Yeni yıla girdik. Her yeni yıla girerken güzel dileklerde bulunuyoruz, hep ulaşmak istediğimiz hedefleri artık gerçekleştireceğimizi dile getiriyoruz. Yeni gelen yılın sihirli değneğiyle geldiğini hayal edip, tüm sorunların aniden toptan giderileceğine, her şeyin toz pembe olacağına inanmak istiyoruz. Bunları istemek hata değil, suç değil ama yeterli de değil. Biliyoruz ki hiçbir şey birdenbire olmuyor, çözümü de bıçakla keser gibi gelmiyor. Her şey bir emektir, yemek yaparken bile bir çaba, zaman, birikim katıyorsunuz!
Öncelikle kendimize karşı dürüst olmalıyız. Sözlerimiz dudaklardan değil kalpten gelmeli, elbette ki mantık süzgecinden geçirerek! Güvenimizi, inancımızı, çabalarımızı, umudumuzu yitirmeden akılcı davranarak, farkındalığımızı, duyarlılığımızı yitirmeden, hayatımızdaki en ufacık olaydan, tüm dünyayı etkileyen şok edici durumlara kadar aynı hassasiyet ve bilinçle yaklaşırsak, bencilliği bırakıp, sevgiyi damarlarımızda hissedersek, hem o sıcaklık bünyemize yayılır, bağışıklık sistemimiz bile kuvvetlenir, hastalıklara karşı direnç kazanırız, hem de hoşgörülü dinimizin de emrettiği gibi, eşitsizlikler yok olmaya başlar. Ben mi bunların hepsini başaracağım diye, kimsenin kendini küçümseme lüksü yok. Evet sen! Evet ben! Evet biz! Bir insan dünyayı değiştirebilir. Sevgi mucizedir. Bunları söylemekten hiç vazgeçmeyeceğim. Asla ümidimi yitirmeyeceğim. Vazgeçmeyelim…
Biz birlikte yıkılmayız, el ele güçlüyüz! Seven insandan zarar gelmez. Yaratandan ötürü, yaratılanı sevelim. 2016 umut, sevgi yılı olsun. Tüm özlemlerimiz gerçek olsun.
Sağlık ve sevgiyle.