Duvar çeker gece nemini, duvar gıybetin, ihanetin şahidi Gövdesi çatlak, yüzleri yırtık, geçen günlerle buruşuk bir kâğıt misali Duvar şuur, duvar şehadet, duvar tarih, duvar ızdırap, duvar itiraz Sesini işittirememenin yorgunu, Bed suretleri yüzünde tutmaktan yorgun… Boş bakışlar üzerinizde gezinir yorgun, Duvar, duygu sızdırmaz çehresinden… Ne yapsan nafile bir çakıl taşı oynatmaz gövdesinden Durduğu yerde öyle donuk öyle pervasız durur. Duvar cennetin, cehennemin gezgini, sen arafta gör… O arafta görünür, bitaraf görünür, gecenin tarafını tutar halbuki Sizdeki rüzgârın lafı mı olur, Bu duvar öyle çetin kasırgalara, tayfunlara geçit vermedi “Hücrenin koyu karanlığı yuttu beni. Tanık olduğum tuhaflık ve vahşet karşısında: ‘Bismillah, es selamun aleykum.’ deyip girdim. Kapı kilitlendi ve eziyet vermek için yüksek voltajlı lambalar yakıldı. Ansızın, 24 numaralı hücrenin köpeklerle dolu olduğunu gördüm. Sayısını hatırlayamadığım bir sürü köpek…” Bu paragraf Zeynep Gazali’nin Zindan hatıralarının bir bölümünü anlattığı ‘Eyyamün Min Hayati’ isimli kitabından bir alıntı. Zeynep Gazali, Hasan El Benna’dan sonra İhvanı Müslimin’e öncülük etmiştir. Aynı zamanda Gazali 1936’da Müslüman Kadınlar birliğinin kurucusudur. Hak davasının karşısında Abdünnasır yönetimini buldu. Kimi zaman engellemelere kimi zaman işkencelere maruz kaldı. Ama Hak davanın neferliğini yapmaktan bir an olsun geri durmadı. Duruşu itibariyle İslam coğrafyalarındaki kadınlara hatta tüm mazlum coğrafyalardaki kadınlara örnek olmuştur. “İslam, iman ruhunun, bitmez tükenmez, durmaz, dinlenmez, aksiyonundan ibarettir. Müslümanlığın vecd ve heyecan anlayışını muhafaza eden, onun en küçük emrine en ulvî Mâna gözüyle bakan, sonra da o emrin gerektirdiği mücadele ruhuna bürünen her fert, İslâmın, ebedi bir cehd, bir aksiyon davası olduğunu takdir eder.” Üstad Necip Fazıl, İman ile Aksiyonun içiçe geçmiş kaynaşmış, özümsenmiş, içselleştirilmiş bir vaziyet Müslüman karaktere aşk etmesi gerektiğinden bahsederken, Aksiyoner dava insanının suretini çiziyor. Bizler İslam coğrafyalarında bu insan prototipine rastlarız. Son asırda Mısırda da Zeynep Gazali bu tanıma misal teşkil eder. Zeynep Gazali davası ve yaşantısı ile tam iman ile aksiyonun simgesidir. Ömrünün büyük bir bölümünü İslam davası yolunda mücadele ile geçirdi. Ve tağutların zulümlerine maruz kaldı. Tıpkı Türkiye’de 28 şubat postmodern darbesinde zulüm ve engellemelere maruz kalan mücahideler gibi… Ümmetin mücadeleleri hiçbir devirde bitmedi. Mücahitleri gibi mücahideleri de tagutların, firavunların, yezidlerin zulümlerine maruz kaldılar. Biiznillah din kalesini boş bırakmadılar. Zulüm pahasına, ölüm pahasına günleri geceleri hakkın mevzilerinde geçti. Müminlerin Annesi oldular, Ehlibeytin tarlası oldular, sürüldüler, boykotlar ile zahiresiz kaldılar sütleri kesildi, fakat hak yolda bir adım geri gitmediler. “Her zorlukta bir kolaylık vardır” Ayeti kerimesinin istikametinde yürüyüp Allaha sığındılar. Zeynep Gazali Asrı saadetin o mübarek kadınları gibi yaptı ve hak davanın yolunda zorluklara sabırla dua ile dayandı. Ve ümmet kadınları için örnek bir şahsiyet olarak tarihe geçti. “Gazali köpeklerin saldırısının ne kadar sürdüğünü bilemeyecek kadar bitap düşüyor. Gazali’nin bu sıradaki duası gerçekten çok etkileyici… ‘Allah’ım kendinle meşgul et ki başkalarıyla uğraşamayayım. Ey tek olan Ehad ve Samet olan Rabbim! Sen beni öyle meşgul et ki yalnız seninle olayım. Beni bu korkunç ortamdan kurtar. Senden başkalarıyla meşgul olmaktan kurtar beni. Kendinle meşgul et. Vereceğin huzur ve güvenle kuşat. Sen’in yolunda senin sevginle, Sen’in hoşnutluğunla, Sen’in muhabbetinle bana şehadeti nasip et. Ey Allah’ım! Müminlerle birlikte benim de ayaklarımı sabit tut. Bizlere güven ve sabır ver.” Kitabında saatler sonra kapının açıldığında, Gazali üzerindeki beyaz elbisenin kana bulandığını ve elbiselerinin lime lime olduğunu sanır. Ancak sanki elbiselerine kimse dokunmamış ve hiç diş izi yoktur bedeninde. Kitapta Gazali’nin işkence sırasındaki duaları, Rabbe tam teslimiyeti ise şahsiyetinin İslam’la ne kadar kuvvetlendiğinin bir başka göstergesi…” Tarih; Nemrutların, Karunların, Firavunların, Ebu cehillerin ve benzeri tağutların hak davası ile savaşıdır. Ve şuurumuzun mimarı: İslam Tarihinde, Hak davanın kalesinde ümmetin mücahidelleri ile doludur. Zeynep Gazali, Tevhit sancağının dalgalanması için gül bahçesine girer gibi devrin nemrutlarının ateşine girmiştir. Fakat bahtiyarlık ki Gazali, ateşten İbrahimleşerek, İbrahimi bir ruhla, Muhammedi bir mana ile çıkmıştır. Ve ümmetin kadınlarına örnek bir mücahide olarak tarihimizin yani İslam tarihinin mümtaz bir köşesinde yerini almıştır. Allah ondan ve onun gibi mücahidelerden razı olsun.