Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cumhuriyet'in 100. yılının büyük bir coşkuyla kutlandığını belirterek, eşit, şerefli ve müreffeh bir yaşamın anahtarı olan Cumhuriyetin Türk milletinin, birleştirici gücü olduğunun bir kez daha hatırlandığını söyledi.

Cumhuriyetin gönül köprüsü olarak 81 ili birbirine bağladığını kaydeden Akşener, her hayat tarzından, meslekten, coğrafyadan, 85 milyon insanı eşitleyen, birleştiren ve kavuşturan bir yuva olduğunu belirtti.

Cumhuriyetin anayasa, hukuk ve adalet ile yönetilmek anlamına geldiğini ifade eden Akşener, "Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Cumhuriyetimizin, bu kıymetini, bir an olsun unutturmayacağız. Atamızın, en büyük emanetine, her şart ve koşulda, sahip çıkacağız. Cumhuriyetimizi, ilelebet payidar kılacağız." diye konuştu.

Akşener, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına da değinerek, mazlum milletlerin, ne acılar çektiğine özellikle son dönemde şahit olunduğunu, Gazze'de yaşanan "Netanyahu terörü"nün kıs kesmeden devam ettiğini, her geçen gün yüzlerce çocuğun vicdansızca atılan bombaların hedefinde can vermeye devam ettiğini söyledi.

Filistin halkına başsağlığı dileklerini ileten Akşener, "Ne yazık ki, her yüzyılda insanlığın başına bela olmuş birkaç psikopat çıkıyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılın, baş psikopatı da hiç şüphesiz ki Netanyahu'dur. Umuyorum ki Netanyahu son olsun. Bu teröristin eylemleri, bir an önce son bulsun. Bu yaşananlar da insanlığın yaşadığı son acı olsun." dedi.

Akşener, Filistin'de meydana gelen olaylara, siyasi aidiyetlerin üstünde bir bilinçle bakmak ve yaşananları doğru tanımlamak gerektiğini dile getirerek, tarihin bugüne kadar büyük savaşların her seferinde bir kumpas ve kışkırtmayla tetiklendiğini gösterdiğine işaret etti.

Bir toplumu topyekun savaşa ikna etmek için en elverişli yolun intikam ve korku duygularını tetiklemek olduğunu ifade eden Akşener, şöyle devam etti:

"Hamas'ın terör saldırısı da İsrail toplumuna korku saldığı gibi Netanyahu'ya da gözü dönmüş gaddarlığını sergileyeceği bir bahaneyi hediye etmiştir. Hamas’ın sivilleri katleden eylemleri, Filistin'in uluslararası hukuktan doğan, haklarını gölgelemiş, Netanyahu'nun kirli ajandasına hizmet ederek en büyük darbeyi Filistin halkına vurmuştur. Hamas'ı Filistin'i temsil eden, meşru bir siyasi yapı olarak tanımlamak Filistin hükümetini yok saymaktır. Hamas'ı Filistin'in yegane temsilcisi görmek Filistinli sivilleri, dünyaya terörist olarak göstermeyi hedefleyen Netanyahu'nun, insanlık dışı tezlerine dolaylı destek vermektir."

Akşener, topraklarını İsrail işgaline karşı savunmanın Filistinlilerin en doğal hakkı, ancak bu haklı direnişin sözcülüğünü Hamas'a devretmenin ise Filistin'e değil, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya hizmet etmek olduğunu savundu.

Hamas'ın saldırılarının zamanlamasının her türlü şüpheye açık olduğunu kaydeden Akşener, kime ve neye hizmet ettiği şüpheli saldırıların Netanyahu'nun toplumsal desteğinin adeta eridiği bir dönemde gerçekleştiğine dikkati çekti.

Akşener, İsrail halkının, Netanyahu'nun saldırıya bilinçli olarak göz yumduğunu, İsrail Genelkurmayının uyarılarını dikkate almadığını hatta saldırıyı bizzat organize etmiş olabileceğini bile konuştuğunu söyledi.

 "Yüzyılını devirmiş büyük Türk devletinin Cumhurbaşkanı gibi davranmak"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Hamas konusundaki tavrı ve açıklamaları nedeniyle eleştiren Akşener, şöyle konuştu:

TBMM Başkanı Kurtulmuş: 23 Nisan haftasından sonra yeni anayasa ile ilgili süreci başlatmayı düşünüyoruz TBMM Başkanı Kurtulmuş: 23 Nisan haftasından sonra yeni anayasa ile ilgili süreci başlatmayı düşünüyoruz

