AĞRI

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "HDP’ye sesleniyorum; eğer çözüm sürecinde samimiyseniz, 6-7 Ekim olayları dolayısıyla bir kere bu millete bir özür borcunuz var. Bir daha, bu milletin evlatlarını sokağa çıkarmak için şiddet için çağrıda bulunmayın. Çözüm sürecinde samimiyseniz bir daha kimseyi bu toprakların mekanları üzerinde şiddete davet etmeyin" dedi.

Başbakan Davutoğlu, partisinin Patnos 5. Olağan İlçe Kongresi’ndeki konuşmasına, salonda “Başın Ağrı kadar dik, biz seni çok sevdik” yazılı pankartı okuyarak başladı. "Biz de sizi çok sevdik. Biz de Patnos’u çok sevdik" diyen Davutoğlu, kongreye geç kaldığı için partililerden helallik istedi.

Dün, Irak’ta ondan önce Avustralya ve Filipinler’de bazı programları dolayısıyla bulunduğunu anlatan Davutoğlu, yoğun programına rağmen Patnos’a gelmekte kararlı olduğunu söyledi.

"Ne olursa olsun, program ne kadar yoğun olursa olsun mutlaka Patnos’a gideceğiz, Patnoslular ile bulaşacağız, dedim" diye konuşan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bunun birçok sebebi var. Kongre takvimi üzerinde çalışırken, Süleyman Bey ile ilçe kongrelerini planlarken mutlaka Patnos, demiştik. Birinci sebebi, bizim tarihimizde önemli yeri olan Sultan Alparslan’ın Malazgirt’e yürüdüğünde ilk geçtiği kapıdır, Patnos. Selam olsun, Alparslan’a. Onların gayretleri üzerine bu topraklar hür ve istiklal sahibi milletin mekanlarıdır. Patnos’a gelmek istedik, çünkü Patnos, bize her zaman destek verdi, yanımızda oldu. 30 Mart seçimlerinde öylesine destek verdi ki AK Partili belediye başkanı seçildi. Bu, sembolik değeri yüksek zaferdi. Sizlere teşekkür etmeye geldim."

"Çözüm sürecine sahip çıktık"

"6-7 Ekim olaylarında Patnos, vandallara, milletin huzurunu kaçırmak isteyenlere ders verircesine dimdik ayakta durdu" ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Onun için sizi bağrımıza basmaya geldik. Bazı hareketler vardır, inşa ederler bazı kadrolar vardır sadece inşa edicidir. AK Parti’nin en önemli vasfı, inşa edici vasfıdır. Bu inşa edici vasfı dolayısıyla çözüm sürecine sahip çıktık. Çözüm sürecini, milletimizin bekası için hiçbir aksama olmadan sürdürmeye de kararlıyız. 6-7 Ekim olayları aslında çözüm sürecine darbe vurmak için provokasyondu. Bu süreci başlatırken, kardeşler arasında fitneyi yok etmeye çalışırken, birileri de kardeşler arasında fitne sokmaya çalıştı. Dün biz Erbil’deydik. Sınırlarımızın ötesinde ama kardeşlerimizin diyarı. Oradaki kardeşlerimizle kucaklaştık. Kürtler, Türkmen kardeşlerimizin, Arap kardeşlerimizin hepsinin size selamını getirdik. Onlar farklı lehçelerle hep kardeşliği konuştular."

"Ebedi kardeşliği inşa etmeye ahdettik"

Partililerin, "Vur vur inlesin, Kılıçdaroğlu dinlesin" sloganları üzerine, "Dinleyecek" karşılığını veren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dün cuma namazında, Erbil’de, hoca efendi, konuşmasını yarı Kürtçe yaptı, yarı Türkçe yaptı. Konuşmasının bir yerinde, Yunus Emre’nin güzel şiirlerini, Türkçe olarak oradaki kardeşlerimize seslendirdi. 'Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz' dedi. Bizim davamız aşk davasıdır, muhabbet davasıdır. Onun için çözüm sürecinde biz bütün Türkiye’yi kucaklamak üzere yola çıktığımızda ne engel gelirse gelsin, engellere takılmadan bu topraklarda ebedi kardeşliği inşa etmeye ahdettik.”

