Necmettin Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, basına yansıyan ilk bilgilere göre, CHP'nin aday listelerinde Saadet Partisi için İstanbul üçüncü bölge dokuzuncu sırayı boş bıraktığını hatırlattı.

Kamuoyunda önemli sayıda Saadet Partili isme, CHP listelerinde, özellikle İstanbul'da seçilebilecek bölgeler için yer verildiğine işaret eden Aydın, 9. sıranın son seçimde CHP'nin son milletvekilini çıkardığı yer olduğunu belirtti.

Aydın, "Şimdi CHP'li seçmenler kara kara düşünmeye başlamışlardır. Saadet Partili bir milletvekili seçmek onlara zor gelecektir. Saadet Partili seçmen de CHP'ye oy verme stresine şimdiden girmiştir. Sonuç olarak bu 9. sıradan milletvekili çıkma şansı zayıflayacaktır." ifadesini kullandı.

"Aslında her iki parti yönetiminin seçmenine saygısızlık yaptığını, cezasını da çekeceklerini" belirten Aydın, muhtemelen diğer kontenjanların da buna benzer olacağını vurguladı.

Önceki seçimde CHP'de son sıralardan çıkarılan milletvekillerinin yerlerinin Saadet Partisine ayrılmasının bu adayların seçilme şanslarını azaltacağını kaydeden Aydın, "Bu bir nevi taşıyıcı annelik gibi bir şeydir." değerlendirmesini yaptı.

"Sonu hüsran bir seçime daha yaklaşıldı"

Aydın, "Saadet Partisi ve CHP için sonu hüsran bir seçime daha yaklaşıyoruz." ifadesini kullandı.

Saadet Partili isimlere CHP listelerinde bu şekilde yer verilmesi konusunda "Ama başka çaremiz yoktu" diyenler olabileceğini belirten Aydın, şunları kaydetti:

"Mesela Saadet Partisi, Cumhurbaşkanı adayı gösterip yüzde 1'ler civarında oy alıp siyasi mevta olacağına MHP'nin ardından 'Biz de Sayın Erdoğan’ı destekliyoruz' deseydi, 'İttifakta Saadet olarak yer almak istiyoruz ve MHP gibi herhangi bir pazarlık yapmadan AK Parti listelerinden yer istemiyoruz' deyip 'Onurluca kendi listelerimizle seçime gireceğiz, kabul etmez iseniz 85 seçim çevresinde bağımsız adaylarla seçime gireceğiz' dese idi, listelerini yaparken başka kapılarda dolaşıncaya kadar uzaklaştırdıkları Milli Görüşçüleri davet edip onlarla listeleri kuvvetlendirselerdi, CHP'ye kapılanıncaya kadar merhum Erbakan Hocamızın konutuna gidip Erbakan Vakfı ile birliktelik sağlasalardı, 'Ben Temel Bey'le çalışırım' diyen Fatih Erbakan'ı Konya 1. sıraya koyup bütün mitinglere beraber gitselerdi en az 30-40 millet vekili çıkarılırdı, Milli Görüş yeniden şahlanışa geçerdi. 'Yine de olmazdı, kazanamazdık' diyenlere de sözüm şudur; Onursuzca kazanmaktan onurluca kaybetmek daha iyidir. Onursuzca kaybetmek en kötüsüdür ve kuvvetle muhtemel olacak olan da budur."