Geçtiğimiz hafta hain PKK tarafından, biri İstanbul’da diğeri Şemdinli’de bomba yüklü araçları patlatarak saldırı gerçekleştirildi. Ankara’da da daha hazırlık safhasında olan saldırı polisimizin çok başarılı takibi sonucu malumları etkisiz hale getirildi. 

İstanbul’da 6 Ekim’de gerçekleştirilen hain saldırı 10 kişinin yaralanması ile atlatıldı. 

8 Ekim’de Ankara’da bazı polis noktalarına bombalı saldırı hazırlığı yapan iki hain terörist, hali arazide yakalanacaklarını anlayınca hazırladıkları düzeneği patlatarak parçalanmışlardı. 

9 Ekim’de Şemdinli’de ise maalesef 8’i asker 18 şehit verdik, 11’i asker 27 kişi de yaralanmıştı. 

Üst üste gelen bu hain eylemlerde, Ankara’nın hedef alındığı eylem, polisimizin titiz ve isabetli istihbaratı ve çok başarılı operasyonu ile büyük bir facia önlenmiştir. İlgilileri şahsen de tebrik ederim. Bu başarılı operasyon terörle mücadelede istihbaratın ne kadar önemli ve etkili olduğunu bir kere daha ortaya çıkarmıştır. 

Geçen yıl Haziran seçimlerinden beri Devlet; bölücü hain PKK ile kararlı bir mücadele sergileyerek önce hainleri adeta kurtarılmış alan haline getirdikleri inlerinden söküp atmış ve insiyatifi ele geçirmişti. Çözüm sürecinde daha çok şehirlerde, kentlerde kitleleri kullanmaya yönelen PKK ise baskın-pusu gibi eylemler yerine bombalı saldırı ve tuzaklara ağırlık vermeye başlamıştı. 

Ancak Devlet’in kararlılığı karşısında bu taktik de tutmamıştı. 

Şimdilerde ise hain PKK’nın sadece canlı bomba ve bomba yüklü araçlarla eylem tercih ediyor olması adeta insiyatifi kaybettiğinin emaresidir. Hatta daha iyimser olanlar, PKK’nın belinin kırıldığını bile ifade etmektedirler. 

Geçmişte de daha önceleri PKK’nın belinin kırıldığı ifadelerinin ardından PKK’nın yeniden toparlanma imkanı bulduğu hafızalardadır. Artık bu fırsatın verilmeyeceği en yetkili makamlarca açıklanmaktadır. Bölgeyi etkisi altına alacak ağır kış şartlarının da dikkate alınarak PKK’nın eylem yapamayacak hale getirilmesi için içeride ve dışarıdaki destek kanallarının da ortadan kaldırılmasının, hiç değilse kesilmesinin önemi göz ardı edilmemelidir. 

Şemdinli’de hayatını kaybeden kahraman askerlerimize ve masum vatandaşlarımıza Ulu Tanrı’dan rahmet, aziz ve yiğit şehitlerimizin yakınlarına, TSK’ne ve milletimize baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.  

Değerli okurlarım, 

11 yıl önce 12 Ekim’de Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) efsane Komutanı Emekli General Kenan ÇOYGUN’u kaybetmiştik. 

Kenan Paşa 1962-67 yılları arasında Kıbrıs’ta gizli bir teşkilat olan TMT’nin oluşması ve gelişmesine, vatansever Kıbrıs Türk’ünün TMT çatısı altında bir güç olarak ortaya çıkmasına, azgın Rum çetelerine karşı masum Türk halkının hak ve hukukunun korunmasına öncülük etmiş ve Türk toplumunu perde arkasında yönetmiştir. 

1965-66 yıllarında Kıbrıs’ta emrinde çalışmaktan ve onu tanımaktan gurur duyduğum, Kıbrıs’ta Büyük ve Bozkurt olarak da anılan Kenan Paşa; yüksek dirayeti, azmi, özverisi, cesareti, soğukkanlılığı ve kararlı tutumu ile görevini üstün bir başarı ile yürütmüştür. 

Vefatını Hürriyet Gazetesi birinci sayfada BİR ÇILGIN TÜRK’ÜN VEDASI diye duyurarak Sayın Komutanıma çok da yakışan yeni bir isim takmıştı. 

Aziz hatırası önünde büyük bir saygı ile eğiliyorum. Yüce Tanrı’dan rahmet diliyorum. 

Mekanı cennet olsun.