Partililerin, "Dik Dur Eğilme Patnos Seninle" sloganları üzerine de Davutoğlu, hiçbir zaman eğilmediklerini ve bundan sonra da eğilmeyeceklerini ifade ederek, "Şimdi bakınız, biz bir taraftan 12 yıldır ülkemizi, Ağrımızı, Patnosuzumu inşa etmeye çalışırken, birileri de bu topraklarda kardeşler arasında fitne sokmaya çalıştı. Şimdi buradan sesleniyorum, bu topraklarda, kardeşliği isteyen herkese sesleniyorum; gelin çözüm sürecini nihai noktaya getirene kadar omuz omuza çalışalım. Hep beraber, bu fitne tohumunu ekmeye çalışanlara gerekli dersi verelim" şeklinde konuştu.

"Biz yangın yerlerinde gül dikeceğiz"

Patnos’ta yapılan yatırımlara dikkati çeken Davutoğlu, bu ilçeye sadece son 3 yılda toplam 180 milyon liralık yatırım yapıldığını söyledi. AK Parti iktidarının yatırımlarla inşa ederken, birilerinin de 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi bu inşa faaliyetlerine darbe vurmaya çalıştığını belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Biz yangın yerlerinde gül dikeceğiz. Biz inadına inşa edeceğiz. Onlar yıkmaya çalışırken biz inadına bu topraklara muhabbeti daim kılmak için çalışacağız, irfan ve medeniyet mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bu olaylardan sonra yıkılan, yakılan yerleri en iyi şekilde tamir etmeye söz verdik. Şimdi buraya gelirken, vatandaşlarımızın ihtiyaçları, beyan ettikleri hasarlar, bize bildirilen hiçbir hasar karşılıksız kalmadı. Hepsi tamir edildi.”

Davutoğlu, Patnos Belediyesi binası için de 7 milyon liralık kaynak transfer edildiğini bildirdi.

"HDP’ye sesleniyorum; eğer çözüm sürecinde samimiyseniz..."

Konuşmasında, HDP’ye de seslenen Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Eğer çözüm sürecinde samimiyseniz, 6-7 Ekim olayları dolayısıyla bir kere bu millete bir özür borcunuz var. Bir daha bu milletin evlatlarını sokağa çıkarmak için, şiddet için çağrıda bulunmayın. Çözüm sürecinde samimiyseniz bir daha kimseyi bu toprakların mekanları üzerinde şiddete davet etmeyin. Aslında tarihi bir sınav da verdiniz. AK Parti, bu sınavı en işi şekilde götüreceğinin, bu sınavı vereceğinin işaretini verdi. Bundan sonra da Patnoslu, Ağrılı kardeşlerimizin nezdinde bütün Türkiye’ye sesleniyorum; biz çözüm sürecini kardeşlik süreci olarak tamamına erdireceğiz ve sadece Türkiye'de değil sınırlarımızın ötesindeki bütün kardeşlerimizle buluşacağız, dün Kuzey Irak’ta, Erbil’de kardeşlerimizle buluştuğumuz gibi. Bu kardeşliğin ebediyete kadar sürdürülmesine kimse engel olamayacak.”

Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarını değerlendirerek, şunları kaydetti:

"6-7 Ekim olaylarını çıkaranlar şu mesajı vermek istediler, AK Parti binalarına, AK Parti belediyelerine saldırarak, diğer vatandaşlarımızın iş yerlerini tahrip ederek şunu demek istediler: 'Buralarda bir tek biz siyaset yaparız. Bizim dışımızdaki partilere hayat hakkı yok' demeye çalıştılar. Biz de söylüyoruz ve buradan meydan okuyoruz, Türkiye'nin her köşesinde, her santimetrekaresinde AK Parti bayrağı ve al bayrak dalgalanacaktır. Ve biz Türkiye'nin her yerinde siyaset yapmaya, milletimizi temsil etmeye devam edeceğiz."

