An gelir yere göğe sığdıramazsın kendini!

Düşüncelerin duygularına yenik düşer, uçar gidersin başka diyarlara…     

İnsanın gönül sesi bir kez çağıldamaya görsün! 

Önünde ne engel kalır, ne de sınırlar. 

O ses ki, duygu yumaklarının armonisi ile zenginleşir;         

Bir bakarsın uçsuz bucaksız ovalarda, 

Bir bakarsın mor renkli dağlarda, 

Bir bakarsın evrenin derinliklerinde duyulur, dinlenir… 

İnsanoğlu özgürlüğüne tutkundur, doğasından gelir. 

Kimi zaman özgürlüklerimize gem vururlar, sersemleriz; 

Kimi zamansa özgürlüklerimizin kaybıyla, hayata küseriz… 

Doğamızda vardır neticede insanız.

Elimizden alındığı anda özgürlüklerimiz; 

Tuzla, buz olur duygularımız; sıcaklığını arar, onu çok özleriz… 

Yine de, kaybetmedikçe özgürlüğümüzün bedelini soran olmaz! 

Kimi zaman soran bulunsa bile verecek bedel kalmaz! 

Özgürce yaşamın bedeli nedir diye sorun bakalım;

Kıymetini unutanlara? 

Özgürlük uğruna canını, malını feda etmekten kaçınmayanların;

Bu tutkusuna değer biçsinler.   

İsterlerse şerefim, namusum adına yeminimdir desinler. 

Edilen her yeminin bir değeri vardır. 

Ama en değerlisi;

Özgürlük tutkusu ile yoğrulandır. 

Bağımsızlık bir tutkudur.

Ne vatan sevgisi, ne de uğruna hayatını feda edenler unutulur?

Vatanım isimli destanın güftesini kahramanlar yazar.

Özgürce yaşamak yoksa bu neye yarar?

Vatan bellediğimiz topraklarda;

Bir düşünün bakalım özgürlük olmazsa, 

Tadı olur mu hayatın? 

İnancına, sevdana, acına, 

Hüznüne, sevincine,  

Kısacası her şeyine,

Anlam katandır; özgürce yaşam. 

Her şeyin olabilir! 

Üzerinde yaşadığın topraklar, 

Malın, mülkün, tüm sevdiklerin…

Her ne varsa hayatına anlam katan… 

Ama özgürlüğün yoksa neye yarar bunlar?

Bir gün gelir de kaybedersen özgürlüğün o tılsımlı gücünü! 

Düşün bir bak!

Hayat seni nasıl karşılar? 

Özgürce yaşamak sadece senin hakkın mıdır? 

Sana mı haktır sanırsın?      

Çevrende yaşayan diğer canlılara bir bak! 

Bunu daha iyi anlarsın. 

Özgürce yaşam, tüm canlılar için vazgeçilmez olanıdır hayatın. 

Sadece insanoğlu beyin gücüyle,

Vicdanıyla yaşar özgürlüklerin hazzını, 

Diğer canlılar güdüleriyle yaşar özgürlük kavramını!

Kelebeklere bir bak! 

Kozasından çıktığı anda, özgürlüğe kanat çırpar. 

Ya yavru kuşlar?

İlk kanat çırpışıyla tadar, özgürce yaşamı.

Güneşin doğuşunu izle! 

Pırıltılarıyla aydınlatır dağları, ovaları, ormanları.

Kimi zamansa, 

İnsanoğlundan gelen acımasızlıkları! 

Özgürlüğün tanımına en çok yakışan nedir sence?

Bir düşün! 

İnsanca yaşamanın tüm güzellikleri mi? 

Yaşamına heyecan katan aşkların, sevdiklerin mi? 

Hayatında elde ettiğin varlıklar, ya da zenginlikler mi? 

Nedir sence? 

Bir düşün! 

Vatanı olmayana özgürlük nedir diye sorulur mu? 

İstiklali olmayan bir millet;

Vatanında yaşam hakkı bulur mu? 

Düşün, bir bak ardına! 

Ardımızda kalan yaşanmışlıklara, 

Tarihe kazınan zaferlere; 

Bu vatan için ödenen bedellere… 

Minarelerden taşan ezan sesleriyle coşar bu millet. 

Göğsümüzdeki imanın görüntüsüdür şahadet. 

Asırlık çınar oldu bu Cumhuriyet.

Sonsuza kadar var olacak; 

Atalarımızdan yadigârdır bu Gazi Topraklar; 

“O benim milletimin yıldızıdır parlayacak. 

O benimdir, o benim milletimindir ancak.”