Yine bir yıldönümü. Yine insan sa'y u gayretinin ortaya koyduğu; takdir ve tahsinlere lâyık Anadolu insanının, kendi yöresi kendi köşesinden çıkan “Ben de varım. Bizler de varız. Bu kutlu vatan köşesinin bağrından çıkıp, yurda sesleniyor, onunla kucaklaşıp Türkiye Türkiyem ile ses birliği, söz birliği yapıyor yapıyoruz.” diyor.
     İşte bir mütevazi Anadolu insanı; Ordu'nun küçük şirin bir bucağı; MESUDİYE kazasından çıkıp İstanbul'da tahsilini tamamlayan Sn. Sefai Uzunyurt ve dâvâ arkadaşları; kısa sayılamıyacak bir çeyrek asrı; emek, alınteri, sabır ve azmin; ses veren söz veren bir aksi olan; pırıl pırıl Ordu-MESUDİYE isimli süreli yayınlarıyla, zaman tünelinde önemli bir merhaleyi  daha arkalarında bıraktılar. Kat' edilecek yeni safhalara doğru; ilk günkü gibi saf, temiz bir heyecanla; yine Ordu- MESUDİYE'nin şahsında, tüm Ordu'nun taşına toprağına hizmeti şiar edinerek; Basın hizmetinde pupa yelken,  hür ve bağımsız bir şekilde; vatana, millete hizmet aşkıyla yollarına devam ediyor ve edecekler inşallah.
     İçimizden aramızdan çıkan böyle genç insanların yanında, yakınında olmak da, şeref olarak yeter de artar bile diyor; daha nice yıllar hep beraber; yayıncı ve okuyucu olarak çıkışını heyecanla bekleyecek. Zevk ve hayranlıkla mütalâa edecek. Yenilenen halecan ve yürek çarpıntılarımızla Ordu-MESUDİYE gazetesi; Türkiye Basın Buketi'nde yerini muhafaza edip koruyacak. Daha ışıklı yarınlara hep beraber yürüyor ve yürüyecek inşallah.
     Ama bir şartla, şimdiye kadar Ordu-MESUDİYE gazetemize gösterdiğimiz ilgi, alâka ve desteklerimizi artırarak; yeni hemşerilerimize de tanıtarak ve daha nicelerini aynı aydınlık ortama ortak ederek, böylece Türkiye Tarihi'nin bir bölümünü oluşturarak yolumuzda berdevam / devam üzre olacağız inşallah.
     Gazete deyip geçmeyin. Çok zevkli ve hayırlı olan bu hizmetin sefasından çok cefası var. Ama Ordu-MESUDİYE gazetemiz; evelallah bizlerden aldığı güç ve destekle bugünlere geldiği gibi, inşallah yarınlara da aynı destekle yelken açacağı muhakkak. Çünkü bu millet tarih boyunca lâyık olduğu her çeşit lider ve önderleri çıkarmış çıkarabilmiş, elinden tutulmuş çalışkan, verimli, sadık ve azmiyle dünyayı şaşırtmış, asil bir millettir.
     Evet gazete deyip geçmeyelim. Gazete yöremize ve içinde bulunduğu Türkiyemize ve hattâ dünyamıza tutulan bir projektör / bir ışıldak gibidir.
     Birlik ve dirliğe giden yolu aydınlatanların başında gelen en önemli faktör ve etkendir.
     Ama bir şartla bu mümkün olmuş ve yine olacaktır: Ordu-MESUDİYE gazetesini çıkaran ve kendilerine destek veren okuyucuların; el ele, gönül gönüle vermesiyle 25 yıl geride bırakılmıştır. Daha nice çeyrek asırları arkada bırakmak istiyorsak; aynı azim, gayret ve destekle bu ruhu dipdiri ve dimdik ayakta tutmamız gerekiyor.
     Evet bitmeyen azmi, tükenmeyen coşku ve heyecanıyla ve  tabii ki, takım arkadaşları, bir de aynı davaya kalemleriyle omuz veren kalemşor ve kalem savaşçılarıyla; Ordu-MESUDİYE gazetesinin bugünlere taşınmasında söz ve mâna hizmetinde bulunan kalem erbabına da teşekkürü borç biliyor; Ordu-MESUDİYE'nin 26.ncı yıla girişini can u gönülden kutluyor; bugünlerin daha ışıltılı yarınları da var diyerek, Ordu-MESUDİYE gazetesinin şahs-ı manevîsini / mânevî şahsını kutluyor; yarınlarda buluşmak hayal ve temennisiyle, yolun açık olsun diyoruz.
     Ordu-MESUDİYE gazetesinin şahsında, Anadolumuzun her köşesinde çıkan mahallî / yerel mevkute / gazete ve yayın organlarına da, Basın yolunda Türkiyemizi aydınlatma, bigilendirme ve yolunu açık etmede daima başarılar diliyor; hepsinin Türkiye Basın Buketi'nde renk renk yerlerini korumalarını ve sürekliliklerini Türkiyemizle beraber sürdürmelerini Yüce Allahtan niyaz edip diliyorum. Velhasıl hep beraber aydınlık Türkiye yarınlarına diyor; tekrar Basın emekçilerine “Yolunuz açık olsun.” demekten kendimi alamıyorum.
Kutlu yarınlara açarak yelken
Takvimleri ay ay, yıl yıl geçiver
Zamanın problemleriyle becelleşen
MESUDİYE gazetesine selâm ver