CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Suriye'deki gelişmeler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Suriye'deki iç savaşın 7. yılına girdiğini anımsatan Yılmaz, Astana'da çatışmasızlık anlaşmasına ilişkin 4 Mayıs'ta metin imzalandığının ve 5 Mayıs'ta yürürlüğe girdiğinin açıklandığını anlattı.

Yılmaz, Suriye'deki görüşmelerin iki ekseninin, Astana ve Cenevre görüşmeleri olduğunu aktararak siyasi geçiş, yeni anayasa, seçim ve terörle mücadele konularının tartışıldığı sürecin devam ettiğini belirtti. Henüz doğrudan görüşmelere geçilmediğine işaret eden Yılmaz, BM Özel Temsilcisi uhdesinde ayrı odalarda, delegelerle ayrı ayrı görüşüldüğünü, Esad yönetiminin gönderdiği heyet olduğunu ve AK Parti'nin de desteklediği askeri, siyasi fraksiyonlardan oluşan yüksek müzakere komitesinin hazır bulunduğunu anlattı.

Suriye'de tarafların savaşmaktan yorulduğunu, bu durumun pozisyonlarında yumuşamayı da beraberinde getirdiğini, barışa yönelik perspektif açmak istendiğini ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin ipin ucunu kaçırdığını savundu. 

"Yutturmaca"

Suriye'nin geleceğine halkının karar vereceğinin açıklandığını ancak bunun bir yutturmaca olduğunu öne süren Yılmaz, "Eğer karar veriyorsa o zaman Astana'da sunulan anayasa taslağı kimin eseri? Suriye halkının bir tercihi mi?" diye sordu. Yılmaz, Suriye'nin geleceğine halkın değil Bosna, Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi uluslararası toplumun karar verdiğini bildirdi.

Yılmaz, Suriye'nin en kritik dönemine girdiğini, ya bölünüp parçalanacağını ve yükün Türkiye üzerine yığılacağını ya da mevcut politikayı değiştirip geç de olsa kötünün iyisi için çaba sarf edeceğini belirtti.