“KAZAKİSTAN’IN ÜÇÜNCÜ MODERNİZASYON SÜRECİ: KÜRESEL REKABET EDEBİLİRLİK KABİLİYETİ”

SUNUŞ:

Kardeş ülke Kazakistan’ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana, 25 yıl gibi çok kısa bir zaman diliminde, “Efsanevi Lider” Nursultan Nazarbayev önderliğinde, hem ülkede hem hem de uluslararası arenada gerçekleştirdiği başarılar dizisi sayesinde, Kazakistan bugün bir dünya markasıdır. Bu efsanenin mimarı olan Kazakistan Cumhurbaşkanı, Türk Dünyası’nın aksakalı Nursultan Nazarbayev, barışsever dünyanın sevgi ve saygıyla andığı bir küresel aktördür. 

Bilgisi, birikimi ve devlet deneyimi sayesinde, ülkesini kısa bir zaman diliminde bir dünya markası yapma başarısı gösteren  Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, her yıl yaptığı “ulusa sesleniş” konuşmalarıyla, başarılarının anahtarı olan fikir ve düşüncelerini vatandaşlarıyla paylaşmakta, gelecek kuşaklara da “Nurlu Yol”un esaslarını anlatmaktadır. 

Önce VATAN Gazetesi olarak, Türk Dünyası’nın aksakalı Sayın Nursultan Nazarbayev’in,  yalnızca Kazak gençlerine değil, ülkesini uluslararası arenada söz sahibi yapmak isteyen tüm devlet adamlarına da meşale olacak tarihi belge niteliğindeki bu konuşmalarını tam metin olarak yayınlamaktayız. İlerde bu konuda araştırma yapacaklara kaynak olması amacıyla, Sayın Nazarbayev’in bu “ulusa sesleniş”lerini internet sayfamızın TÜRK DÜNYASI bölümüne de yükleyerek ölümsüzleştirmekteyiz. 

Kazakistan Cumhurbaşkanı, Türk Dünyası’nın aksakalı Nursultan Nazarbayev’in bu yılki “Ulusa Sesleniş”ini sunarken, kardeş ülke Kazakistan’a her konuda gösterdiği üstün başarılarının devamını diliyoruz. 

……………………………………………………………

DEVLET BAŞKANI SAYIN NURSULTAN NAZARBAYEV’İN KAZAKİSTAN HALKINA 2017 SESLENİŞ KONUŞMASI 

Değerli Kazakistanlılar!

Ben Kazakistan halkına yeni bir dönemin arifesinde sesleniş yapıyorum. 

Halkımız 25 yıllık kalkınma sürecini onurlu bir şekilde tamamladı. Biz ülkemiz ile gurur duyuyoruz. Bağımsızlığımızın 25. Yıldönümü kutlamalarında kazançlarımız ve başarılarımız hakkında bahsetmiştik. Başarılarımızı tüm dünya bilmekte ve takdir etmektedir. 

2017 yılı itibariyle Kazakistan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bir üyesi olarak seçilmiştir. Bu sene Astana’da “EXPO-2017” uluslararası fuarı düzenlenecektir. Dünya çapında çok önemli bir etkinliği BDT ve Orta Asya ülkeleri arasında ilk biz düzenlemekteyiz. Almatı’da 57 ülkeden 2 binden fazla sporcu ve delegasyon üyelerinin katıldığı Universiade-2017 spor oyunları düzenlenmektedir. 

Bunların hepsi Kazakistan’ın uluslararası arenada yüksek bir itibara sahip olduğunun ve siyasetimizin doğruluğunun göstergesidir.

Kazakistan 2050 yılına kadar dünyanın en gelişmiş 30 ülkesi arasına katılmalıdır. Biz bu amaç doğrultusunda kararlı bir şekilde ilerlemekteyiz. 

Dünyada küresel rekabetin ve istikrarsızlığın arttığı bir dönemde, 2012 yılında halkıma sunmuş olduğum “Kazakistan-2050” stratejisinin güncelliği daha da artacaktır. Biz zorlukları zamanında öngörmeyi başardık.

“Nurlu Yol” ekonomi politikası ile “100 Somut Adım” ulusal planları sonucunda böyle zorlu küresel dönüşüm sürecinin ilk döneminden layıkıyla geçmekteyiz. Sadece 2014-2016 yılları arasında ekonomiyi desteklemek için ek 1.7 trilyon tenge kaynak aktardık. Bu sayede ekonominin kalkınmasına, iş dünyasının desteklenmesine ve 200 binden fazla yeni iş olanağının yaratılmasına olanak sağlandı. 

2016 yılında GSYİH'nın %1 oranında büyümesini sağladık. Bu, günümüzün zorlu şartlarında kayda değer bir başarıdır. 

Dünya hızla değişmektedir. Bu yeni küresel gerçekliği kabul etmek zorundayız.

Sevgili yurttaşlar!

Geleceğini belirleyen, zorlukları beklemeden, onlara karşı önlemini almayı bilen milletler başarıya ulaşacaktır. 

Dünyada dördüncü sanayileşme devrimi başlamıştır. 

Ekonominin teknolojik olarak gelişmesi, birçok sektörün yok olmasına ve yeni sektörlerin açılmasına sebebiyet verecektir. Gözümüzün önünde gerçekleşen büyük değişiklikler hem tarihi bir sorumluluk hem de milletlere verilen bir fırsattır. 

Bugünkü seslenişim Kazakistan’ın Üçüncü Modernizasyon Sürecine geçişiyle ilgilidir. Ülkenin küresel rekabet edebilirlik kabiliyetinin arttırılması için yeni bir ekonomik model oluşturulması gerekmektedir. 

Günümüzde birçok ülke benzer hedefleri gerçekleştirmek için çabalamaktadır. Büyümenin yeni modeline geçişin her yerde farklı olduğuna eminim. Biz güçlü taraflarımızı kullanarak, bağımsızlığımızın 25. yılında birlikte elde ettiğimiz potansiyelimizi kaybetmemeliyiz.