Kılıçdaroğlu'nun iddiaları

Başbakan Davutoğlu, CHP'lilerin parti içindeki ihtilaflarını unutturmak için haksız suçlamalarda bulunduğunu, bir taraftan da Türkiye'yi dışarıya şikayet ettiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun "MİT'in CHP'yi karıştırmak için bazı faaliyetlerde bulunduğu" yönündeki sözlerini anımsatan Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Kılıçdaroğlu'nun göremediği şu: Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumları gece gündüz bu vatanın emrinde ve hizmetindedir. Kılıçdaroğlu, son iki kongresinde dahi kendisine imza vermiş delegelerin oyunu dahi alamadı. Partisi içinde her türlü görüş birbiriyle çatışır hale geldi. Her kafadan bir ses çıkıyor, istifa edenler oluyor, disipline verilenler oluyor. Kılıçdaroğlu ise bütün bu olanları sadece seyrediyor. Öyle bir takım düşünün ki herkes kendi oyununu oynuyor, Kılıçdaroğlu da kendini antrenör zannedip ortada dolaşıyor. Öyle bir itham ki bu, güya MİT'in CHP içinde birtakım faaliyetler yaptığı, aslında Kılıçdaroğlu kendi acziyetini, zayıflığını örtmek için bir devlet kurumuna iftirada bulunuyor. Halbuki milletimiz biliyor, MİT dışarıdaki vatandaşlarımızı kurtarırken gösterdiği gayreti ve cehdi, içeride de huzur ve istikrar için gösteriyor. Kılıçdaroğlu'na buradan sesleniyorum, iftiralar üzerine siyaset yapmayın. Devlet kurumlarını zaafiyet içinde göstermeye çalışmayın çünkü bu kurumlar hepimize lazım. Elinde bir delil varsa Sayın Kılıçdaroğlu, çık ve ispat et. İspat edemiyorsan müfterisin, devlet kurumlarını zayıflatmak üzerine faaliyet gösteren bir ihanet içindesin."

"Kendi zafiyetini örtmek için"

Anadolu'da söylenen "Oynayamayan gelin yerim dar dermiş" sözünü hatırlatan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun da yapamadığı liderlik dolayısıyla dağılmakta olan partisinin vebalini devlet kurumlarına yüklemeye çalıştığını dile getirdi.

Başbakan Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu, Milli İstihbarat Teşkilatının çok önemli işleri var yapacak, CHP'yle uğraşacak kadar vakti yok. Ayrıca hiçbir şekilde, hiçbir devlet kurumu siyasetin içinde değildir ve olmayacaktır. Kendi zafiyetini örtmek için devlete, kurumlarına hakaret ya da iftirada bulunmayın" diye konuştu.

"Kim ne yaparsa yapsın, bu kutsal yürüyüş hedefine ulaşacak"

Hakkari'den Edirne'ye Muğla'dan Artvin'e gece gündüz çalışan AK Parti kadroların bu ülkenin geleceğinin teminatı olduğunu belirten Davutoğlu, vatandaşlara bu davayı kararlı şekilde omuzladıkları için teşekkür etti.

Başbakan Davutoğlu, "Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin inşasına ve Patnos gibi bütün ilçelerimizin her türlü zorlukların karşısında takviye edilmesine, yeniden inşa edilmesine, çalışmaya devam edeceğiz. Bu yolda önümüze nasıl engel çıkarırlarsa çıkarsınlar, bilsinler ki bu engelleri aşacağız" diye konuştu.

