Bu sabah evden çıktım. Yağmur yağıyor, elimde şemsiye var. Fakat ne yaptığımın bilincinde değilim şemsiyeyi açmak aklıma gelmiyor. Su damlaları yüzümden, saçlarımdan akıyor. Ankara’da bu gün ağır bir hava var. Yas havası. Parktan geçiyorum. Her zaman neşeyle beni bekleyen sokağımızın köpeği kafayı kaldırıp bana bakıyor sonra gözlerini kapatıyor, ihanete, öfkeye, savaşa…
Her zaman yem atmamı bekleyen kuşlar sürü halinde kaçıyor. İnsanlar ürkek, insanlar şaşkın ve bir de utanıyorlar ölmedikleri için.  Al bir muamma da bu tarafta…
Sevgili dostlarım, canım arkadaşlarım, kimsenin utanmasına gerek yok. Siz ölmediniz diye utanmanıza gerek yok. YAPANLAR, YAPTIRANLAR UTANSIN. Önemli olan hiç kimsenin başına böyle bir hainliğin gelmemiş olması, gelmemesi…Anlayamadım ölmeniz mi gerekiyordu????? Neden bu insanlar ölüyor. Artık bu teröre pisipisine giden canlara dikkat çekelim. Bütün bunlar için alınması gereken ciddi kararlara bakalım. Bundan sonra böyle bir vahşetin, katliamın olmaması için elimizden ne geliyor ona bakalım.
Kızılay’dasın veya oraların yakınından geçiyorsun. Sıradan bir Pazar günü eve gideceksin, işlerin seni bekliyor, eşin, annen, kardeşin seni bekliyor. Bu şehirde veya başka bir şehirde… Yarına dair planların var. Seni sevenler, seni özleyenler var. Sonra yoksun.. Sonra sesin, soluğun kesiliyor. Bu nasıl bir acı… Konuşmak istemiyorsun, yüreğin yanıyor. Gözlerin artık seller misali… Evden çıktım, gözyaşlarım, yağmura karışıyor.  Nedir bu kavga? Hiç kimse ölmesin, analar, babalar, çocuklar ağlamasın.
Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa ve yakınlarına, milletimize sabır diliyorum.
Amaç korku kültürünü yayıp kaos yaratmak. Allah ve melekler ülkemizi, halkımızı korusun.. Yapanlara, yaptıranlara karma yoluyla yaptıkları kötülükler geri dönsün. Allah’ım ülkemizi şifalandır koru, âmin. Ve öyle de oldu.