Kazakistan’ın ilk modernizasyon süreci hepimizin hafızalarında. 25 yıl önce SSCB’nin dağılmasıyla bağımsızlığımızı ilan edip, kendi yolumuzu nasıl çizdiğimiz anılarımızda mevcuttur. O dönemde bizim kuşak büyük emek vererek dünya haritasında olmayan bir ülkeyi kurdu. 

Planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçiş yapıldı. O dönemde hepimizin birlik olmamız, ülkemizi çöküşe, iç savaşa ve ekonomik krize sokmamamız benim için çok önemliydi. Kazakistan bu dönemde kısıtlı imkânlar ile büyük başarılar elde etmiştir. 

İkinci modernizasyon dönemi “Kazakistan-2030” stratejisinin kabul edilmesi ve yeni başkent Astana’nın inşa edilmesiyle başladı. Bu stratejinin iyi sonuçlar verdiğine hiç şüphe yoktur. Devletimiz ekonomik açıdan geri kalmış bölgeden çıkarak, en gelişmiş 50 ülke arasına girmeyi başardı. 

Başarılı geçen iki modernizasyon süreci sayesinde paha biçilmez deneyimler kazandık. Şimdi ise ileriye dönük cesur bir adım ile Üçüncü Modernizasyon Sürecini başlatmak zorundayız.

Bu modernizasyon süreci şimdiki küresel zorluklarla mücadele için değil, gelecekte “Kazakistan-2050” stratejisinin amaçlarına ulaşılması yolunda sağlam bir köprü olacaktır. Bu milli proje “100 Somut Adım” temelinde gerçekleştirilecektir. 

Ben bunun beş temel önceliğini görmekteyim. Bu adımlar dünya ekonomisinin ortalama büyüme oranından daha yüksek bir büyüme hızına erişmeyi ve en gelişmiş 30 ülke grubu arasına girebilmek için istikrarlı büyümeyi amaçlamaktadır.

Birinci öncelik: Ekonominin ileri teknolojiler ile modernizasyonunun sağlanması. 

Biz dijital teknolojilerinin kullanımı ile kurulacak olan yeni endüstrilerin gelişmesini sağlamalıyız. Bu önemli ve bütüncül bir görevdir. 

Ülkede sağlık ve eğitim alanlarında 3D baskı, online alışveriş, mobil bankacılık, dijital hizmetler geliştirilmeli ve diğer gelecek vadeden sektörlerde de kullanılmalıdır. Bu endüstriler günümüzde bile gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin yapısını değiştirerek geleneksel sanayiye yeni bir kalite katmışlardır. 

Bu bağlamda, Hükümete “Dijital Kazakistan” özel programının geliştirilmesi ve kabul edilmesi talimatını veriyorum. 

Yasal düzenlemeleri de yeni duruma uygun hale getirmek gerekmektedir. 

İletişim sektörünün gelişmesi ve fiber optik altyapısına büyük çapta erişimin sağlanması gerekmektedir. Teknolojide dijital gelişimin sağlanması diğer tüm sektörlerin gelişmesine ivme verecektir. Bu yüzden Hükümet IT sektörünün gelişmesi yönünde meselelere özel ilgi göstererek kontrol altında tutmalıdır. 

Yeni endüstriler kurmanın en önemli şartlarından birisi yenilikleri destekleyerek onların sanayiye entegrasyonunun hızlandırılmasıdır. 

Hükümete “EXPO-2017” binalarının birinde IT-startup uluslararası teknoparkının kurulması talimatını veriyorum. Bunun dünyanın tüm ülkelerinden işadamları ile yatırımcıları çekebilecek bir platforma dönüşmesi gerekmektedir. Bunun için altyapı ve vergi indirimleri ile vize işlemleri ve çalışma rejiminin kolaylaştırılması sağlanmalıdır. 

Üniversitelerimiz, Nazarbayev Üniversitesi ve “Alatau” yenilikçi teknoloji parkı imkânlarından istifade ederek kendi bilim ve deneyimimizi arttırmamız gerekmektedir. 

Bütüncül görevlerin ikincisi ise yeni endüstriler kurmaya çalışırken geleneksel endüstrilerimizin gelişimine de ivme kazandırmalıyız. 

Bunlar arasında tarım, sanayi, ulaşım, inşaat ve diğer sektörler yer almaktadır. Bu doğrultuda, ilk olarak işgücü verimliliğinin önemli ölçüde arttırılması sağlanmalıdır. 

Burada en önemli faktör, dördüncü sanayi devrimi unsurlarının tamamını hayata geçirmek olmalıdır. 

Bunlar arasında otomasyon, robot teknolojileri, yapay zeka, “büyük veri” değişimi vd. yer almaktadır. 

Hükümete iş dünyasından temsilciler ile bir araya gelerek, 2025 yılına kadar temel sektörlerin teknolojik açıdan yeniden donatılmasına yönelik tedbirlerin geliştirilmesi talimatını veriyorum. 

İkinci. Gelişmiş ve ihracatta rekabet gücü yüksek olan üretim alanlarının geliştirilmesini devam ettirecek sanayileşme sürecinin ilerletilmesi gerekmektedir.

Bununla ilgili olarak Hükümete petrol dışı ihracatı 2025 yılına kadar 2 katına çıkarma talimatını vermiştim. 

Bu doğrultuda çabaları canlandırmak için ihracatı geliştirme ve arttırma mekanizmalarının bir devlet kurumunda toplanması gereklidir. İhracatçılara “Bir Pencere” ilkesine göre bölgelerde de yardım edilmesi gerekir. 

Hükümete bağlı İhracat Politikası Konseyi kurulması talimatını veriyorum. Konsey içinde iş dünyasından temsilcilerin olması gerekmektedir. 

1 Eylül 2017 tarihine kadar Hükümet valiler ve iş dünyasının çeşitli temsilcileriyle bir araya gelerek Ortak İhracat Stratejisini hazırlamalıdırlar. 

