Dünyanın dört bir yanında değer verilen varlıklar mekan ve zamanla değişmektedir. Bu gün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde insan değerine, eskiden olduğu gibi bugün de diğer tüm varlıklardan öncelik tanınmıştır. Bazı gelişmemiş yerleşimlerde ne yazık ki, geçmişte olduğu gibi günümüzde de insana biçilen değerler nesnelerle karşılaştırıldığı zaman, şaşırtıcı derecede önemsiz olduğunu fark etmekteyiz.

Bugün sık sık şahit olduğumuz olaylar; açık bırakılmış rögara çocuğun düşmesi, sürücünün karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya çarpması, iş güvenliği sağlanmamış inşaat işçisinin ihmaller sonucu kaza geçirmesi ve daha birçok olay, insana verilen önemin ne kadar basite indirgendiğini gösteriyor. Bu tür vakalar karşısında en vahimi ise kendimizi soyutlaştırıp, gerçekleşen olayları kadere bağlamakla geçiştirmektir.

Gelişmiş toplumlardaki bireyler sorumluluklarını bir düzen çerçevesinde yerine getirebildiğinden dolayı, bugün medyada sık karşılaştıkları; bilim, teknoloji, sağlık, insan ve hatta hayvan gelişimi üzerine sayfalarca haber yayınlanmaktadır. İnsanın temel yaşam hakkını tetikleyen en ufak etmenler karşısında çözüm üretme çabaları üzerine durulmaktadır. Gelişmemiş toplumlarda ise; kişilerin payına düşen mesuliyetleri gerektirdiği şekilde kayda almamalarının sonucunda, insanın yaşam değerlerinin kayıpları ardı ardına manşetlerin ve son dakika haberlerin konusu olduğundan, hayatta kalabilmeleri için üstün güçlere sahip olmaları gerektiği hissine kapılmalarına neden olmaktadır.

Toplumları insan değeri üzerinden sınıflandırılmak yerine, gelişmemiş toplumlardaki insanın hayat ucuzluğunu giderebilecek kalıcı çözümler irdelenmelidir.

   Hangi toplumun mensubu olursak olalım, yaşadığımız bir olayda; karşımızdakini eleştirmeden önce kendi hatamızı görmeye çalışalım. Tanık olduğumuz veya doğal afet olayların karşısında ise; maddi hasardan önce insanı düşünmekle beraber, benim elimden bir şey gelmez değil, yardım etmekle kendimizi yükümlü görmek ve öncelikli olarak kendi insanımıza sahip çıkalım ki dünya insanına da yardımımız dokunsun. Kendimizin ve karşımızdakinin yaşam öz değerlerine mümkün mertebede eşit bir yaklaşımla odaklanmalıyız. Varlığımızın değerini nesnelere verilen önemle karşılaştırmadığımız sürece insanız.