Kendimize uygun bir şey buluncaya kadar çeşitli fikirlerin peşinden koşarız, sonra da durup sorarız: “Bu çelişki bizde neden var?”

Zekiysek, zihnimiz tetikteyse, hiç durmadan güçlenen ve kurtulması kolay olmayan bu çelişki neden var? İnsan ne kadar güçlü, ne kadar etkin, ne kadar tutkuluysa o kadar enerji doludur. Derin, kalıcı bir çelişki oluşturduktan sonra yaşamın bir parçalanma ve yanılsama süreci olduğunu söyleyerek ve hiç durmadan felsefeler üreterek ondan kaçmayı deneyinceye kadar çelişki daha da büyür.

Alışmış olduğunuz bir düzen vardır. Alışkanlıktan kurtulmaksa çok zordur, çünkü olacaklardan korkarsınız. İnsanlarla ilişkiniz değişir; başkalarının dediklerini artık hemen kabul etmezsiniz. Sorgulamaya başlarsınız.

İşinizi kaybedebilirsiniz. Dolayısıyla korku araya girer ve emreder. Korku şöyle der: “Bütün bunları bırakma, yoksa sonra ne olur?” başkalarıyla farklı düşünceye sahip olduğunuzda çatışma başlar. Siz kimsiniz ki yerleşmiş bütün yetkeye karşı geleceksiniz? Bunu yapmaya ne hakkınız var? Dolayısıyla toplum sizi bastırır. Bilinçaltında korkarsınız.

Çatışma ortaya çıkar, çünkü insan, olan sorunu asla olması gerekene bakmaksızın çözemedi. Olanı anlamak büyük bir dikkat, duyarlı bir araştırma ve sorgulama gerektirir; oysa bir ideali izlemek kolaydır.

İdealden özgür olduğunuza göre, olanı değiştirmek için çalışmayacak mısınız? İdeal, önceleri, olanı değiştirmeniz için bir kaldıraç görevi görüyordu. Şiddet yüklü olma fikrinin sizi şiddetten kurtarabilecek bir etki olarak devindiğini düşünüyordunuz.

Başka bir deyişle, ideal yoluyla çelişki yaratarak, çatışma yoluyla şiddetten kurtulacağımızı umarız. Ama bunda hiç başarılı olamadık. Şiddet dışsal ya da bastırılmış olarak zalimlikle bir aradadır ve kendi sonuçlarını üretir.

İdeallerden özgürleşmek oldukça zordur, idealleri dışsal olarak ortadan kaldırabilirsiniz, ama içsel olarak yine de vardır. Bunlar size ne yapmanız gerektiğini söyleyen sözde içsel deneyimlerdir. Dış yetkeyi yadsıyabilirsiniz; oldukça zeki insanlar bunu yapıyorlar, ama yine de içte bir şey olmak istiyorlar, yalnızca bir kasabanın ve okulun patronu olmayı istemiyorlar, tinsel, kusursuz, huzurlu bir zihin halini de istiyorlar.