Kazakistan’ın yabancı yatırımların ülkeye çekilmesindeki lider pozisyonunu koruması gerekmektedir. “Astana” uluslararası finans merkezinin ülke ekonomisine mali kaynaklar çekmede önemli rol oynaması gerekmektedir. 

Bizim mal üretimi, ulaşımı ve servisi konularında küresel ağa adapte olmamız gereklidir. Bunu öncelikle çok uluslu şirketleri ülkemize çekerek yapmamız doğru olacaktır. 

Kazakistan’da üretim tesisleri kurmak için Çin ile ortak yatırım programının etkin bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Çin tarafı ile anlaşmaya varıldı ve projeler belirlendi. Şimdi ise bu alanda sıkı bir çalışma gerekmektedir. 

Bu Kazakistan halkı için 20 bin yeni iş olanağı sağlayacak modern endüstrilerin kurulması anlamına gelmektedir. Şu anda 6 proje hayata geçirilmek üzere, 2 proje ise çalışmaya başlamıştır. Bunlardan biri, JAC hibrid ve tam elektrikli arabalarının büyük montaj cihazları tesisidir. Gerekli altyapının oluşumu durumunu da göz önüne alarak, elektrikli arabaların ihracata yönelik üretiminin daha da geliştirilmesi talimatını veriyorum. Genel olarak, Kazakistan’ın kendi yatırım stratejisi olmalıdır. 1 Eylül 2017 tarihine kadar Hükümet bu stratejiyi hazırlaması gerekmektedir. 

Uluslararası işbirliği çerçevesinde ulusal ekonomik çıkarları korumak ve geliştirmek gerekmektedir. İlki AEB’nin, ŞİÖ içinde İpek Yolu Ekonomik Kemer ile bağlantılı çalışmalarıyla ilgilidir. Bunun için ekonomik diplomasi çalışmalarını yeniden kurup aktif hale getirmek gerekmektedir.

Üçüncü. Ekonomik büyümedeki istikrar için madencilik, petrol ve gaz tesisleri stratejik önemini korumalıdır. 

Dünyadaki talebin azalması nedeniyle yeni pazarlara açılmak gerekir. Maden kaynaklarını geliştirmeye özellikle dikkat edilmelidir. Jeolojik tüm çalışmaların verimli bir şekilde yapılması gerekir. 

Bu çalışmalar sektörlerin ve hammadde sanayinin daha da geliştirilmesi ile entegre edilmelidir. 

2017 yılının sonuna kadar Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile vergi kanunlarına gerekli değişikliklerin eklenmesi talimatını veriyorum.

*****

Dördüncü. Tarım sektörü ekonominin yeni itici gücüne dönüşmesi gerekmektedir. 

Kazakistan’ın tarım endüstrisinin geleceği parlaktır. 

Birçok bakımdan biz dünyadaki en büyük tarım ürünleri ihracatçısı ülkelerden birisi olabiliriz. Bu özellikle doğal ürünler için geçerlidir. "Made in Kazakhstan" markası böyle bir ürünü temsil etmelidir. Aynı zamanda, tahıl ürünlerimizle Avrasya’da "ekmek sepeti" olmalıyız. 

Hammadde üretiminden yüksek kaliteli işlenmiş ürünlerin üretimine geçmemiz gerekmektedir. Ancak o zaman uluslararası pazarda rekabet gücüne sahip olabiliriz. Bu hedeflere ulaşabilmek için Hükümet ve valilere aşağıdaki talimatını veriyorum: 

Birincisi, sübvansiyonların tahsis kurallarını yeniden düzenleyerek kademeli olarak tasarruf edilmesini sağlamak gerekiyor. 

İkinci olarak önümüzdeki beş yıl içerisinde 500 binden fazla ev işletmeleri ile küçük işletmecilerin kooperatiflere katılmaları konusunda gerekli koşulların oluşturulması gerekiyor. Üçüncü olarak ürünlerin yapım kalitesini arttırma, depolama, nakliye ve satışını kolaylaştıracak verimli bir sistem kurulmalıdır. 

Dördüncü olarak işgücü verimliliği arttırmanın yanında üretim maliyetleri azaltılmalıdır. 

Beşinci olarak arazi kullanımının verimliliğini artırmamız gerekmektedir. 5 yıl içerisinde sulama alanlarının yüzölçümünün %40 artırılarak 2 milyon hektara çıkarılması gerekmektedir. 

Altıncı olarak tarımsal üretimde talep gören bilimsel araştırmalara yapılan yatırımların miktarının arttırılması gerekmektedir. 

2021 yılına kadar tarım sektörünün ürettiği ürünleri çeşitlendirerek gıda ürünlerinin ihracatının %40 arttırılması talimatını veriyorum. Bu görevler, yeni tarımsal sanayi kompleksinin geliştirilmesi ile yeni devlet programı çerçevesinde yapılmalıdır. 

*****

Beşinci. Yeni Avrasya lojistik altyapısının geliştirilmesi önemli önceliklerden birisidir. 

Buna bugüne kadar büyük miktarlarda yatırım yapıldı, şimdi de bu yatırımların getirilerinin toplanması gerekmektedir. 

Hükümete 2020 yılına kadar transit taşımacılığın yıllık miktarını,

- Konteynerler ile taşınılan yükleri 7 katına – 2 milyon konteynere kadar;

- Hava yolu ulaşımında ise yolcu sayısını 4 kat artırarak 1,6 milyon transit yolcuya çıkarılması talimatını veriyorum.

Transit yolculuklardan elde edilen gelirin 5,5 kat artırılarak yıllık 4 milyar dolara kadar çıkarılması gerekmektedir. 

2015 yılında “Nurlu Yol” altyapı geliştirme programını önerdim. Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde program layıkıyla yerine getirilmektedir.  

Bu yıl ulusal öneme sahip olan 4400 kilometre karayolu yapımı ve onarım çalışmaları yürütülecektir. Yılsonuna kadar en az 600 kilometrenin kullanıma açılması ve kademeli olarak paralı geçiş sisteminin kurulması gerekmektedir. 