"Erdoğan hala canhıraş bir şekilde Hamas'ı savunuyor. Bir de dönüp, gerçekleri söylediğimiz için, bize kızıyor. Neymiş? Biz Hamas'ın ne olduğunu bilmiyormuşuz…Bak sen şu işe…Biz evellallah tarihi senin gibi yarım akıllı, fesli meczuplardan öğrenmedik. Sözde kürdistanın bir parçasını Türkiye'de gördüğünü söyleyen Hamas'ı ne diye savunuyorsun? Ortada, Filistin'in meşru bir hükümeti varken sanki Filistinliler için hayırlı bir iş yapmış gibi sen neden Hamas'ı meşru görüyorsun? Bu kadar şaibeli bir eyleme imza atanları sen, hangi akılla "mücahit" diye lanse ediyorsun? Amacın nedir Sayın Erdoğan? Filistin'in haklılığını zayıflatmak mı istiyorsun? Netanyahu terörüne zemin kazandırmak mı istiyorsun? Yoksa zaten aportta bekleyen dünya kamuoyunun Filistinlileri 'terörist' diye etiketlemesini sağlamak mı istiyorsun?

Seni buradan uyarıyorum; sorumsuzca yaptığın açıklamalarla Netanyahu'nun değirmenine su taşıyorsun. Türkiye'nin bugüne kadar sergilediği rasyonel duruşa ve üstlenmeye çalıştığı arabulucu rolüne zarar veriyorsun. En büyük kötülüğü de Filistinli mazlumların haklı davasına yapıyorsun. Senin, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olarak yapman gereken Türkiye’nin, terörün her türlüsüne karşı olduğunu anlatmaktır. Yapman gereken Filistinli çocukları arasına sıkıştıkları Netanyahu ve Hamas'tan kurtarmanın yolunu aramaktır. Yapman gereken Netanyahu'nun yazdığı senaryoya figüran olmak değil, o kirli senaryoyu bozan olmaktır. Yani aslında Hamas'ın iletişim başkanı gibi değil, yüzyılını devirmiş büyük Türk devletinin Cumhurbaşkanı gibi davranmaktır."

Tohum olduğumuzu hala öğrenemediler"

Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Akşener, vatandaşların her geçen gün ağırlaşan bir tablo ile karşı karşıya kaldığını, gençlerin, çocukların ve hatta bebeklerin sağlıklı beslenemediğini ileri sürdü. Ekonomideki yanlış kararlar nedeniyle vatandaşların ağır bedeller ödediğini ifade eden Akşener, kapsamlı bir ekonomik reçetesinin ortaya konamadığını söyledi.

Türkiye'nin kendi insanını aç ve açıkta bırakamayacak kadar büyük ve güçlü bir devlet olduğunu vurgulayan Akşener, Türk gençlerinin çaresizliğe terk edilmeyi hak etmediğini belirtti.

Aydın'da, KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu'nda arızalanan asansörün düşmesi sonucu 22 yaşındaki Zeren Ertaş'ın hayatını kaybetmesine ilişkin de Akşener, "KYK yurtlarındaki ihmaller, iş bilmezlik ve niteliksizlik artık çocuklarımızı canından ediyor. Zeren'in acısı, tüm Türkiye'nin yüreğine kor gibi düşerken 'Ölmek istemiyoruz, nitelikli yurt hakkımızdır' diyen binlerce gencimiz de hakkını aramaya başladı. Gençlerimizi, artık bir rezillik boyutuna ulaşan yurt sorunuyla yalnız bırakamayız, bırakmayacağız." dedi.

Akşener daha sonra kürsüye 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Beytullah Yiğit'i davet etti. Zeren Ertaş'ın da sınıf arkadaşı olduğunu ifade eden Yiğit, üniversite öğrencilerinin sorunlarını anlattı.

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, mart ayında yapılacak yerel seçimlere ilişkin de şunları kaydetti:

"Demokrasi çağrısı yapıyoruz. Gelin her parti, seçimlere ayrı girsin milletimize seçenek sunalım diyoruz, kürsülerden hakaret ediyorlar. Türkiye'nin geleceği diyoruz, 'Belediyeler bize lazım, sakın ha' diyorlar. Memleketin güvenliği, huzuru diyoruz, iktidara yanlamakla suçluyorlar. Yeni bir siyaset anlayışını savunuyoruz, çift taraftan yandaş medyaları üzerinden parmak sallıyorlar. Bizlerden kendilerine göre, kendileri için ve sadece kendilerine yarayan bir sistemin parçası olmamızı istiyorlar. Bunun için de aba altından sopa göstererek, bizi yıldırabileceklerini zannediyorlar. Yalanla, iftirayla, dedikoduyla, bizi bastırabileceklerini sanıyorlar. Duvarlarla, engellerle, tuzaklarla, bizi durdurabileceklerini sanıyorlar. Her fırsatta bizi gömmeye çalışıyorlar ama tohum olduğumuzu, hala öğrenemediler."