Ancak daha sonra, ilerleyen günlerde ilçe belediye başkanı o muhtarı kara listeye alır ve o mahalleye verilen tüm hizmet ve yardımlar durdurulur.
Bu örnek malesef İstanbul’un ilçelerinde sık sık yaşanıyor. İlçe belediye başkanının böyle bir şey yapmaya hakkı var mı? Görevi gereği tarafsız olması gereken belediye başkanı eleştirilere de açık olmak zorundadır. Bir muhtara kızıp, o bölgede oturan herkesi cezalandırmak ne kadar mantıklı?
Ayrıca muhtarların eleştiri yapma hakları yok mudur? Halkın bir problemi ya da sıkıntısı için onları yasal bir tepki amacıyla yönlendirmek, örgütlemek suç mudur?
“Ben senden hoşlanmadım, o nedenle mahallene yapacağım tüm yatırımları durduruyorum” demek bir belediye başkanına yakışır mı?
Muhtarlar da, belediye başkanları da, bu milletin oyu ile seçilip, o görevlere layık görülmüş kişilerdir. Seçildikten sonra artık o bölgede yaşayan Türkiye Komünist Partisi üyesinin de, Saadet Parti’lisinin de, MHP’linin de belediye başkanı olmuşlardır. Vatandaşlar arasında din veya siyasi görüş ayırımı yapamazlar.
Herkese eşit hizmet vermek zorundadırlar. Bir belediye başkanı, vatandaş veya muhtar kendisini eleştirdi diye onları azarlayamaz.
Bu makamlar gelip geçici makamlardır. Halk bir sonraki seçimde isterse başkanını veya seçtiği temsilciyi değiştirebilir. Seçilen kişinin de bunu dikkate alması, hesaba katması gerekir.
İlçe belediye başkanları, mahalle muhtarları ile iyi ilişkiler kurmalı ve onlarla sürekli görüşmelidir.
Çünkü muhtarlar kendi mahallelerinin problemlerini en iyi bilen, orada oturan çoğu insanı tanıyan kişilerdir.
Bir ilçede muhtarları yok sayarak hiçbir iş yapılamaz. Bir belediye başkanı başarılı olmak istiyorsa muhtarlara ve onlarla işbirliğine bir yerde mecburdur.
Yoksa bir daha seçilmesi hayal olabilir.