Ülkemizin ulaşım ve transit potansiyelini tam olarak kullanabilmek için komşu ülkeler ile koordineli bir şekilde çalışmaların yürütülmesi gerekmektedir. Ulaşım altyapısının yönetimi, hizmet düzeyinin arttırılması ve idari engellerin ortadan kaldırılması konularına özellikle dikkat edilmesi gerekir. 

Trans-Hazar ulaştırma koridoru üzerinde artan yük taşımacılığı nedeniyle Kuryk liman inşaatının ikinci aşamasına – yol köprüsü inşaatına başlanması gerekmektedir. 

Altıncı. Kentleşme süreci inşaat sektörünün geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu sektör milli ekonominin en büyük itici güçlerinden birisi haline gelmelidir. 

Yol, konut ve diğer altyapı inşaatlarına yatırım yaparak, şehirlerimizin görüntüsünü ve teknolojisini uzun yıllar için değiştirebileceğimizi düşünmeliyiz. Bu nedenle, inşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri üretiminde yeni teknolojileri kullanmak gerekir. Bunu yapmak için, bizim daha iyi fırsatlarımız da var.

Bu yıl, benim talimatım üzerine Nurly Zher (Nurlu Yer) konut programı uygulanmaya başlayacaktır. Nurly Zher programının en büyük hedefi ise, önümüzdeki 15 yıl içinde 1,5 milyon aileye konut sağlamaktır.

Programda konut piyasasını geliştirmeye yönelik geniş kapsamlı tedbirler de vardır. Bunlardan biri ise Damu A.Ş. üzerinden verilen devlet sübvansiyonlarının desteğiyle inşaatçıların banka kredilerinin maliyetini azaltmaktır. Vatandaşlara bankalar tarafından sağlanan ipotekli krediler Kazakistan İpotek Şirketi A.Ş. üzerinden sübvanse edilecektir. Kazakistan Konut İnşaatı Tasarruf Bankası A.Ş. yatırımcıları için valilikler tarafından yapılan ipotekli konut inşaatları da devam edecektir. Bu bağlamda daha önce tahsis edilen fonlar “revolver” ilkesine göre tekrar kullanılacaktır. 

Valilikler sosyal yardıma muhtaç gruplar için kiralık konut programını geliştirmeyi devam edecektir. Ayrıca Valiler toplu konut yapımı için gerekli arsaları tahsis etmelidir.

Şehirlerdeki şahsi konutların aynı mimari tarzında yapılmasına dikkat edeceğiz. Bunun için devlet gerekli altyapı konularında yardımcı olacaktır.

Hükümet yerel valilerle beraber, büyük şehirlerin bitişiğinde bulunan yerleşim birimleri arasındaki ulaşım bağlantılarının geliştirilmesi için önlemler almalıdır.

Üçüncü büyük bir görevimiz ise, işgücü piyasasının modernizasyonudur.

Yeni teknolojilerin kullanılmasıyla geleneksel sektörlerdeki birçok çalışan, işsiz kalacaktır. Aynı zamanda endüstriyel tesisler oluşturmak, vatandaşlar için istihdam ve reel gelir büyümesine imkân sağlayacaktır.

Hükümet ve valilere işçilerin diğer sektörlere transfer edilmesi için uygun şartların yaratılması  talimatını veriyorum. 

Büyük işletmelerimiz valilikler ile birlikte uygun yol haritalarını geliştirmelidirler.  Söz konusu yol haritasında, azaltılan işçilerin yeniden eğitim alması ve tekrar istihdam edilmesi için birleşerek yatırım yapma konusu da yer almalıdır. Bölgeler arasında işgücü fazlalığının işçi sayısı az olan yerlere kaydırılması, köylerden şehirlere verimli bir şekilde yönlendirilmesi konularında destek verilmesi gerekmektedir.

Hükümet, istihdam merkezlerini yenileyerek, tüm iş ilanları ve tüm yerleşim birimleri için ortak bir platform oluşturması gerekmektedir. 

İkinci öncelik: İş ortamının tamamıyla iyileştirilmesi ve genişletilmesi.

Stratejik hedeflerimizden biri, 2050 yılında küçük ve orta ölçekli işletmelerin ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasındaki payını en az %50 seviyesine çıkarmaktır. 

Bu çok büyük bir hedef olmasına rağmen ulaşılabilir. Bu hedefi gerçekleştirmek için şimdiden aşağıdaki adımları atmak gerekmektedir.

Birinci. Benim talimatım üzerine, hükümet bu yıldan itibaren üretken istihdam ve kitlesel olarak girişimciliğin geliştirilmesi programını hayata geçirdi. 

Bundan sonra, Kazakistan vatandaşları şehir veya köylerde kendi işlerini yürütmek için 16 milyona tengeye kadar kredi alabilirler.

Küçük kredi kullanım alanlarını genişleterek, girişimcilerin garanti mekanizmaları ve servis işletmelerini etkin bir şekilde kullanmaları gerekir. Bu çalışmaları girişim yürütme ve finansal okuryazarlık eğitim uygulamalarıyla beraber gerçekleştirmesi gereklidir.

Kitlesel girişimciliği destekleyecek mekanizmaların iyileştirilmeleri gerekmektedir. Kazakistan’ın her bölgesi, kitlesel girişim ve özellikle aile işletmelerinin geliştirilmesine yönelik kapsamlı bir tedbir paketi hazırlamalıdırlar.

Daha önceden olduğu gibi, istihdam sayısındaki artış hükümet ve valilerin etkinliğinin değerlendirilmesi için ana kriterlerden biri olacaktır.

İkinci. Hükümet, Atameken Girişimciler Ulusal Odası’yla birlikte girişimcilerin maliyetlerini azaltmak için gerekli önlemleri almalıdır. Bu, özellikle enerji, ulaştırma ve lojistik alanlarının yanı sıra konut ve toplumsal hizmetler alanındaki maliyetlerle ilgilidir.

