Geçtiğimiz günlerde bir köyde, muhtar seçimleri hakkında bir araştırma yaptım. Köy halkı nüfusunun yarısı okumuş emekli insan dolu. Bu emekli insanlar,  köyden zaten ilişiklerini hiç kesmemişler hatta çalışırken bile baba toprağına yatırımlar yaparak evlerini yenilemiş bağ bahçe sahibi bile olmuşlar. Şimdi gençliklerinde bıraktıkları köylerine özlemle tekrar dönen insanlar. Tekrar doğal ortama yerleşip torun peşinde koşan insanlar.         
Tamda benim araştırdığım zamanda köy de muhtar seçim zamanıydı. Baktım hiçbir emekli, muhtarlık seçimi için aday değil Oysa onlar okumuş güngörmüş insanlar. Nedenini bir araştırdım emeklilere de öyle boş vermişlik havası var ki kim muhtar olursa olsun umurlarında değil. Köy de lise mezunu bile olmayan insanlar muhtar adayı. Bizim üniversite mezunu emeklilerde onlara oy verecek seçecek. 
Galiba dedim köylerde şehri seçimlerinin tersine oluyor okumuş adamlar kendinden yaşça küçük ama okumamış köyde kalmış kişilere oy veriyor. 
Neden acaba?. Köyde yaşayan köyün sorununu daha iyi bildiği için mi? Emekliler aday olmuyor. Seçim sonucuna göre onların hepsi akrabalar. Birbirlerine asla darılıp gücenmezler.
Sonra emeklileri bir dinledim ki, hepsi gençliklerinde çalışmaktan yeterince yıpranmış yorulmuş. Emekliliklerinde bari sorumsuzca hayatımızı yaşayalım diyorlar. Ve. Okumuş bir insan, okumamışta olsa kendi köyünden bir insana hiç gocunmadan kendini yönetmek için oy verebiliyor. Akrabalık, kaynaşma bu olsa gerek 
Galiba haklılar. Şöyle düşündüm köy bambaşka.. her şey doğal olduğu kadar. İçinde yaşayan insanlar da doğal.