konulara ilave düzenlemeler gelebilir. Mevzuat açısından tüm bakanlıkları ilgilendiren eksiklerin giderilmesi konusunda en mükemmelini gerçekleştirme çabası içerisindeyiz. Bazı alanlarda işverenin sorumluklarını ve çalışanların sorumluluklarını daha da netleştiren ve her iki kesime de yükümlülükler getiren bir düzenleme."