Bugün büyük bir coşku içinde, bütün AK Parti kadrolarının heyecanla kongrelerini yaptığını dile getiren Davutoğlu, yarın Erzincan ve Tunceli merkez ilçe kongrelerinin yapılacağını aktardı.

Başbakan Davutoğlu, "Gelecek hafta, Erzurum Kongresi'nin mekanı olan Erzurum'dan il kongrelerimizi başlatacağız. Çığırlar aça aça, tek tek, bütün kongrelerimizi tamamladıktan sonra inşallah 2015 Haziranı'nda yeni bir seçime, genel seçime birlikte gideceğiz" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Geçen sene Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak için bir taraftan Gezi olaylarıyla, diğer taraftan 17 Aralık komplolarıyla ve son olarak da 6-7 Ekim olaylarıyla yürüyüşümüzü durdurmaya çalışanlara işte Patnos'ta, Patnoslu AK Parti kadroları gerekli cevabı veriyor. Ve diyor ki 'Kim ne yaparsa yapsın, bu kutsal yürüyüş hedefine ulaşacak'. İnşallah 30 Mart seçimlerinde Patnos nasıl 'AK Parti' demişse, 10 Ağustos'ta nasıl bütün bir Türkiye, seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak, Sayın Başbakanımıza, o zaman, Recep Tayyip Erdoğan'a destek vermişse 2015 Haziranı'nda da inşallah bir kez daha Türkiye yeniden 'AK Parti' diyecek.

Salondakilere, "2015 Haziranı'nda yeniden 'Yeter, söz de karar da sadece milletindir' diyecek misiniz? Emaneti, AK Parti kadrolarına emanet edecek misiniz? Bize tuzak kuranlara karşı, bu ülkeyi tahrip edenlere karşı, etmeye çalışanlara karşı, bir inşa faaliyeti olan yeni Türkiye'nin kurulması için çaba sarf eden AK Parti kadrolarına destek vermeye devam edecek misiniz" diye soran Davutoğlu, aldığı "evet" cevabı üzerine "Allah razı olsun" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "Biz de her zaman Patnos'un yanında olacağız, Patnos'a her türlü desteği vereceğiz. Ağrı'ya ve bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya kardeşliği ve yeni Türkiye'nin yükselen bölge olma niteliğini kazandıracağız. Allah yolumuzu aydınlık eylesin, Allah yar ve yardımcımız olsun. Aziz Patnoslular, inşallah 2015'te sizden büyük bir müjde ve destek bekliyoruz" dedi.

"Bu topraklarda barışın elçisiyiz"

Davutoğlu, Erzincan'daki Kule Park Sosyal Tesisleri'nde de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi.

Irak ziyareti sırasında cuma namazı çıkışında insanların kendisine Arapça, Kürtçe, Türkmence ve Türkçe seslenerek kucakladığını ifade eden Davutoğlu, "Diller farklıydı, lehçeler farklıydı ama muhabbet, o gönülden muhabbet gözlerde ışıltı halinde vardı. Biz bu topraklarda barışın elçisiyiz. Biz bu topraklarda muhabbetin, bu topraklara nüfuz etmiş o engin irfanın temsilcileriyiz ve bu irfan bütün şehirlerimizde olduğu gibi Erzincanımızda da Erzincanımıza can veren o ruh ile varlığını sürdürüyor ve bu varlığını sürdürdükçe de Erzincanımız da ülkemiz de inşallah ilerde çok daha güzel günler görecek" şeklinde konuştu.