Kamu hizmetlerinin sunumu ve kamu hizmetlerine erişim oldukça kolaylaştırılmalıdır. Şartlar ve belgelerin listesini azaltmak ve tekrarlanan prosedürleri ortadan kaldırmak gerekir. Bu doğrultuda işlemlerin internet üzerinden yapılabilmesi için kapsamlı bir elektronik formatın hazırlanması gerekmektedir.

Ayrıca, girişimciler için mevcut düzenlemedeki kontrol mekanizması yeni büyüme modeliyle uyumlu değildir. Hükümete ve valilere 1 Temmuz 2017’ye kadar iş yapma düzenlemelerinin yeniden düzenlenmesi talimatını veriyorum.

Gelişmiş ülkelerin en iyi standart ve uygulamalarını yeni düzenlemelere entegre etmek gerekir.

Bu çalışmaları özellikle yerel düzeyde gerçekleştirmek önemlidir.

Valilerin Hükümetle birlikte, Dünya Bankası’nın derecelendirme standartları çerçevesinde yerel bölgelerdeki girişimciliğin şartlarının iyileştirilmesi için özel bir plan geliştirmeleri gerekmektedir.

Ülkemizde iş yapmanın kolaylaştırılması adına bölgesel ve şehirlerin derecelendirme kriterlerinin oluşturulması gerekiyor. Biz en iyiler için özel bir ödül hazırlayacağız. O ödüller yılda bir defa Sanayileşme Günü’nde dağıtılacaktır.

Üçüncü. Devletin gayri safi yurtiçi hasılaya katkısının %15’e kadar düşürülmesi ve sonrasında ise Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üye ülkeleri seviyesine kadar azaltılması, ekonomik büyümeye yeni bir ivme kazandıracaktır.

Bundan önce 2020 yılına kadar özelleştirilecek 800 şirketi içeren bir liste hazırlanmıştı. Şimdi bu konu hakkında gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Hükümete, söz konusu listedeki işletmelerin özelleştirilmesini hızlandırarak, 2018 yılının sonuna kadar tamamlaması için talimat veriyorum.

Büyük şirketlerimizin halka arzı konusundaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. Yellow Pages ilkelerinin uygulanması devlet için ekonomik hizmet türlerinin %47’ye (652’den 346’ya) kadar azaltılmasına imkân sağlamıştır.

Bir sonraki aşamada söz konusu ilkelere uymayan tüm kamuya ait işletme ve organizasyonların 2020 yılına kadar kapatılması veya özelleştirilmesi gerekmektedir. Bu kriterlerdeki işletmelerin sayısı birkaç binin üzerindedir.

Her program veya görev için tüzel kişiler yaratmak işlevi sona erdirilecektir.

Özelleştirme sürecinin şeffaflığı ve verimliliği sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra devlet işletmelerinin rolü tekrar gözden geçirilmelidir.

Hükümete Samruk-Kazyna Holding’ini niteliksel bir şekilde yenilenmesi talimatını veriyorum.

İş yönetimi ve üretim süreçlerinin kapsamlı bir denetim ve optimizasyondan geçirilmesi gerekmektedir. Bu sürecin sonucunda Samruk-Kazına verimliliği yüksek profesyonel bir holding haline gelmelidir. 

Yönetim ve kurumsal yönetim uygulamalarının kalitesi uluslararası ileri bir düzeye ulaşmalıdır.

Hangi önemli sektörün ve ne kadar hissesinin devlete ait olması gerektiğini belirlememiz lazım.

Doğal tekellerin stratejik önemi var ve özellikle çok uluslu şirketler ile yapılacak olan projelerin yapımı ve sorumluluğu devlete bırakılmalıdır. Bu projelerin katlanarak artan bir pozitif etki yaratması gerekmektedir.

Baiterek ve KazAgro holdingleri yeniden yapılandırılmalıdır. Bu kuruluşlar devletin kalkınma programlarını uygulayan operatörler olmalıdırlar. Bu bağlamda onların işlevlerini optimize etmek gerekir. Özel sektör tarafından yapılabilecek her şey özel sektöre verilmelidir.

Bunun yanı sıra söz konusu holdinglerin, programların uygulanması için devlete ait olmayan diğer finansman kaynaklarından finansal yardım alma yollarının oluşturulması gerekmektedir. 

Dördüncü. Kamu-özel sektör ortaklığının genişletilmesi, girişimciliğin geliştirilmesi için büyük bir fırsat sağlayabilir. Bu bir dizi kamu hizmetlerinin özel sektöre verilmesi ile ilgilidir.

Okul öncesi eğitimin özelleştirmesi sürecinde şimdiye kadar iyi neticeler aldık. Son 3 yılda devlet tarafından 40 bin koltuklu 189 anaokulu yapılırken, özel sektör tarafından 100 bin koltuklu 1300 anaokulu açılmıştır. Özel sektöre ait anaokulları çoğunlukla Güney Kazakistan (397), Almatı ve Kızılorda (181) bölgelerinde açılmıştır.

Bana göre, okul öncesi eğitiminde kamu-özel sektör ortaklığı örneği çok önemlidir. Bu 2020 yılına kadar, en önemli ulusal görevlerden biri olan 3-6 yaş arası çocuklar için okul öncesi eğitimini yüzde yüz kapsama alanına ulaştırma sorununu kamu-özel sektör ortaklığıyla çözebileceğimizi gösterir.

Kamu-özel sektör ortaklığının geliştirilmesi valilerin profesyonel çalışmalarına bağlıdır.

Özel sermayeyi çekmek için kamu-özel sektör ortaklığının ihtimaller çerçevesinde en uygun şeklinin kullanılması gerekir. Onlar devlet mülkiyet yönetimi, hizmet sözleşmeleri ve diğerleridir. Bu durumda, sözleşmenin tüm işlemlerini, özellikle küçük projelerde işlemleri mümkün olduğunca basitleştirmek ve hızlandırmak gerekir.

