Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı (TDAV) SÜLEYMANİYE KÜRSÜSÜ, 2017-18 konferanslar dizisini Azerbaycan Milletvekili, Türk Dünyası’nın yılmaz sesi, Siyasi İlimler Doktoru Ganire Paşayeva’nın “TÜRKLÜĞÜN ORTADOĞU’DAKİ SICAK GÜNDEMİ” konulu konferansıyla başlattı..

Yazı ve fotoğraflar: M.KEMAL SALLI

Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı (TDAV) SÜLEYMANİYE KÜRSÜSÜ, 2017-18 konferanslar dizisini Azerbaycan Milletvekili, Türk Dünyası’nın yılmaz sesi, Siyasi İlimler Doktoru Ganire Paşayeva’nın “TÜRKLÜĞÜN ORTADOĞU’DAKİ SICAK GÜNDEMİ” konulu konferansıyla başlattı..

Vakıf üyelerinin, TDAV Gençlik Kolları’nın, sivil toplum kuruluşlarının yoğun katılımıyla gerçekleştirilen etkinlik, büyük bir ilgi ve heyecanla izlendi…

Paşayeva konuşmasına, “Orta Doğu’da, özellikle Irak’ta Türkler nerelerde yaşıyor, neden bu bölgeler önemli ve neden bu bölgeleri bizden aldılar?” sorusuyla başladı. 

Bu bölgelerin Türk milleti için önemini vurgulayan Paşayeva, buraların binlerce yıldır yaşamakta olduğumuz bir coğrafya olduğunu, Malazgirt’ten (1071) çok önceleri bayrak gösterdiğimiz bu toprakların dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olduğunun anlaşılmasından sonra tüm dünyanın, özellikle Batılı emperyalistlerin ilgi odağı olduğunu anlattı.  

Paşayeva, Irak ve Suriye Türklerinin, 20’nci Yüzyıldan başlayarak yaşadığı zulümleri, uğradıkları katliamları yalnızca Türk oldukları için yaşadıklarını belirtti. Emperyalistlerin Ortadoğu petrol yataklarını kontrol altına alabilmek için bölgeye ilişkin kurguladıkları büyük oyunu ve hedeflerine ulaşabilmek adına düzenledikleri çeşitli operasyonları anlattı.

Paşayeva, Birinci Dünya Savaşı’ndan çıkan ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ün başında olduğu iradenin, buradaki varlığımızı kurtarmak için Lozan öncesi ve sonrasında büyük mücadeleler verdiklerini fakat, maalesef, buralara göz diken emperyalistlerin, iç ve dış oyunlarla ve güç kullanarak bu bölgeleri bizim egemenliğimiz dışına çıkardıklarını söyledi.

Paşayeva, Ortadoğu coğrafyasında yaşayan kardeşlerimizin egemenliğimiz dışında bırakıldığını, emperyalist güçlerin, BAAS Rejiminin ve kuzey Irak’ta yapılanmakta olan Barzani ailesinin Türklere olan düşmanlıklarını bitmediğini, onlarca yıldır buralardaki yaşayan Türklerin yüzlerce yıllık yerlerinden, yurtlarından sürüldüklerini, gitmemekte direnenlerin katledildiklerini, Türk’ün izlerini Ortadoğu’dan silme politikasının hız kesmeden sürdürüldüğünü, özellikle aydın kesime büyük zulümler yapıldığını, hiç de inandırıcı olmayan gerekçelerle idam edildiklerini ya da yerlerinden yurtlarından sürüldüklerini anlattı. 

Son otuz yılda Körfez Savaşı, Kimyasal silahlar, PKK/PYD, IŞİD/DAEŞ ve daha birçok yapılanmalarla devam eden ABD odaklı hareket ve gelişmelerin ırak ve Suriye’deki Türk varlığını paramparça edip zulüm ve baskı altında tuttuğunu, yok ettiğini açıklayan Paşayeva, bu durumda Türk Dünyası olarak ne yapmamız gerektiği konusunda da önemli saptamalar ve yönlendirmelerde bulundu.

