Kendisi DPT’de çalışırken, Eğitim Sektör Uzmanı olarak tanıdım. Sempatik, güler yüzlü, yanakları kırmızı, hareketli, iyi yetişmiş, kültürlü, pratik zekalı, daha o yıllarda siyasete ilgisi olan, bir Mülkiyeli idi. Mülkiyenin Vatan aşkını özümsemiş, karakterli, dürüst, namuslu, fedakar ve feragat sahibi bir insandı... DPT’de görevini en üstün biçimde yerine getirmek için uğraşırdı. Planlamada Eğitim Sektörü odasının kapısını adeta kıracak şekilde çarparak kapatmasını anımsıyorum. Eli oldukça ağırdı, zaten siyasette insanları ensesinden tutup, kendine sertçe çekerek öpmesi ile ünlü idi. 

Hasan ile yaşantımız, planlama ve siyaset yılları olarak kesişmişti. Siyasette de kendine özgü nitelikleri ile sevildi, sivrildi. Özal’a bağlı idi. Özal da Hasan’ı çok severdi. Önce onu Başbakanlık Müsteşarı, daha sonra Gaziantep Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı yaptı. Daha sonra, Özal’ın ikazına rağmen, ANAP Genel Başkanlığına soyunması, zamansız oldu. Dürüstlük, mertlik, arkadaş sevgisi Hasan’ın özellikleri idi. Çok iyi bir Anavatanlı olduğu halde bazı prensip ihtilafları nedeniyle ANAP’tan ayrıldı, semboli Uğur Böceği olan, Yeniden Doğuş Partisi’ni (YDP) kurdu. Tüm parasını, üç kuruş maaşını parti için harcadı. Para yetmeyince Sıhhiye’deki parti binasının altına Gaziantep Kebapçısı açtı. Ancak yürümedi. Ben Mecliste iken, bir gün Ankara’ya gelirken, uçakta karşılaştık. Bana, “Selçuk üstadım, (Mülkiyede ve DPT’de, ondan kıdemli olduğumdan, öyle hitap ederdi.) Bizim partiyi ziyaret edersen çok makbule geçer” dedi. “Tabii Hasancığım, TBMM’ne geçmeden önce gideriz” dedim. Araba ile giderken, ziyaretimi partililere bildirdi, karşılama yaptırdı. Parti binasının girişine, üzerine “Bu kapıdan hırsızlar, namussuzlar giremez” diye bir levha astırmıştır. Kendisine sordum, “Hasan ben girebilir miyim?” “Selçuk üstad, sen tüm Türkiye’de, buradan girecek ilk insansın” dedi. 

Yaşama hep mücadelelerle geçti. İlkelerinden, faziletinden, doğrularından hiç taviz vermedi. Herkese yardım ve iyilik yaptı. Kendisi için hiç kimseden, hiçbir şey istemedi. Her insan gibi, özel hayatında bazı hataları da oldu. Ancak bizler, planlamacı, siyasetçi olarak Hasan Celal Güzel’i her zaman güzide bir insan, güzel bir Mülkiyeli insan olarak hatırlayacağız. Çocuklarını çok iyi yetiştirdi. Bu konuda gene bir Planlama Uzmanı olan, değerli eşi Ülker’in de gayret ve fedakarlıklarının altını çiziyorum. Hasan, yaşamının bazı evlerinde ailesini geçindirmek, kimseye muhtaç olmamak için kitaplar yazdı, üniversitelere zor koşullarda, sağlığını düşünmeden, yollara düşerek, dersler verdi. Hiç kimseden yardım istemedi. Türk siyasetinden idealist, dürüst, namuslu, unutulmayacak parlak bir yıldız Mart 2018’de kaydı, geçti. 

Değerli eşi Plancı Arkadaşımız, Ülker’e, kıymetli evlatlarına, plancılara, Mülkiyelilere, Anavatanlılara, Türk Milletine baş sağlığı diliyorum....