TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan olağanüstü hal (OHAL) kararına ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

OHAL'in anayasal ve demokratik bir yönetim süreci olduğunu söyleyen İyimaya, "Bunun tamamlayıcı bir anlamı da olağan yönetim dönemindekinin aksine kimi özgürlüklerinin sınırlandırılabilmesidir. Olağanüstü hal yönetimi, demokratik dünyalarda var olan bir yönetimdir ve onun da rejim standartları vardır." ifadelerini kullandı.

OHAL'in, demokrasiye, temel hak ve hürriyetlere, anayasal düzene yönelik tehlikelerin bertarafı için normal idarenin işleyişinde alınamayacak önlemlerin alınabilmesini mümkün kıldığını vurgulayan İyimaya, "Vatandaşların emin olması gerekir, vatandaşlarımızın aleyhine değil, lehinedir." dedi.

"Olağanüstü hal ile sıkıyönetimin karıştırılmaması gerekir"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç da OHAL'in ihtiyaç halinde hükümetlerin başvuracağı bir metot olduğunu söyledi.

Malkoç, şunları dile getirdi:

"Olağanüstü hal ile sıkıyönetimin birbirine karıştırılmaması gerekir. Olağanüstü halde hak ve özgürlüklerde herhangi bir kısıtlama olmaz. Vatandaşların çalışmalarında, siyasi, sosyal faaliyetlerinde herhangi bir değişiklik olmaz. Bireysel hak ve özgürlüklerde bir daralmanın olması söz konusu değildir ancak olağanüstü hali gerektiren Türkiye'deki gibi Fetullah Terör Örgütü mensuplarının, bu darbecilerin, milletin geleceğini gasbetmeye çalışan, hak ve hukuk tanımaz insanların başta Türk Silahlı Kuvvetlerinden tasfiyesi olmak üzere, devletin diğer kurumlarından tasfiyesi için yapılması gereken hukuki ve siyasi çalışmalardır."