Las Vegas katliamını irdelerken, ruhani boyutundan çok, siyasi ve ekonomik boyutunu önemsemek gerekir. Burada, küresel aktörlerin birbirlerine ilettikleri kaleşnikoflu mesajların içeriği önemlidir.  Onlarca masum insanın hayatını kaybettiği bu eylemlerle kim, kime ne demek istiyor? 

Las Vegas katliamcısı Stephen Paddock için “yalnız kurt” deniliyordu, ama  doğu kökenli bir eşinin olduğu ve Mandalay Bay Hotel’e birlikte giriş yaptıkları ve Stephen Paddock’un birkaç önce İslamiyet’i seçmiş taze bir Müslüman olduğu yönündeki açıklamaların giderek ağırlık kazanması da gösteriyor ki, bu katliam da, diğer pekçok katliam gibi,  “Kim yaptı?”, “DEAŞ yaptı” tekerlemesiyle Müslümanların sırtına yüklenecektir.

Nevada’nın Las Vegas’ı, ABD’nin günah ve eğlenceler kenti olarak anılır.  kumardan fuhuşa herşeyin serbest olduğu bir “özgürlükler” kentidir. Adı günahla özdeşleşmiş bir kente gerçekleştirilen böylesine acımasız ve ses getirmeyi hedefleyen bir katliamı nasıl okumak gerekir. “Günah” ve “katliam”ın yanyana gelmesi, ister istemez olayın ruhani boyutunu öne çıkarıyor. Fakat, devletlerin kaleşnikoflarla, bombalı saldırılarla mesajlaştığı bir dönemde, LS Vegas katliamını ruhani bir çerçevede değerlendirmek  ne derece doğrudur?

Olayı özetleyerek katliamın arkasındaki gerçekleri görmeye çalışalım..

Dünyayı dehşete düşüren bu kör katliam, Las Vegas Bulvarı’nda üç gündür sürmekte olan bir müzik festivalinin son gününde gerçekleştiriliyor. Eğlenceler kenti Las Vegas’ın kumar salonlarıyla ünlü oteli Mandalay Bay’ın 32’inci katından Bulvar’da,  Jason Aldean konserini izlemekte olan binlerce insanın üzerine otomatik silahlarla hedef gözetilmeksizin kurşun yağdırılıyor. 

Oluşturulmak istenen algı operasyonuna göre, “günahkar” insanları cezalandıran katil dakikalarca ateş ediyor. Bu acımasız katliamda 58 masum insan hayatını kaybediyor. Gece yarısına doğru katilin 32. kattaki odasına bir operasyon düzenleyen polisler, 64 yaşındaki Amerikalı Stephen Paddock’u ölü ele geçirebiliyorlar. Odada çok sayıda otomatik silah bulunuyor. Demek ki, katil durdurulmasa, ölü sayısı çok daha fazla olacaktı. 

KATLİAMIN RUHANİ BOYUTU

Katliamın sanığı otel odasında ölü ele geçirildiği için katliamı hangi duyguların, hangi dürtülerin etksiyle gerçekleştirdiğini öğrenemeyeceğiz. 

Las Vegas katliamı, gösterilmeye çalışıldığı gibi, ruhani hassasiyetler dolayısıyla mı yapılmıştır, yoksa perdenin gerisinde çok başka dinamikler, çok başka kurgulamalar, çok başka hesaplaşmalar mı vardır? 

“Saldırganın kendini biz içeri girmeden öldürdüğünü düşünüyoruz” diyen Clark Country Şerifi Joseph Lambardo, katliamla ilgili ilk açıklamasında katilin bir “yalnız kurt” olduğunu belirtirken, FBI saldırganın terör örgütleriyle bağlantılı olmadığını duyurdu. Saldırıyı DEAŞ’ın üstlenmesinin ardından bir açıklama yapan CIA, “Gerçekler ortaya çıkan kadar alelacele bir sonuca varılmaması gerekir” diyordu. 

