Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV'de katıldığı programda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖdarbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını anlatan Davutoğlu, bir gün önce İstanbul'dan Ankara'ya geldiğini ve akşam saatlerinde de eşi Sare Davutoğlu ile iki düğüne katıldıklarını belirtti.

Saat 22.00 sıralarında kendisine olağanüstülük haberlerinin intikal ettiğini ve daha sonra koruma müdürüne bilgilerin ulaşmasının ardından güvenli bir eve gittiklerini söyleyen Davutoğlu, gittikleri evin sahibini tanımadıklarını ancak kendisinin "Gideceğimiz ev kiminse sorun, ben kimseye risk atfetmek istemem." dediğini aktardı.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'a ulaşmaya çalıştığına değinen Davutoğlu, 5 yerli, 4 yabancı yayın kuruluşuna bağlandığını bildirdi.

15 Temmuz gecesinin "kader gecesi" olduğunun altını çizen Davutoğlu, sabaha kadar ayakta olduğunu belirtti.

"Allah bir daha Türkiye'ye öyle bir karanlık gece göstermesin." diyen Davutoğlu, iradesine sahip çıkacak bir halk olduğunun artık herkes tarafından bilindiğini aktardı.

Davutoğlu, "Şimdi öyle bir yapıdan bahsediyoruz ki kendisine mehdi olduğuna inanılan, metafizik bir takım güçleri olduğu inanılan bir başka otoriteye bağlı olan bir bürokrasi ve böyle bir sapık zihniyet etrafında örgütlenen bir yapı. Bu zihniyet her şeyin temeli. Önce bu zihniyete savaş açmak lazım." ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı döneminde ofisinin dinlendiğini anımsatan Davutoğlu, dinlemenin failinin belli olup olmadığının sorusuna, "O zaman çok araştırdık, birtakım şeyler de bulundu. Emniyet, istihbarat, MİT araştırdılar...Ama bakanlık içerisinden olduğu kesindi. Başka birinin benim odama kadar girip nüfuz etmesi mümkün değil." yanıtını verdi.

İstihbarat zafiyetinin sorulması üzerine Davutoğlu, söz konusu yapının mevcudiyeti konusunda MİT Müsteşarlığının 2012'den beri çok ciddi uyarılarda bulunduğunu söyledi.

"İlk ihbar Hakan Fidan'a suikast yapılacak şeklinde"

7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yerinden edilmek istendiğini aktaran Davutoğlu, Fidan'ın söz konusu yapının kodlarını ortaya çıkaran bir çalışma içerisinde olduğuna dikkati çekti.

Darbe girişiminin olduğu gece MİT'te ciddi çatışmalar olduğunu hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"MİT karargahını ele geçiremediler. Burada da herkesin hakkaniyetle bakması lazım, anladığım kadarıyla, yine doğrudan bilgiye sahip değilim, esas ilk ihbar Hakan Fidan'a yapılacak bir suikast şeklinde geliyor. Bir ihtilal, bir darbe şeklinde değil de helikopterle gelinip Hakan Fidan'a yapılacak eylem şeklinde. Dolayısıyla da o sınırlarda olduğu için Hakan Fidan'da bunu Genelkurmay Başkanımızla görüşerek çözme yoluna gidiyor. Ama tabii her halükarda haber edilmesi lazımdı, yani Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın. Ben de Başbakanlık konumunda olsam bu soruyu sorardım."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhalefet liderleriyle tarihi bir toplantı yaptığını, kendisinin de böyle bir toplantıyı hayal ettiğini dile getiren Davutoğlu, geçmiş tartışmaları bırakarak yapılan toplantının krizden vizyon üretilebileceğini gösteren önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Olağanüstü halin doğru bir karar olduğuna işaret eden Davutoğlu, şer odaklarına karşı mücadelenin kesintisiz sürmesinin gerektiğini bildirdi.

Rus uçağının düşürülmesi

Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili "Emri ben verdim" sözlerinin hep tartışıldığının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, bu sözden hareketle bir hükme varanların, ya devlet işleyişini bilmediğini ya da art niyetli olduğunu belirtti.

2012'nin haziran ayında Türk uçağının Suriye tarafından düşürüldüğü olayı hatırlatan Davutoğlu, daha sonra Silahlı Kuvvetlere "Suriye'den ülkemize yaklaşan her Suriye uçağı tehdit olarak görülmeli ve vurulmalı" şeklinde bir angajman kuralının Başbakanlık direktifi olarak Genelkurmay Başkanlığına verildiğini anımsattı.

Geçen yıl Eylül ayında Rusya'nın arka arkaya hava sahası ihlali yaptığını bildiren Davutoğlu, bu olaydan sonra angajman kuralının değiştirilmesi ihtiyacının ortaya çıktığını aktardı.

Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Devlet geleneği içinde angajman kurallarının direktifi yazılı olarak Başbakandan Genelkurmay Başkanına bildirildiği için 10 Ekim 2015'te, bu anlamda 'talimatı ben verdim' diyorum. Genelkurmay Başkanına yeni talimat verildi, 'sadece Suriye uçakları değil hangi ülke uçağı olursa olsun hava sahası ihlali yapan uçaklara bu angajman kuralları uygulanır' denildi."

Ahmet Davutoğlu, bir soru üzerine ABD'nin Fetullah Gülen'i iade etmesi gerektiğini kaydetti.