Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso, "Türkiye'nin, 1 milyondan fazla Suriyeli mülteciye destek olması ve yakın zamanda Kürt mültecilere de barınak sağlaması çok etkileyicidir" dedi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede çok önemli bir rol oynadığını belirterek, Türkiye'nin saygı duyduğu ve hayran olduğu bir ülke olduğunu ifade etti.

Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin neredeyse AB'nin kendisi kadar eski olduğunu anlatan Barroso, AB ile Türkiye'nin yakın birer ortak olduğunu, bu ortaklığı devam ettirmenin ve derinleştirmenin önemini vurguladı.

Hem Avrupalıların hem de Türklerin bu ortak çıkarı çok iyi anladıklarını aktaran Barroso, AB'nin Türkiye'nin en önemli ticaret ve yatırım ortağı olduğuna işaret etti.

Barroso, Türkiye'nin son 10 yılda çok büyük değişiklikler geçirdiğine değinerek, şunları kaydetti:

"Hiç şüphesiz en önemli değişiklik ekonomiye ilişkindi. Bir dizi zor ama akıllı reform sayesinde 2001'de yaşanan büyük krizden sonra önemli ilerlemeler kaydedildi ve Türkiye çok daha zengin bir ülke haline geldi. Yıllık ortalama yüzde 5 büyüme sağladı, G20'ye katıldı ve AB'ye giriş açısından ekonomik kriterlerden biri olan işleyen bir piyasa ekonomisi haline geldi. Bazı siyasi kriterlerle ilgili resim biraz karmaşık olsa da Türkiye aynı zamanda AB müktesabatı ve mevzuatı ile uyum konusunda da adımlar attı.

AB, Türkiye'nin reformlarının yanındadır. Türkiye, AB'den katılım öncesi destek açısından en çok destek sağlayan ülkedir. 2007-2013 yılları arasında 4,8 milyar avroluk bir fayda sağladı. Bir sonraki program dönemi 2014-2020'de Türkiye yaklaşık 4,5 milyar avroluk bir destek alacak. Siyasi reforma ve demokratikleşmeye destek vermek, hukukun üstünlüğü, insan hakları, sosyal kalkınma, sosyal kapsayıcılık, düşük karbon ekonomisine dayalı gelişmelerin sağlanması, bağlantısallığın artması ve AB'ye doğru uyum sağlanması öncelikli konular arasında yer almaktadır."

"Ancak bir arada olursak başarılı olabiliriz"

Türkiye'de yeni hükümetin AB stratejisini belirlemiş olmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Barroso, Türkiye'nin AB yolundaki çalışmalarını yeniden hızlandırması amacıyla hazırlanan bu çalışmanın önemli olduğunu dile getirdi.

Barroso, "Avrupa ile ilgili olarak Türkiye tarafında bu çalışmaların devam etmesini istiyoruz. Avrupa tarafında ise 23'üncü ve 24'üncü fasıllar başta olmak üzere fasılların bir an önce açılmasını umuyorum" dedi.

Türkiye'nin AB'nin önemli bir ortağı olmaya devam ettiğini vurgulayan Barroso, şöyle devam etti:

"Bunu, Avrupa Birliği Konseyi ve Komisyonu defalarca dile getirdi. Gelecek ekim ayında yayınlanacak olan ilerleme raporunun ana mesajlarından biri de bu olacak. Karşı karşıya kaldığımız zorluklarda, ekonomik kriz, enerji güvenliği, göç politikası veya terörle mücadele olsun, bütün önemli sorunlarda Türkiye her zaman AB için çok önemli stratejik bir ortak ve çözümün parçası olmuştur. Ayrıca Türkiye'nin kendi bölgesinde de çok önemli bir rolü vardır. Türkiye'nin bölgesi dediğimiz zaman aslında AB'nin bölgesinden de bahsediyoruz.

Türkiye'nin şu anda 1 milyondan fazla Suriyeli mülteciye destek olması ve yakın zamanda Kürt mültecilere de barınak sağlaması çok etkileyicidir. Bütün bu zorlukların üstesinden gelebilmek için Türkiye'nin de AB'ye ihtiyacı var. Onun için ancak bir arada olursak başarılı olabiliriz. Aramızda işbirliği yapabilecek pek çok potansiyel alan var. Dış politikadan terörle mücadeleye, ekonomiden ticarete, göçten vize diyaloğuna ve özellikle de enerjiye kadar pek çok alanda işbirliği yapabiliriz."