Kamu-özel sektör ortaklığı altyapısının geliştirilmesi, özellikle sosyal altyapının geliştirilmesi için ana mekanizma olmalıdır.

Konut ve toplumsal tesislerinin modernizasyonu için daha fazla özelleştirme olasılığını göz önünde bulundurarak, onları bağımsız yönetime vermek gerekir. Hükümet bir bölgeye yoğunlaşmayı bırakması lazım ve bu yönde çalışmalarını canlandırılması gerekmektedir.

Beşinci. Fiyat ve tarife arasındaki pazarlığa izin verilmemesi gerekir.

Hükümete, Atameken Girişimciler Ulusal Odası’yla birlikte rekabete engel olan tüm düzenlemeleri tekrar gözden geçirme talimatını veriyorum.

Üçüncü öncelik: Makroekonomik istikrar. Buradaki ana görev, para politikasının olumlu rolünü canlandırmak ve ekonomiye özel sermayeyi çekmektir.

Birinci. Hali hazırda Merkez Bankası’na enflasyon hedeflemesi rejiminin geliştirilmesi görevi verilmiştir. Orta vadede enflasyon oranını adım adım %3-4’e kadar azaltmayı başarmamız gerekir.

İkinci. Ülkenin finans sektörü yeniden yapılanmalıdır.

Merkez Bankası’na bankacılık sektörünü geliştirmeye yönelik kapsamlı bir tedbir paketi hazırlanması talimatını veriyorum.

Bankaların faydasız kredilerden arındırılması çalışmalarını hızlandırarak, gerektiği takdirde onların sermayesinin hissedarlar tarafından artırılması çalışmaları yapılması gereklidir. Bankaların operasyonel riskini kontrol edebilmek için Merkez Bankası’na fazla etkinlik verilmelidir. Merkez Bankası’nın, diğer bankaların hata yapmalarını beklemeden, olası tehditlere karşı gerekli önlemleri alması gerekmektedir.

Bunun yanı sıra şirketlerin sorumluluğunu arttırarak, hissedarların şeffaflığını sağlanması ve kurumsal yönetimin geliştirilmesi lazımdır. Tüm bunlar yasal düzeyde gerçekleşmelidir.

Ekonomide para eksikliği ve kredilerin yüksek faiz oranları gibi sorunları çözmek için, Merkez Bankası ve Hükümete tenge cinsinden orta ve uzun vadeli fon oluşumunu sağlamaya yönelik tedbirler almaları talimatını veriyorum.

Merkez Bankası, sadece enflasyon için değil, aynı zamanda hükümetle beraber ülke ekonomisinin büyümesi için de sorumlu olmalıdır.

Üçüncü. Borsalar daha da geliştirilmelidir. Bu alanda özelleştirme sektörün gelişimine ivme vermelidir. Yukarıda da belirttiğim gibi, borsaya Samruk-Kazyna fonu şirketlerinin hisseleri yerleştirilmelidir. Halkın tasarruflarını öncelikle çeşitli menkul kıymetlere yatırma olasılığının daha fazla artırılması gerekmektedir.

2016 yılının sonuna kadar kayıt altına alma çalışmalarını tamamladık. Buna ülkemizde 140 binden fazla vatandaşlarımız katıldı. Sonuç olarak, 5.7 trilyon tenge, onun içinde 4.1 trilyon tengelik nakit para kayıt altına alınıp yasallaştı.

Hükümetin görevi ise, kayıt altına alınan paraların ekonomiye, özellikle özelleştirmeye katılımını sağlamaktır. Aynı zamanda, Kazakistan’ın özel işletmelerin tahvil ihracını sübvanse etme sorununun dikkate alınması gerekmektedir.

Hükümet Merkez Bankası’yla beraber, yurtiçi hisse senedi piyasasını geliştirmeye yönelik tedbirler almalıdır.

Bir sonraki ana görev ise  maliye politikasını yeni ekonomik duruma uydurmaktır.

Birinci. Bütçe harcamalarının verimliliğini önemli ölçüde arttırmak gerekir.

2017 yılı için, devletin kalkınma programlarına gerekli kaynakları sağladık. Bakanlıklar ve ajansların bütçe harcamalarının verimliliğini kontrol etmeleri gerekir.

Bütçe harcamalarının verimliliğinin kontrol edilmesi, ilk olarak, ulusal bütçenin %40’ından fazlasını oluşturan Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Eğitim ve Bilim bakanlıklarından başlamalıdır. Bu sürecin sonucu bana bildirilmelidir.

Faydası olmayan program fonlarını üçüncü modernleşme hedeflerinin gerçekleştirilmesini sağlayan programlara aktarmak gerekir. Aynı zamanda fonların reel ekonomiye daha hızlı ve daha verimli bir şekilde aktarılması için bütçe prosedürleri basitleştirilmelidir.

Mali yerelleştirme politikasına devam etmemiz gerekir. Geçtiğimiz yıllarda birçok görev ve yetkiler merkezi hükümet tarafından yerel yönetim birimlerine verildi. Artık onların mali özerkliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda, harcama yetkilerinin bölgesel düzeyde birikmesinin önlenmesi önemlidir. Yönetim yetkilerinin ilçe ve köylere kadar indirilmesi gerekmektedir. Valiler, bölgesel ve yerel düzeyde önemli olan sorunları çözerken Hükümet ülke boyutunda yaşanan sorunlara odaklanmalıdır.

İkinci. Ulusal Fon kaynaklarının daha verimli kullanılmasına önem verilmelidir. Ulusal Fon’dan alınan garantili transfer hacmi 2020 yılına kadar aşamalı olarak 2 trilyon tengeye düşürülmelidir.

Vergi politikası, işin "gölgeden" çıkmasını teşvik ederek petrol dışı sektörlerdeki vergi tabanının genişletilmesine odaklanmalıdır. Mevcut vergi avantajlarının optimize edilmesi gerekir. Evrensel Bildiri arifesinde özel vergi rejiminin yeniden dikkate alınması gerekmektedir.

