CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Perpa Ticaret Merkezi esnafıyla bir araya geldiği toplantıda, bir ülkede güvenle üretim yapmak, çalışmak, konuşmak için herkesin can ve mal güvenliği olması gerektiğini, bunun teminatının da yargı bağımsızlığı olduğunu dile getirdi.

"Slogandan önce yapacağımız çok önemli bir şey var"

Esnafın çok sayıda sorunu olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, "Esnaf kardeşlerimizin başında bir kira stopajı belası vardır. O kira stopajı belasını, Allah'ın izniyle Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunda, Millet İttifakı da parlamentoda çoğunluğu sağladığında kaldıracağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, "İnce başkan" sloganları üzerine, şöyle devam etti:

"Slogan atmak güzel ama slogandan önce yapacağımız çok önemli bir şey var. Ayın 24'ünde, pazar günü hep beraber sandığa gitmek zorundayız. Sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Sandığa giderken demokrasiden, özgürlükten yana, genç, dinamik, yetenekli, enerjik bir cumhurbaşkanı adayımız var. İdealist bir öğretmen, binlerce çocuğumuzu yetiştirdi ve bütün hayatını Türkiye'nin gelişmesi ve büyümesine adayan bir öğretmen. Adı, Muharrem İnce. Ona da 'Evet' diyecek miyiz? Bir de milletvekili seçimlerimiz var. Millet İttifakı'nın parlamentoda çoğunluğu alması lazım. Çoğunluk olacak ki uyum olacak, tek adam rejimine son verelim, parlamentonun üzerinde hiçbir vesayet olmasın."

"Devleti yönetmek dünyanın en kolay işidir"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aile sigortasını getireceklerini, gelirsiz aile olmayacağını bildirerek, katılımcılara şöyle seslendi:

"Taksi şoförünün, tır şoförünün, kamyon şoförünün, servisçinin, büfecilerin sorunu var. Bu sorunları çözmenin tek adresi var: CHP. Küçük esnafın büyük sorunları var. Zincir mağazalarla rekabet edemiyor. Bir küçük esnaf bu zincir mağazalarla nasıl rekabet edecek? Zincir mağazalarla esnafı yok ediyorsunuz. Zincir mağazalarla, AVM'lerle esnafın boğulmasını isteyen bir atmosfer istemiyorsan adresin, yerin bellidir: CHP."

Bütün sorunların farkında olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Devleti yönetmek için deneyim değil, devleti yönetmek için önce akıl lazım, akıl. Devleti yönetmek dünyanın en kolay işidir. Devlette herkesin görevi bellidir ve kanunlarla tanımlanmıştır. Almanya'da 4 ay hükümet kurulamadı. Hiçbir Alman esnafı, sanayicisi, çiftçisi çıkıp 'Ne olacak bu memleketin hali?' demedi. Çünkü devletin çarkı çalışıyor. Hükümet, devleti yönetmek üzere gelir, yetkiyi halktan alır. Devlet bakidir, liyakat üzerine, adalet üzerine yücelir. İşi ehline verdiğinizde hiçbir sorun kalmaz. Eğer hükümet 'Ben devlet olacağım.' diyorsa, orada liyakat biter ve devlet çöküş sürecine girer. Bir veya binlerce yetkiyi bir kişiye verdiğinizde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir kişiye teslim ettiğinizde, o ülkenin geleceği karanlıktır. Bir kişi her şeyi bilemez, her şeye muktedir değildir. Demokrasilerden denetlenmeyen hiçbir makam yoktur, her makam denetlenir. Bu gerçekten yola çıkmamız ve bu gerçekle düşünerek sandığa gitmemiz lazım."

"Bizim tek amacımız bu ülkede 81 milyonun huzur içinde yaşamasıdır"

Kemal Kılıçdaroğlu, medyada özgürlüğü sağlayacaklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bizim havuz medyası diye tanımladığımız medya kanalları var. 'Bizden korkmayın. Niye bizi kendi televizyonlarınıza davet etmiyorsunuz? Davet edin, istediğiniz soruyu sorun.' diyoruz. Cesaret edip bizi kendi televizyonlarına bile davet edemiyorlar. Niye cesaret edemiyorlar? Çünkü onlar da biliyorlar ki biz yüzde 100 doğruları söylüyoruz, bizim hiçbir bireysel çıkarımız yoktur. Bizim tek amacımız bu ülkede 81 milyonun huzur içinde yaşamasıdır. İlk yapacağımız işlerden birisi medya özgürlüğünü sağlamaktır. Medya patronları gazetecilik dışında başka bir işle uğraşmayacak."