Paşayeva, Irak’ta Türkmenlerin yoğun olarak yaşadıkları Kerkük’e, Telafer’e, Mussul’a, Tuzhurmatu’ya Suriye’de Türkmendağı’na, Bayır ve Bucak’a defalarca gittiğini, soydaşlarımızın yaşadığı acılara tanık olduğunu, yüzlerce yıl yaşadıkları yurtlarını terk ederek Türkiye’ye sığınan Türkmenlerle görüştüğünü dertlerini bildiğini anlattı. Uluslar arası kuruluların Türkmenler konusunda çifte standart uyguladıklarını belirten Paşayeva, “Acıdır ki, uluslar arası kuruluşlar Türkmenlere destek vermek konusunda çok istekli değiller. Bunları görerek Irak ve Suriye’de yaşayan soydaşlarımızın haklarının korunması, onlara destek verilmesinde bütün Türk devlet ve sivil toplum kuruluşları, bütün Türk Devlet ve toplumları uyanık ve etkin olmalıdırlar” dedi. 

Karabağ konusuna da değinen Paşayeva bu konuda da şöyle dedi:

“Bir Türk halkının toplumsal sorunları bütün Türk halklarının ortak sorunudur. Bu nedenle, Türk Dünyası’yla ilgili konularda birbirimize her zaman büyük destek vermek durumundayız. Büyük Müslüman aleminde yaşayan her Türk, yalnız Karabağ davasının anlatılmasında değil, bugün acı ve keder içinde olan  kardeş ve bacılarımıza, destek olmalıyız. 

Ben sizleri Suriye’de Bayır-Bucak’ta, Irak’ta Telafer’de, Kerkük’te, Kırım’da, Ahıska’da, Karabağ’da, nerede acı çeken bir soydaşımız varsa, her zaman elinizden gelen dayanışmayı esirgememeye çağırıyorum. Allah insanlarımıza her yerde her zaman yardım etsin.”  

Türk Dünyası aydınlarına da seslenen Paşayeva, “Topluma örnek olarak, bugünkü ve gelecek nesillere birlik ve beraberliğimizin ne kadar önemli olduğunu bıkmadan, usanmadan anlatmalıyız. Güç birliktedir ve birlik olarak adaletsizliklere karşı daha caydırıcı olarak savunabliriz” dedi. 

Bölgede, son aylarda gerginliklerin giderek arttığına dikkat çeken Azerbaycan Milletvekili, “Krdeşlik iyi günde de, kötü günde de birlik olmaktır. Azerbaycan her zaman kardeş devletlerin yayında olmuştur ve olmaya devam edecektir” dedi. 

Uzak ve yakın tarihimize bakınca başkalarından yani dünyaya yön veren emperyalist güçlerden ve onların kurmuş oldukları kuruluşlardan adalet beklemenin boş bir hayal olduğunu defalarca gördüğümüzü belirten Paşayeva, Türklüğün kendisine, Türk Dünyası’nın birbirine sahip çıkmasından başka çare olmadığını söyledi. 

Paşayeva,  her ne kadar ülkelerimizi yöneten idarecilerimizden doğal olarak bu yönde akıllı, somut adımlar atmasını, siyaset yapmasını beklesek de asıl büyük görevin aydınlarımıza ve onların yöneltip yetiştirecekleri halklarımız ve özellikle geçlerimize düştüğünü belirtti. 

Türk Dünyası’nın yılmaz sesi Paşayeva, birlikten güç doğacağının bilinciyle,  düşmanlarımızın bizi parçalamak için kullanacakları boy, din, mezhep ayrılıkları tuzaklarına düşmeden, milli kültürümüze sahip çıkarak kültür emperyalizminin bizi etkisizleştirmesine fırsat vermeyerek, akılcı eğitimle donanıp gücümüzü artırarak, bilişim teknolojilerini ve sosyal medyayı da bu yönde sonuna kadar kullanıp Irak’ta, Suriye’de, Doğu Türkistan’da, Karabağ’da Kırım’daki davalarımızı savunmamız gerektiğini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.

Soru-yanıt bölümünde de Paşayeva izleyicilerin merak ettikleri konularda ayrıntılı bilgiler verdi. 

Konuşması sonrasında Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Közhan Yazgan, Azerbaycan Milletvekili Paşayeva’ya bir gümüş kurt heykeli takdim etti.