Ya onca yaşanmışlıklar?
Sevinçler, acılar, aşklar, sevgiler…

Başarılar, hüsranlar, umutlar, umutsuzluklar!
Hiç bitmeyecekmiş gibi geçer, günler geceler…

İlk heceden son cümleye, kaç kez anlatılmıştır o hisler, hissedilişler…

Yüreklerden kopup gelen acıların sesidir feryatlarımız,
Gözyaşlarımızla süslenir, çoğu kez anılarımız…

 Sevinçlerimize ses verir kahkahalar,
Kimi zaman buruk bir gülümseme, kimi zamansa acıyla hatırlanır tüm vedalar…

Bakışlarımızda gizlidir aslında yılların izi,
Kimisi duygusal, kimisi öfkeyle bezeli…

Kirpiklerin gölgesinde barınır sevginin seli;
Kimi kısacık, kimiyse uzar gider sonsuzlukta kaybolur izleri…

Gün gelir hatırlanmaz olur; yok olup gider,
Başarılar, başarısızlıklarla dolu yıllar…

Doğuşundan son nefese verdiğin nice emekler,
Yapılan, yaptığın bir yanlış ardında kalan onca hizmeti bir anda yok edip, siler…

Özlemin sesidir umutla beklediklerin,
Ama ince bir sızısı kalır, karşılığı olmayan tüm sevgilerin…

Yaşanan her ne varsa? İlk nefesten, son vedaya,
Meçhule giden bir gemi uğrar o limana…

 El sallarsın tüm yaşanmışlıklara, ardında kalan her güzellik hatırlansın istersin,
Aslında hepsi unutulmuştur…

Sureti de, aslı da o dur!
Nasıl biterse öyle hatırlanır bu hayat…