Evet dostlarım nerede kalmıştık? Başlıktan da anlaşılacağı gibi millilik ruhu önce milli birlik nedir. Onu açayım siz değerli okurlarımıza şu zaman da en çok ihtiyaç duyduğumuz, bizi biz yapan değerlerimizle geçmişten günümüze gelen ortak değerlerimiz adetlerimiz, dini ve milli duygularımızdan bahsedelim. Hep diyorum ya Milliyetçilik akımı yeniden şekillenir gibi gözüküyor diye algılanıyor. Hayır bilakis Milliyetçilik akımı artık dalga, dalga geliyor. İçimizdeki çılgın Türkleri kimse durduramayacak. 1000 yıldır oynanan oyunların kan üstüne kurulu planların hepsini tek tek bozuyoruz. Balkanlardan Kafkasya’ya, Orta Asya’dan Akdeniz’e oynanan oyunların hepsini bir bir görüyoruz ve bozuyoruz. Bozacağız da!

Küreselleşen dünya da yaşadığımız çağ 21.nci yüzyıl çağı yani Bilim, Teknoloji gibi hayatımıza giren yenilikler bir nebzede olsa bizi biz yapan değerlerimizi baltalıyor.  Nasıl baltalıyor diye merak ediyorsunuz. Toplum psikolojisini bozarak, Toplumsal kaosu ve ahengi bozan nedenlerin başında kışkırtmacalar gelir. İnsan ilişkilerinde benzerlikleri değil farklılıkları, daha çok görme özelliği ilişki yönetiminde çatışmayı farkında olmadan artırır. 

Bazı kişilikler, insanların farklılıklarını kullanarak kavga çıkartır. Örnek verecek olsak sayfalar yetmez. Kısa örnek verelim dini değerlerimize saldırı islamofobi gibi. İslamofobi, kelime anlamı olarak "İslam korkusu" demektir. Müslümanlara ve İslam dinine karşı sürdürüle gelen ön yargı ve ayrımcılıktan, kaynaklanmaktadır. Müslümanlara karşı duyulan irrasyonel nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin besleme anlamına gelir. Hemen hemen birçok tanım birbiriyle aynı gibidir. Günümüz dünyasında Avrupa, genelinde İslam’a karşı zaman, zaman çeşitli kara propagandalar üretilmiş ve uygulamıştır. Yaşadığımız 21'nci yüzyılda ise; teknoloji sayesinde her alanda daha yoğun propagandalara yönelmiştirler. Milletimizin en önemli ortak değeri dini inançlarıdır. Amaç belli Müslümanları yaşadıkları İslami değerlerden uzaklaştırma. Yapılan araştırmalarda dijital oyunlarda islamofobi tehlikeleri görülmektedir. Ve bu oyunları genç nesillerimiz oynuyor .  

Bireyler olarak toplumumuzun bu soruna çözüm arayışlarına  girmesi lazım. TV programlarında uzun uzadıya bu konu üzerine değerlendirmeler ve çözüm odaklı üstüne gidilmesi lazım. Bir milletin dinsel inancı toplumun çimentosudur. Yapılan sinema ve kısa videolarla İslami kültürel değerlerimize saldırı vardır. Bilinçli olalım etki ve nüfuz ajanlarının oyunlarına kanmayalım. Bu güzelim coğrafyanın en büyük özelliği farklı inançları ve değerleri olan insanların toplulukların birlik içinde bir mozaik biçimde yaşamasıdır. Hemen, hemen kültürel akrabalığımız vardır, birbirimizle ne güzel kelime birlik ve beraberlik ruhu. Bu birlik beraberlik ruhunu tüm Dünya gördü 15 Temmuz hain darbe girişiminde. Millet tek yumruk tek vücut tek beden oldu. Çünkü öyle milletiz ki bizi biz yapan içimizdeki o çimento mayasıdır. Birlik ruhu millileşme. Millilik dendiğinde çarptırma yapıyorlar.

Millilik faşizm değildir. O algıyı kırmamız lazım.  Devam
 Yaşadığımız bu çağın en büyük savaşı enformasyon savaşıdır. Kültürümüze, geleneklerimize, vatanımıza dinimize, birlik ve beraberliğimizi zedeleyecek programlarla, psikolojik sanal savaşlarla üzerimize geliyorlar. Aile yapısını bozmaya yönelik programlar, diziler. İslam dinini karalayacak islamofobi faaliyetlerine kadar tutunda hepsi enformasyon savaşını kapsıyor. Bizde boş durmayacağız nesillerimizi bu çağa uygun yetiştirip bilinçlendireceğiz.  Teknolojiyi bilinçli kullanıp neyin faydalı neyin zararlı olduğunu öğreneceğiz. Bu savaşta toplum olarak bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Sosyal medyada veya çeşitli medya programlarında ki izlediğimiz veyahut duyduklarımıza kendimizi sorgulamadan araştırmadan inanmamalıyız. Gelişen teknolojiyi yakından takip etmeliyiz. Geçmişten günümüze anlıyoruz ki bilginin gücü ve önemi bu denli önemlidir. Sosyal medya da paylaşılan birçok içeriği kitle gerçek olarak kabul eder. Ve birbirlerine kaynak olarak gösterirler her paylaşım gerçek değildir. Sosyal medya psikolojik savaş alanı sahasıdır.  Enformasyon savaşının yürütüldüğü yer sosyal medya alanlarıdır. Türkiye de manipülatör olarak kullanılmaktadır. Net olmayan bilgi ve paylaşımlara itibar etmeyin. Milli bilincin farkında olalım. Farkındalık çok önemlidir. Vatan, kültürel değerlerimizin bulunduğu bir coğrafyadır. Atalarımızın binlerce yıldır bıraktığı camiler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, okullar, külliyeler, köprüler, çeşmeler, saraylar, kışlalar, kütüphaneler, kapalı çarşılar ve çeşitli sanat eserleri, üzerinde yaşadığımız coğrafyayı vatan yapan abidelerdir. Bilindiği gibi dil, din, tarih, kültür ve ülkü birliği, ahlakta, terbiyede, örf ve adetlerde ortak duygu ve hedefler, ortak davranışlar milleti oluşturur. Millet ile vatan, ruhla vücut gibidir. Şu hâlde vatanımıza, dilimize, dinimize, kültürümüze, tarihimize, örf ve adetlerimize sahip çıkmalıyız. Şu ahenge bakın gök kubbede ezan sesleri, gönderde al bayrağımız, bizi biz yapan değerlerimiz. Hangi ülke kendi değerlerine bu denli bağlı biz gibi. Mehmet Akif şöyle ifade etmiştir.

“Sahipsiz olan vatanın batması haktır,

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.”

Ve şöyle yazıma son vereyim.” Devlet, gücünü, ulusun milli birlik ve beraberliğinden alır. Aynı milletin bir parçası olduğu inancını taşıyan vatandaşlar, ülke ve millet çıkarları söz konusu olduğunda ortak hareket ederek her türlü tehlikeye karşı güç birliği oluştururlar. Ülke içinde sağlanan milli birlik ve beraberlik, askeri gücün gelişmesine de büyük katkı sağlar. Bunun en güzel örnekleri Çanakkale ve Kurtuluş Savaşımızda verilmiştir. Rabbim geçmişten günümüze, Atalarımızın ruhlarını şad eylesin.
Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta, sıkıntı ve felaket vardır.” II.Abdülhamid Han.

Kaynak: AÇIK İNTERNET DERLEMELERİ. BURAK İĞLİKÇİ.