İSTANBUL

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genç Sosyal Bilimciler Derneğince Doğuş Üniversitesinde düzenlenen "1. Ulusal Gençlik Akademisi"nin açılışındaki konuşmasında, Türkiye'nin bölgesinin ve dünyanın önemli aktörlerinden biri olması için ne yapılması gerektiği konusundaki görüşlerini dile getirdi.

Gençlerin gelecek ama aynı zamanda bugünün en temel aktörleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Kadın-erkek eşitliği... Sakın bundan ödün vermeyin. 'Kadın evinde otursun' diyen adama 'Kardeşim sen önce git kendin evinde otur' diyebilmek gerek. Hayatın her alanında kadın ve erkek omuz omuza mücadele edecek. Kadını bir yere hapsetmek, Cumhuriyetin ve çağdaşlığın, uygar dünyanın kabul edeceği bir şey değildir. Bilime olağanüstü değer ve önem vermek zorundayız." dedi.

Güçler ayrılığı ilkesine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Şunu insanlık tarihi gördü ve öğrendi; Bir kişiye bütün yetkiler verildiğinde, o kendi ulusunu bir süre sonra felakete sürüklemiştir. Hitler, en somut örnektir. Bütün yetkileri aldı, 'Ben başkanım' dedi, sadece kendi ülkesini değil, bütün dünyayı kana buladı. Ne yapıldı? Alman Anayasasına halkın direnme hakkı konuldu. Tıpkı 15 Temmuz'da halkın direnme hakkını kullandığı gibi. Dolayısıyla demokrasiye yönelen her harekete karşı, hepimizin ortak mücadele etmesi lazım. Güçler ayrılığı, yasama, yürütme, yargının ayrı olmasıdır, çağdaş demokrasilerde bir de buna medya eklenir. Çünkü bunların tamamı milli iradeyi kullanırlar ve milli iradeyi temsil ederler. Bir kişi, milli iradeyi temsil edemez, demokrasilerde böyle bir şey yoktur. Güçler ayrılığı bu bakımdan çok önemlidir. Bu bağlamda başkanlık tartışmaları yapılırken, 'Yasama ve yargı, benim için ayak bağıdır' diye birisi söylüyorsa, onun demokrasiye ihanet ettiğini rahatlıkla düşünebilirsiniz. 'Benim gibi düşünmeyen yargı veya benim gibi düşünmeyen yasama organı'... Olmaz."