Erzincan'da 1939 ve 1992'de yaşanan depremin halkın kimliğini ve direnme gücünü artırdığını belirten Davutoğlu, devletin sorumluluklarını da artırdığına işaret ederek şunları kaydetti:

"1992'yi hatırlarsınız, 1999 depremini hatırlarsınız. Erzincan gibi nispeten daha uzakta görünen bir yerde değil Ankara'nın çok yakınında İstanbul'un çok yakınında Marmara depremine ulaşabilmesi dönemin başbakanının ve devlet yetkililerinin günler geçmesi gerekmişti. Evet göreceli olarak bakıldığında, tarih olarak bakıldığında geçen yüzyıl, yani 20. yüzyılda. 21. yüzyılda da Van depremi oldu. Yani yakın zamanda. Arada aslında 12-13 yıl var ama Van depreminde bir sene içinde 20 bine yakın konut yapılarak yepyeni bir Van inşa edildi, bir sene içinde. 92 depremi ile karşılaştırdığınızda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini ve 'Yeni Türkiye' dediğimiz kavramla Eski Türkiye arasında gerçekten de bir yüzyılı aşan bir kapasite farkı olduğunu açıkça ortaya koyuyor bu gelişme."

Başbakan Davutoğlu, Erzincan'ın benzer felaketlerle karşı karşıya kalmaması için kentsel dönüşüme ve binaların depreme dayanıklı hale getirilmesine büyük ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.

"Devletin planlamalarıyla milletin iradesi buluşmalı"

Demokrasinin en önemli meziyetlerinden birisinin "devletin yaptığı planlamalarla milletin iradesinin buluşması" olduğunu vurgulayan Ahmet Davutoğlu, geçmişte devletin planlar yaptığını ancak bunların toplumla halkla buluşmadığı için kağıtta kaldığını anlattı.

Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Şimdi bizim farkımız şu; hangi şehre gidersek gidelim, zihnimizdeki planlamayla o şehrin gerçeklikleri arasında bir itribat kurabiliyoruz ve en önemlisi o şehrin insanlarıyla bir gönül irtibatı kurabiliyoruz. O zaman ölçek büyümeye başlıyor. Şehir ölçeğinde düşündüğünüz hususlar, ülke ölçeğine yansıyor. Türkiye için biçtiğiniz roller, çevre ülkelere Ortadoğu'ya, Balkanlar'a, Orta Asya'ya, Kafkaslar'a, Akdeniz'e, Karadeniz'e yansıyor. Sonra da bütün dünyaya yansıyor. Onun için, biz bir taraftan Türkiye'de demokratikleşme, özgürlüklerin yayılmasıyla, millet iradesini hakim kılarken bir taraftan da dünyada vicdanın sesi olduk, olmaya da devam edeceğiz."

G20'de Türkiye'nin dönem başkanlığı

Geçen hafta G20 Zirvesi için Avustralya'da olduğunu hatırlatan Davutoğlu, 1 Aralık'tan itibaren dönem başkanlığının Türkiye'ye geçeceğini bildirdi.

Davutoğlu, üzerinde durdukları en önemli hususlardan birinin "Küresel ekonomik kriz sonrasında en az gelişmiş ülkelerle, gelişmiş ülkeler arasındaki farkın nasıl kapatılacağı" hususu olduğunu belirtti.