Vergi idaresi mekanizmaları iyileştirilmelidir. Her şeyden önce bu katma değer vergisi tahsilatı ile ilgilidir.

Üçüncü. Hükümetin, yarı kamu sektörünün iç ve dış borçlarını izleme ve kontrol altında tutma sistemini oluşturarak oraya düzen getirmesi gerekir.

*****

Dördüncü öncelik, beşeri sermaye kalitesinin arttırılmasıdır. Birinci olarak, eğitim sisteminin rolü değiştirilmelidir. Buradaki bizim görevimiz, eğitimi ekonomik büyümenin yeni modelinin merkezi bağlantısı haline getirmektir. Eğitim programları, eleştirel düşünme ve kendi başına bilgi edinme becerilerinin geliştirilmesine odaklanmalıdır.

Aynı zamanda, IT bilgisinin, finansal okuryazarlığın oluşturulmasına ve vatanseverlik duygularının geliştirilmesine dikkat edilmelidir. Kentsel ve kırsal okullar arasındaki eğitim kalitesi farkını azaltmak gerekir. Hükümete ilgili önerileri sunması yönünde talimat veriyorum.

Özellikle, okullarda üç dilli eğitime kademeli geçiş konusunda öneriler getirilmelidir.

Kazak dili hâkim durumunu koruyacaktır. Onun daha da geliştirilmesine büyük önem verilecektir. Buna ek olarak, günümüzde İngilizce, yeni teknolojilerin, yeni endüstrilerin ve yeni ekonominin dilidir. Şu anda, bilgilerin %90’ı İngilizce yayınlanmaktadır. Her iki yılda bir onların hacmi 2 kat artmaktadır. İngilizce bilmeden Kazakistan’ın ulusal ilerlemeyi elde etmesi mümkün olmayacaktır. 

2019 yılından başlayarak 10-11. sınıflarda bazı dersler İngilizce yürütülecektir. Bu konuyu dikkatli bir şekilde düşünerek makul bir çözüm üretmek gerekir. Özellikle kentsel ve kırsal alanlarda okul ve öğretmenlerin seviyesi önemli ölçüde farklıdır. Nitelikli öğretmen yetersizliği sorunu da söz konusudur. Bu nedenle, tüm bu hususlar dikkate alınarak İngilizcenin aşamalı olarak uygulanması gerekmektedir. Hükümete ilgili önerilerini sunması yönünde talimat veriyorum.

Bu sene benim girişimim ile "Herkes İçin Ücretsiz Mesleki ve Teknik Eğitim" projesi başlatılmıştır. 

Ücretsiz eğitim projesi, ilk olarak işsiz ve serbest meslek sahibi gençlerin yanı sıra mesleki eğitimi olmayan yetişkinleri içermelidir. Piyasa ekonomisi içinde yeni ürünler için insan kaynaklarının eğitimi amacıyla mesleki eğitim sisteminin gelişmesine ivme kazandırması gerekmektedir. 

Bu amaçla profesyonel standartların işgücü piyasasının gereksinimlerine göre güncellenmesi gereklidir ve en iyi uluslararası hizmet içi eğitim tecrübeleri zorunludur. 

Ayrıca, yükseköğretim sisteminin kalitesine özel önem verilecektir. Yükseköğretim kurumlarının kadrosuna, lojistik destek düzeyine ve eğitim programlarına yönelik talep ve kontrol güçlendirilmelidir.

*****

İkinci. Eğitim sistemine ek olarak, sağlık sistemi de değişmelidir. 

1 Temmuz 2017 itibariyle devletin, işverenlerin ve vatandaşların müşterek sorumluluğuna dayalı zorunlu sağlık sigortası sistemi uygulanmaya başlayacaktır. Bu sistemin etkinliği, dünya uygulamaları ile kanıtlanmıştır.

Sağlık sigortası sistemine katılanlara sağlık hizmetleri geniş bir yelpazede sağlanacaktır. Nüfusun sosyal savunmasız gruplarının bu sisteme katılımı devlet tarafından desteklenecektir.

Hükümetin, sağlık sektörünü bilgilendirmesi gerekmektedir. Rekabetin gelişmesi için özel sağlık kuruluşlarına zorunlu sağlık sigortası sistemi çerçevesinde eşit şartlar sağlanmalıdır. 

Hükümete ve valilere bilinçlendirme faaliyetlerini geniş bir yelpazede yürütmesi talimatını veriyorum.

Ayrıca, tüm ilaçların fiyatlarını düzenleyen mevzuat tanıtılmalıdır.

Üçüncü. Toplumsal refah alanı ile ilgilidir. 

Benim talimatım üzerine 1 Temmuz 2017 yılından başlayarak 2.1 milyon emekli için emekli maaşı 2016 ile karşılaştırıldığında %20 oranına kadar artırılacaktır. Buna ek olarak, temel emekli maaşının bağlanması 1 Temmuz 2018’den itibaren yeni yöntem ile gerçekleştirilecektir. Onun büyüklüğü emekli maaşı sistemine katılım uzunluğuna bağlı olarak belirlenecektir. Bu önlemler, 2018 yılında temel emekli maaşının yeni miktarını 2017’ye kıyasla 1.8 kat artıracaktır.

Her yıl ülkede yaklaşık 400 bin çocuk doğmaktadır. Bu rakam, 1999 yılına göre yaklaşık 2 kat daha yüksektir.  Bu tür bir eğilim gelecekte de devam etmelidir. Benim talimatım üzerine 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren doğum yardımı %20 oranında artırılacaktır. Aynı zamanda asgari geçim düzeyi yeniden gözden geçirilmelidir. Bu, Kazakistanlıların gerçek tüketici harcamalarına uygun olmalıdır. Bu, 1 Ocak 2018’den itibaren destekçisi, hedeflenen yardımı ve imtiyazı olmayan, engelli çocuğa sahip ailelere ve engellilere engelli çocukları için 3 milyon kişinin temel emekli gelirlerinin miktarının artmasını sağlayacaktır.