Hem AB hem Türkiye'de AB'nin genişlemesiyle ilgili bazı kişilerin soru işaretlerine sahip olduğuna değinen Barroso, "Ama şunu söylemek isterim; AB'nin genişlemesi devam edecektir. Çünkü Avrupa ne kadar büyürse o kadar güçlenir. AB'nin genişlemesi, hem AB'ye katılan ülkelere fayda hem de mevcut üyelere destek sağlamıştır" diye konuştu.

"Türkiye'nin kalbini kazanmamız gerekiyor"

Barroso, ekonomi alanında ve toplumlar arasında daha çok etkileşim olması gerektiğini belirterek, Türk hükümetinin de bunu düşündüğünü belirtti.

Bilgilendirme kampanyası yapılmasının çok önemli olduğuna dikkati çeken Barroso, "Avrupalıların kalbini kazanmalıyız. Kabul edelim ki; Avrupa'da kamuoyunda bazı soru işaretleri var. Aynı şekilde Türkiye'nin de kalbini kazanmamız gerekiyor. Türklerin de Avrupa'ya entegrasyon süreçlerini inançlarını geliştirmemiz gerekiyor. Bunlar birer gerçek" ifadelerini kullandı.

İletişim konusunda çalışılması gerektiğini aktaran Barroso, bunun bir içeriğinin olması gerektiğini, siyasi ve ekonomik alanda gerçek anlamda bir etkileşimle bunu sağlanabileceğini kaydetti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, şu an bölgede karşı karşıya olunan zorlukların aslında AB vatandaşlarına Türkiye'nin katkısının ne kadar önemli olabileceğini göstermek açısından büyük bir fırsat olduğunu kaydederek, "Biraz sabırlı da olmamız gerekiyor. Burada takvimi net olarak söylemek mümkün değil. Gideceğimiz yön, takvimin kendisinden çok daha önemlidir. Bu yön belli. Bunu çok net gördük. Her iki tarafta da liderlik olması gerekiyor. Liderlik önemli ki Türkiye'nin Avrupa'ya olan taahhüdü konusunda bir soru işareti olmasın. Aynı şekilde Avrupa'da da Türkiye'nin Avrupa'ya daha yaklaşması konusunda liderlik önemli" değerlendirmesinde bulundu.

"Avrupa IŞİD'le mücadele konusunda birleşti"

Barroso, Avrupa'nın IŞİD'le konusunda birleştiğini belirterek, şunları aktardı:

"28 tane demokrasiden bahsediyoruz. Ben gece gündüz bu bölgede çalışıyorum. Avrupa'nın ortasında askeri kaynakların seferber edilmesi gerektiği konusunda çok net farklılıklar var. Açık açık konuşalım. Geleneksel olarak Fransa ile Almanya arasında farklılıklar var. Bizim bu farklılıkları da ele almamız gerekiyor. Şunu hiç şüphe yok ki AB bu konuda bir bütün olarak, bu sürecin içinde bir taahhüde sahip."

IŞİD ile mücadeleyi eski Batının terörle mücadelesi söyleminin içerisine sıkıştırmamak gerektiğini vurgulayan Barros, "Demokrasilere ve değerlerimize karşı kutsal savaş ilan edip buna devam edecekler. Bu terör faaliyetleri aslen, Müslüman ülkelere ve bu bölgelere yönelik bir tehdittir. Müslüman ülkeler ve Müslüman toplumların bizim bunlarla alakamız yok demesi çok önemli. Dışarıdan çözümle olmuyor, bölgedeki insanların liderlik göstermesi gerekiyor" diye konuştu.

Barroso, 'ABD veya Avrupa gelip sorunları çözecek' diye düşünülmemesi gerektiğini belirterek, ilk hedef kendileri olması nedeniyle bölge ülkelerinin çıkarlarının da bu sorunları çözmek yönünde olması gerektiğini ifade etti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, "Bölge ülkelerinin bu aşırıcı ve fanatik örgütleri temizlemek konusunda çaba göstermeleri çok önemli" dedi.