Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Genel Müdürlüğü ve Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) iş birliği ile İstanbul'da düzenlenen Türkiye Bilişim Zirvesi'ne katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Özlü, zirvenin sektörün tüm paydaşları için önemine dikkati çekerek, önümüzdeki günlerde elektronik, otomotiv, kimya ve gıda sektör zirvelerini hayata geçireceklerini bildirdi.

Türkiye'nin yüksek teknoloji yolculuğunda uyum içinde hareket etmesinin ve somut çözümlere imza atmasının önemine dikkati çeken Özlü, şunları kaydetti:

"Bugünün dünyasını değişimden, teknolojiden, dijitalleşmeden ve bilişimden bağımsız olarak anlamamız mümkün değildir. Bu kavramları anlamadan, bu kavramların içini doldurmadan bir yere varamayız. Öncelikli olarak, çağın getirdiği yeni üretim, tüketim ve pazarlama süreçlerini çok iyi anlamak ve analiz etmek zorundayız. Dolayısıyla Sanayi 4.0 sürecini, her yönüyle kavramak durumundayız."

"Demir medeniyeti, yerini data medeniyetine bırakıyor"

Demir medeniyetinin yerini data medeniyetine bıraktığına işaret eden Özlü, "Data medeniyetinin en önemli iki teknolojisi, yapay zeka ve büyük veridir. Yapay zeka konusunda, çok hızlı davranmalıyız. Nitelikli yazılımcılarımızı; hiçbir ülkeye kaptırmadan, çok büyük projelerle himaye etmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Özlü, bilişim toplumunun ve bilişim devriminin zorunlu kıldığı insan kaynağı faktörünün öneminin altını çizdi. Bilginin internetinden, değerlerin internetine geçildiğini dile getiren Özlü, konuşmasına şöyle devam etti:

"Değerin interneti dönemini şekillendirecek Blockchain teknolojisinin, buradaki büyük dönüşümün anahtarı olduğunu unutmamalıyız. Üretim ve yaşam ekosistemindeki varlıkların yönetimi nasıl dijitale geçiririz? Nasıl marka olacak dijital platformlar üretiriz? Artık bu sorulara yanıt aramalı ve ona göre pozisyon almalıyız.

Eğlence odaklı değil, ürün odaklı kodlamaya konsantre olmalıyız. Ortaya ticari bir ürün çıkarmayan, kalıcılığı olmayan, katma değer oluşturmayan kodlama anlayışına son vermeliyiz. Ülkemizin cari açık verdiği mühendislik yazılımları, güvenlik yazılımları gibi kritik alanlarda ciddi ürünler ortaya koymalıyız. Altını çizerek yeniden ifade etmek istiyorum: Eğlence odaklı değil, ürün odaklı kodlamayı esas almalıyız."

"Yazılım üreticilerinin sanayici vasfı kazanmasıyla 255 işletme sanayi siciline kayıt yaptırdı"

Temel çıkış noktasının eğitim ve bilişim farkındalığı olacağını belirten Özlü, sektöre bu anlamda önemli görevler düştüğünü söyledi.

Bakanlık ve hükümet olarak bütün imkanları sektör için seferber etmeye devam edeceklerini dile getiren Özlü, TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından bilişim alanında faaliyet gösteren firmalara sunulan katkılar hakkında bilgi verdi.

Bakan Özlü, iki ilgili kuruluşun destek ve teşviklerinin 2018 yılında da devam edeceğini bildirerek, şu bilgileri verdi:

"Ayrıca hayata geçirdiğimiz düzenlemelerle, Bilişim Teknolojisi ve Yazılım Üreticilerini, sanayici kapsamına aldık. Kamu ihalelerinde, yerli malı yazılım ürünlerine yüzde 15 fiyat avantajı zorunluluğu getirdik. Burada bir düzenleme var ama bunun uygulamasında sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları hep beraber aşacağız. Yazılım Ürünlerine Yerli Malı Belgesi düzenlenmesinin önünü açtık. Yazılım üreticilerinin sanayici vasfı kazanmasıyla birlikte, 255 işletme, Sanayi Siciline kayıt yaptırdı. Şu ana kadar 33 yazılım işletmesi, yazılım ürünleri için 80 yerli malı belgesi aldı."

"Bilişim milli güvenliğimizle doğrudan ilgilidir"

Bugün artık bilişimin, stratejik bir sektör olduğunun altını çizen Özlü, bilişimin milli güvenlikle doğrudan ilgili olduğunu söyledi. "Siber güvenlik, eşittir, milli güvenlik." diyen Özlü, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siber güvenlik alanında yapılan yatırımlar, doğrudan milli güvenliğe yapılan yatırımlardır. Dünyada, günde 230 bin kötü niyetli yazılım üretilmektedir. 2017 yılında, siber saldırılar sonucu dünyaya oluşan kayıp, yaklaşık 500 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Bu rakamın, 2020 yılında, 2 trilyon doları aşması beklenmekte. Bu nedenle, siber güvenlik artık bir sanayi koludur. Son 5 yılda ülkemizin siber güvenlik harcaması, 340 milyon dolar civarındadır.

Bu harcamadan, yerli ürünlerimizin aldığı pay sadece 45 milyon dolardır. Tüm bu tehditleri ve rakamları bir araya koyduğumuzda; bilişim ve siber güvenlik alanında, kimseye bel bağlamadan, kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Sayın başbakanımızın imzasıyla oluşturulan Yerlileştirme Kurulu'nda, yerli bilişime ve siber güvenlik yatırımlarına özel bir paragraf açacağız. Mühendislik ve güvenlik yazılımları gibi kritik alanlarda, çok özel gayret göstereceğiz. "