1 Ocak 2018 tarihi itibariyle sosyal yardım eşiği, asgari geçim düzeyinin %40’ından %50’ye çıkarılarak yeni bir biçimi uygulanmalıdır. Bu noktada çalışma kabiliyeti olan herkes, sadece istihdam programına katılması şartıyla destek görmelidir.

Beşinci öncelik kurumsal değişim, güvenlik ve yolsuzlukla mücadele ile ilgilidir.

Birinci. Hükümet, üçüncü modernleşme kapsamında OECD’nin en iyi deneyimleri ve önerilerinin uygulanmasını sağlamalıdır.

İkinci. Biz özel mülkiyetin korunması, hukukun üstünlüğü ve kanun önünde eşitliği sağlamaya yönelik reformlar yürütmekteyiz. Çalışmaların devam edilmesi gerekmektedir.

Hükümete "Atameken" Ulusal Girişimciler Odası ve sivil toplum ile bir araya gelerek özel mülkiyet haklarının korunmasına ilişkin tüm mevzuatı gözden geçirmesi talimatını veriyorum.

Aynı zamanda, idari ve ceza hukuku insanileştirilmelidir. İdari para cezaları adil ve işlenen suç düzeyine uygun olmalıdır.

İş alanında suçlar için uygulanan yaptırımların azaltılması için daha fazla çalışma yapılması gereklidir. Topluma tehdit seviyesi yüksek olmayan ekonomik suçlar, suç durumundan çıkarılmalıdır.

Yargı sistemine karşı güvenin artırılması gerekmektedir. Hâkimlerin çalışmalarına herhangi bir yasadışı etkinin önlenmesi önemlidir.

Üçüncü. Güvenlik açısından güçlü ve yetenekli bir devlet haline gelmek gerekmektedir.

Günümüzde insanlık artan terör tehdidiyle karşı karşıyadır. Bu noktada, yıkıcı güçlere finansman sağlayanlar ve yabancı terör örgütleri ile bağlantıları bulunanlar ile mücadele etmek önemli olmaktadır.

Özellikle internet ve sosyal ağlar dâhil olmak üzere, dini aşırılık propagandasının önlenmesi gereklidir. Toplumda, özellikle dini ilişkiler alanında ortaya çıkan radikal görüşler ile ilgili herhangi bir eyleme yönelik "sıfır hoşgörüsüzlük" oluşturulmalıdır.

Cezaevlerinde bulunan mahkûmlara dinsel rehabilitasyon hizmetleri için organize çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Genç neslin manevi ve ahlaki eğitimine yönelik ek adımların atılması gerekmektedir.

Bu faaliyete sivil toplum sektörü ve dini derneklerin aktif bir şekilde katılmaları gerekmektedir.

Tüm bu önlemlerin, benim talimatım üzerine geliştirilmekte olan 2017-2020 dönemi için Dini Aşırılık ve Terörle Mücadele devlet programında dikkate alınması gerekmektedir.

Siber suçlar ile mücadele sorununun güncelliği giderek artmaktadır.

Hükümete ve Ulusal Güvenlik Komitesi’ne “Kazakistan Siber Kalkanı” sisteminin oluşturulmasına yönelik tedbirler alması görevini veriyorum.

Dördüncü. Biz ülkedeki yolsuzluk düzeyini azaltmaya yönelik önemli adımlar gerçekleştirdik. Ancak, başlıca odak noktası genellikle yolsuzluk sonuçları ile başa çıkmak üzerinedir.

Yolsuzluk nedenleri ve koşulları belirlenerek, onların ortadan kaldırılmasına yönelik çabaların yoğunlaştırılması gerekmektedir.

Önemli konulardan biri, kamu ihalesi sektörünün gelişmesidir.

Hükümete kamu ihalesi sistemini merkezi hizmet ilkesine göre tanıtması görevini veriyorum.

Yarı kamu sektöründe, doğal tekeller ve toprakaltı sektör alanlarında da kamu ihalesini yürütme yaklaşımları esaslı bir şekilde gözden geçirilmelidir.

Yolsuzlukla mücadelede bu, çoğunlukla bütün toplumun aktif katılımına bağlıdır. Yolsuzlukla mücadelede, sosyal ağlar ve diğer medya kaynaklarının gelişmesiyle bu olgunun toplum tarafından kabul görmemesi güçlü bir araç olmalıdır.

Değerli Kazakistanlılar!

Halka sesleniş yaparak yeni şartlarda gelişme eğilimlerine ilişkin vizyonumu her vatandaşa iletmek istedim. 

Hükümete "Kazakistan'da Ulusal Teknoloji Girişimi" adı altında Kazakistan'ın üçüncü modernizasyonu üzerine 2025 yılına kadar kalkınmanın stratejik bir planını geliştirmesi görevini veriyorum. 

Zamanın meydan okumasını onurlu bir şekilde kabul ederek, ülkenin daha da modernleşmesine ilişkin görevleri gerçekleştirmekten başka bir yolumuz yok. 

Büyük milletimizin bu eşsiz tarihi fırsattan tamamen yararlanacağına inanıyorum.

Değerli vatandaşlar!

Kazakistan, genç, çok uluslu, kendi geleceğine güvenle bakan ve dinamik biçimde gelişmekte olan bir ülkedir! Biz bağımsız Kazakistan'ın kalkınma yolunun 25 yılını kutladık. Önümüzdeki 25 yılda daha fazla başarılar elde edeceğiz. 

Devlet yaratma yolunda büyük deneyim kazanarak yeni bir aşamaya girmekteyiz. Önümüzdeki zorluklar ne olursa olsun hepsini aşabileceğimizden eminim. Ana gücümüz birliktir. 

Kazakistan’ı bizden sonraki nesiller için daha müreffeh bir ülke haline getireceğiz!

……………………..