Yaşadıkça neler öğreniyor, öğrendikçe daha bir seviyeli, sevgi dolu, saygıyla yaşıyoruz. Öğrenme zamanına kadar, tecrübe edinmeden önce de ön yargılı olmamak için gayret etmemiz, insan olmamızın gereği değil mi? Ezberlerimize yenik düşmemek ve ön yargılarımızla karşımızdakine ve kendimize çokça acılar çektirmemiz ve pişman halimizle hüzünlere gark olmamız kaçınılmaz. 
Hüzün ve keşkelerle biten ön yargılı hallerimiz en iyisi, kabul edilebileni olsun. Hayat, yaşayabileceğimiz öylesi olaylara müdahil oluruz ki, ne üzüntü ne de somut ceza kabulu kurtarmaz bizi. 
An gelir ön yargılarımızla verilen bir karar ömrümüzce vicdanımızla hesaba oturtur bizleri. Klasik bir hikaye vardır, çokça anlatılır, yazılar da yer alır, okurken dahi insanı acıtıyor, şöyle ki..

<< Bayan garson sinirli olduğu bir gün, pastaneye bir çocuk gelir.
‘Abla yaş pastanın porsiyonu ne kadar?’ diye sorar.
Garson kız, çocukla uğraşmamak için iki liralık porsiyonun fiyatını üç lira der. Çocuk avucundaki bozuk paraları saymaya başlar. Garson kız başka masalara bakmaya gider. Çocuk sabırla bekler. Çocuğun gitmediğini gören garson kız, tekrar çocuğun yanına gelir.
‘Bre çocuk ne alacaksan karar ver, zaten canım burnumda!’ diye çıkışır.
Çocuk bu sefer; ‘Dondurma ne kadar?’ diye sorar.
Garson kız uflaya puflaya;
‘İki buçuk lira!’ der. Çocuğu umursamadan tekrar işlere bakar.
Geri döndüğünde çocuğu bir masada oturmuş kendisini bekler halde bulur. Çocuğun yanına gider, kaba bir dille;
‘Ne yiyeceğine umarım karar vermişsindir küçük!’ der.
Çocuk, üç liralık pasta yerine iki buçuk liralık dondurma ister. Garson kız, dondurmayı fişiyle birlikte getirip masadan ayrılır.
Çocuk dondurmayı yedikten sonra parasını masaya koyup gider.
Garson kız masaları temizlerken çocuğun masasına uğrar. Çocuk iki buçuk lirayı bir kenara bırakmış, elli kuruşu da bahşiş bir tarafa koymuştur! Garson kız sandalyeye yıkılır, bir süre öylece kalır. İnsan yerine koymadığı, kötü davrandığı çocuk, üç lirasıyla çok sevdiği yaş pastayı, bahşişe para ayırmak için yememişti. >>

Ön görülerinizden uzaklaşmadan, düşüncelerinizde saklı tutarak, ön yargılarınızın tümünden sıyrılın, uzaklaşın. Olay, diyalog, paslaşma vs bitsin de sonrası ders varsa verirsiniz, ders varsa alırsınız, acele niye..