Bedel değişik şekillerde ödenir.

Akıllı öğrenciler zamanında çalışarak ödedikleri bedellerinin karşılığı elde ettikleri başarılarıyla hedeflerine ulaşabilirler.

Ataletini kıramayan, tembelliklerini yenemeyen bedel ödemekten kaçınanlar ömür boyu yönetilen olarak, dipte kalarak ödemekten kaçındıklarının defalarca fazlasını ödemek durumunda kalırlar.

Geçmişte bedel ödeyenlerin iş yaşamlarının beyin ağırlıklı çalışmaları getirisi oldukça yüksek iken, bedel ödemeyenler bedensel ağırlıklı çalışmalarıyla oldukça düşük getirilere yetinmek durumunda kalarak aslında en büyük bedel öderler.

"Öğrenme mutluluğu" nedir?
“Hala öğreniyorum!” Michelangelo 
Yapılan araştırmalar en büyük mutluluğun öğrenmek olduğunu ortaya koymuştur; çünkü insanoğlu en fazla süreli anneye aileye bağımlı olandır. O yürümeyi konuşmayı okumayı yapabilmeyi yüzebilmeyi atlayabilmeyi ekonomiyi psikolojiyi tarihi matematiği vb öğrendikçe bağımlılığından kurtulmanın özgürlüğe koşmanın daha bilge daha yetkin yaşamanın zevkini yaşar. 
Onun için bir çocuk bir şeyi yapabildiği anda annesine, "bak anne artık ben... yapabiliyorum, yazabiliyorum atlayabiliyorum açabiliyorum bu  aracı sürebiliyorum..." sevincine hem tanıklık edilmesini hem de, "artık ben büyüdüm eski ben değilim kendime yetebiliyorum özgürlüğüme yürüyorum vb" sevincini paylaşmak ister. Halledebildiği her şey onun bağımlı olmaktan kurtulmasını özgürleşmesini sağlayandır.

 Yaşı ne olursa olsun insan öğrendiği her şeyde bu mutluluğu yaşar. Bu öğrenme mutluluğudur. Bunun için okullara, sertifika kurslarına seminerlere gider, uzmanları dinler, kitaplar okur araştırmalar yaparız.

 Öğrendiğimiz her şey bizi hem özgürleştirirken hem de dünyayı daha net görmemizi sağlar, ufkumuzu açar bizi daha da yetkinleştirir. Mutluluk öğrenmededir. Öğrenen insan işleyen demir gibidir. Çünkü insanların ölümü, "oldum artık öğrenmeme gerek yok" dediği anda başlar.

Beyin ölümünü öğrenmenin bitişi ile başlar.

İnsanların öğrenmeyi bırakıp, “ben oldum artık!” sözüi” ben öldüm” anlamına gelir de diyebiliriz.

Ölüm ise kendisini can sıkıntısı çekmekle hissettirir. Canınız sıkılmasın, öğrenmenin mutluluğunun farkına varın hep mutlu olmanın yolunun öğrenme olduğunu öğrenin, hep öğrenci kalın.

Kitap okumanın faydası nedir?

''Kitap okumanın faydası nedir?'' diyenlere...

Bir defasında hocama dedim ki: "Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şey kalmadı."

Bana bir hurma uzattı ve dedi ki: "Bunu ağzında çiğneyip ye."

Yedikten sonra sordu:

"Şimdi sen büyüdün mü ?

"Hayır", dedim.

Dedi ki: " Büyümedin ama o hurma vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu..."

Anladım ki, okuduğum kitap da öyle dağılıyor!

Bir kısmı kelime dağarcığını zenginleştiriyor. Bir kısmı bilgi ve irfanını artırıyor, bir kısmı ahlakını güzelleştiriyor, bir kısmı yazı ve konuşmada üslubuna incelik katıyor, bir kısmı hayata farklı bakmanı sağlıyor, bir kısmı içindeki sevgi merhameti artırıyor, bir kısmı öz güvenini artırıyor, düşünmeni, sorgulamanı tetikliyor, olaylar karşısında nasıl davranman gerektiğini öğretiyor... her ne kadar sen bunların farkında olmasan da.

Kitap okumak bir şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar! O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkansızdır.