Çoğumuz artık düşündüğümüz ve hissettiğimiz şeylerin aynı zamanda bedenimizi de etkilediğini biliyoruz.

Bu durumun sebebini Brahma Kumaris, bazen yalnızca kan basıncında veya beden kimyasında kısa süreli bir etki yarattığına bağlar. Bazen de, korku veya öfke kalbe hasar verdiği veya kronik mutsuzluk, kansere ve enfeksiyonlara karşı olan direnci zayıflattığında, yaşamı tehdit edici hale gelebilir.

Üzüntülü duyguların çeşitli ağrı ve sancılara neden olduğuna ilişkin çok şey söylenir.
Hem kadim bilgelik, hem de modern bilim, bu tür riskleri pozitif bir bakış açısı geliştirerek azaltabileceğini belirtir.

“Sağlıklı zihin sağlıklı bedende bulunur” sözlerindeki hakikat günümüzde her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Yanlış olan şeyler üzerinde ısrar etmek yerine, pozitif çözümlere iyimserlik ve nükte ile bakmak, sağlık için gerçekten faydalı.

Zihin ve beden arasındaki ilişkinin bu artan farkındalığına rağmen, zihin için gerçekten besleyici düşünceler yaratarak, iyilik halinin ve iyileşmenin nasıl arttırılabileceğini pek az kişi bilir.

Yıkmak ve yakmak hastalığına tutulan, doğru yoldan sapmış dünyada yeterince savaş ve ıstırap var.  Her şeyin hızla eskidiği bir hayattaki bütün mutsuzluğun sebebi, bir bakıma iyilik kavramının unutulmasıdır.  

Bu gün dünyanın doğru yoldan sapmış olmasının, insanın mutluluğuna ve dünyanın güzelliğine katkı sağlaması mümkün değil. Öyleyse:

Kişi bulunduğu yerde gerçekten mutsuzsa, bunu değiştirmeli, uzaklara gitmeli hatta sınırlar ötesine! Savaşını ve kötülüğünü de beraberinde götürmeli. Bunun için yapabileceği hiçbir şey yoksa koşullarını kabul etmeyi öğrenmeli.

Nelere sahip olduğuna bakmalı, sahip olmadığına değil. Her zaman için seçeneği olduğunu unutmamalı. Bir duruma kızmayı ya da bu durumu olumlu yönden görmeyi seçebilir.