BRÜKSEL - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Halk barış istediği müddetçe HDP olarak biz de içeride ve dışarıda politikamızı barış üzerine ve çözüm üzerine inşa etmeye devam edeceğiz" dedi.

Demirtaş, Brüksel'de Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile görüşmesinin ardından değerlendirmelerde bulundu.

Mogherini'nin Türkiye ziyaretinde HDP grubuyla görüştüğünü, seçimler sonrasında da telefonda görüştüklerini hatırlatan Demirtaş, "Son dönemlerde hem Suriye'deki iç savaştan kaynaklı, hem de Türkiye'deki istikrarsızlıktan kaynaklı Avrupa'ya doğru da bir göçmen akını var. Bunların birçoğu maalesef yollarda yaşamını yitiriyor. Avrupa'ya geldiğinde de bazı ciddi sıkıntılar, sorunlarla karşılaşıyorlar. Konulardan biri buydu" diye konuştu.

Seçim güvenliği konusunda da Avrupalı yetkililerle özellikle AGİT'in Türkiye'de gözlemci bulundurması konusunda temasları olduğuna işaret eden Demirtaş, "Hükümet her ne kadar çatışma, savaş seçeneğinde ısrarcı olsa da Türkiye toplumu barışta ısrarcıdır. Halk barış istediği müddetçe HDP olarak biz de içeride ve dışarıda politikamızı barış üzerine ve çözüm üzerine inşa etmeye devam edeceğiz" dedi.

Demirtaş, "Seçimin güvenliğini sanki Sayın Cumhurbaşkanı çok önemsiyormuş gibi ifade ediyor da geçen seçimde ciddi güvenlik sorunları yoktu. Bundan dolayı herhalde seçimi kaybettiğini düşünüyor olsa gerek ki bu defa kendince tedbirler alınmasını ifade ediyor. Bu bizi tedirgin ediyor doğrusu. Seçim güvenliğinin tehlikeye düşeceği konusunda biz tedirginiz. Yoksa seçim güvenliğinin sağlanması hepimizin temel arzusudur" şeklinde konuştu.

Demirtaş, HDP'nin yüzünü her zaman halka döndüğünü savunarak, şunları söyledi:

"Seçim öncesinde de öyleydi, seçim sonrasında da öyledir. Dolayısıyla seçimden sonra yüzünü dağa dönen kendileridir. Yüzünü dağa dönüp savaş ilanı yapan kendileridir. HDP seçim öncesi neredeyse seçim sonrası oradadır. Biz çözümü, parlamento içerisinde aradığımız için seçime girdik. 80 milletvekilimizle oraya gittik. Yeni anayasa, demokratikleşme reformları olsun diye bizler parlamentoda halkımızdan yetki aldık. Savaş kararını veren biz değiliz, kendisidir. Bizzat kendisidir. Partimizi suçlamasına gerek yok. Bir Cumhurbaşkanı olarak artık muhalefet partilerini de rakip olarak görmekten kendisinin vazgeçmesi lazım. Bir Cumhurbaşkanı'na yakışmıyor bu. Cumhurbaşkanı'nın makamına da yakışmıyor."