"Biz Türkiye olarak yeni dönem başkanlığında bu farkın kapatılmasını temel hedeflerimizden biri haline getiriyoruz" diyen Davutoğlu, "Eğer dünyada bir gün adalet olacaksa ve Erzincan'da gördüğümüz bu huzur ortamı, Türkiye ve diğer yerlere yayılacaksa burada bu ekonomik adaletsizliklerin giderilmesi şart. Vicdanın sesi olmak durumundayız ve vicdanın sesi olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Nerede bir şekilde mağdur olmuş, hakları gasp edilmiş ya da "bize yardım edecek kimse yok mu?" diye bir soru soran varsa Türkiye Cumhuriyeti'nin o kesimlerin yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Somali'deki mazlumların da ki ne zor şartlarda oraya gidildiğini hepiniz hatırlarsınız ekonomik imkanlar bakımından bebeklerin gözümüzün önünde susuzluktan vefat ettiği Somali'dekilerin sahibi de Afrika'da ki nüfusun beşte biri elektriği tanımıyor, enerji imkanına sahip olmayan o nüfusların da toplum kesimlerinin de sözcüsü olacağız. Bağdat'a ve Erbil'e gittim. Dünyanın belki de en şanslı ülkelerinden biri Irak'tır. Kendilerine de söyledim. Ortadoğu'ya baktığınızda, bazı ülkelerde nüfus kuvvetli, çok geniş bir insan kaynağı var ama doğal kaynaklar zayıf, Türkiye gibi Mısır gibi. Bazı ülkelerde doğal kaynak çok ama insan kaynağı az, Körfez ülkeleri gibi ama Irak'ta hepsi var. Hem insan kaynağı var, 35 milyona yakın ciddi bir nüfus, hem en önemli tarım havzası üzerinde hem de dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz ülkesi ama bakıyorsunuz Irak'ta huzur yok. Bu imkanları birleştirseler, dünyanın yükselen gücü olacaklar. İnşallah da birleştirirler."

Davutoğlu, Türkiye'nin her zaman Irak'ın yanında olacağını bildirdi.

"Bizim bundan çıkarmamız gereken ders şu; zenginlik petrolde, zenginlik doğalgazda, zenginlik başka imkanlarda değil. Zenginlik insanın ta kendisinde, içinde ve en büyük zenginlik insan zenginliği" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Halkına güvenen, halkıyla birlikte hareket eden bir siyasi yapıdan daha zengin hiçbir şey olamaz. Kendi halkını hareket ettirebilecek güce ulaşmış devletlerin ve onlarla bütünleşmiş devletlerin yapabileceği mucizeler; çok büyük doğal kaynaklara sahip ülkelerden çok daha fazladır" dedi.

Suriye ve Irak halkının büyük acılar içinde olduğunu hatırlatan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Mesele şu; halkın kendisini siyasi yapıda ifade edememesi. Halkı idare etme iddiası ile yola çıkanların zihninde bir vizyon olmaması. Etnik ve mezhebi farklar yüzünden vatandaşlık kimliğinin zayıflaması ve Suriye'de de Irak'ta da herkesin etnik, mezhebi veya dini kimliğine sığınarak sadece onlarla beraber bir hayat planlaması. İşte Türkiye'nin farkı burada" diye konuştu.

"Toplumun her kesimine yayacağız"

Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının toplumun her kesimine yayılacağını belirten Davutoğlu, bütün şehirlerin, bölgelerin birlikte kalkınacağını söyledi.

Bunu sağlarken sadece Türkiye için değil, çevrede de ekonomik kalkınma sağlayacak ortak projeler için çaba sarf edeceklerini dile getiren Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bakü'de doğalgaz varsa petrol varsa o Türkiye üzerinden Bakü-Tiflis-Ceyhan'a akacak, TANAP ile Türkiye üzerinden Avrupa'ya gidecek. Dün Bağdat'ta, Erbil'de Musul, Kerkük petrolleri ve Irak'ın diğer enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmesi veya Türkiye'de kullanılmasının görüşmelerini yaptık tekrar. Biz çevre ve ekonomik olarak entegre olduğumuzda hep beraber kalkınmanın yollarını, sırlarını keşfedeceğiz ve bu kalkınmayı gerçekleştireceğiz.

Millet ile devlet arasında gönül bağını, vatandaşlık bağını, insan haklarına ve evrensel hukuka dayalı temel aidiyet bağını kurarsak bu aidiyet bağı üzerinden kardeşliğimiz pekiştirirsek bu kardeşliğin pekişmesiyle beraber otaya çıkacak sosyal uyumdan, çatışmaları engelleyerek ortak bir enerjiye bütün insanlarımızın gücünü katarsak Türkiye 12 yılda gerçekleştirdiği büyük atılımlara yep yeni atılımlar katacak inşallah 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme mücadelemizde başarılı olacağız."