Las Vegas katliamcısı Stephen Paddock için “yalnız kurt” deniliyordu, ama  doğu kökenli bir eşinin olduğu ve Mandalay Bay Hotel’e birlikte giriş yaptıkları ve Stephen Paddock’un birkaç önce İslamiyet’i seçmiş taze bir Müslüman olduğu yönündeki açıklamaların giderek ağırlık kazanması da gösteriyor ki, bu katliam da, diğer pekçok katliam gibi,  “Kim yaptı?”, “DEAŞ yaptı” tekerlemesiyle Müslümanların sırtına yüklenecektir.

KATLİAMIN MÜZİKAL BOYUTU

Bu tablo çerçevesinde katliamı nasıl okumamız gerekir? 

Katliamı müzik penceresinden değerlendirmeye çalışan otoriteler, katliamın ABD’nin güneydoğusunda yaşayan beyaz Amerikalılara özgü bir müzik tarzının temsilcisi olan ve albümleri iki kez 15 milyonluk satış başarısı yakalamasından dolayı ACM Entertainer ödüllü kazanan Jason Aldean’ın sahnede olduğu bir sırada gerçekleştirilmesine özel anlamlar yüklüyorlar. Paddock’un, Jason Aldean’ın sahnede olduğu bir sırada katliama başlaması, hedefin Trump’a oy veren seçmen kitlesi olduğunu gösteriyormuş. 

Müzik akımlarıyla ilgili olanlarınız hatırlayacaklardır, Haziran 2016’da, ABD’nin Orlando kentinde, eşcinsellerin gittiği gece kulübünde 49 kişinin hayatını kaybettiği bir katliam yaşanmıştı. 

23 Mayıs 2016 tarihinde de İngiltere’de gerçekleştirilen ve 22 kişinin hayatını kaybettiği Manchester katliamı sırasında sahnede bir ABD’li sanatçı olan Ariane Grande vardı. ABD’deki katliamla İngiltere’deki bir katliam arasında ne tür bir bağlantı olabilir? Bu durum, “Katliam İngiltere’de gerçekleştirilmişti, ama sahnedeki sanatçı ABD’li bir sanatçıydı ve mesajın hedefi ABD’ydi” şeklinde değerlendiriliyor. 

Las Vegas katliamını Amerikan müzik akımlarıyla açıklama çabası, böylesine acımasız katliam görüntüleri için uygun bir fon müziği oluşturabilir, ama katliamın arkasındaki gerçek dinamiklerin açıklanması için yeterli değildir. Bu tür kaleşnikoflu ve bombalı saldırıların günümüzde devletler arası bir mesajlaşma olduğu olduğu artık sır değil. Küresel aktörler arasındaki üstünlük çatışmaları öylesine derinleşti ki, masum insanların yaşama hakları vahşice ellerinden alınır oldu. 

SALDIRININ HEDEFİ TRUMP, YANİ ABD DERİN DEVLETİ

Sözün özü, Las Vegas katliamını irdelerken, ruhani boyutundan çok, siyasi ve ekonomik boyutunu önemsemek gerekir. Burada, küresel aktörlerin birbirlerine ilettikleri kaleşnikoflu mesajların içeriği önemlidir.  Onlarca masum insanın hayatını kaybettiği bu eylemlerle kim, kime ne demek istiyor? 

 Trump’ın ABD derin devleti (Pentagon) tarafından başkanlığa taşınmasından sonra, Senato’ya ve Kongre’ye yerleştirdiği adamlarıyla Amerika’nın ekonomisine ve dış politikasına yön veren Rothschild Ailesi ile Pentagon arasında derin bir rekabet yaşandığını biliyoruz. Bu mücadelede İngiltere’nin de Rothschildlar ve Çin’in yanında yer alması, küresel çapta çok güçlü cephelerin oluşmasına neden oldu. ABD, “küresel lider” sıfatını sürdürebilmek, ekonomisini ve doların saygınlığını koruyabilmek için Ortadoğu enerji kaynaklarını ve dağıtım yollarını tek başına kontrolü altında tutmaya çalışıyor. ABD’nin bu konudaki ısrarı hem İngiltere’yle hem de Rothschildlar’la olan kavgasının derinleşmesine neden oluyor.  

İngiltere’nin, Yeni İpek Yolu Projesi’nde Çin’in yanında yer alması, ABD’yle arasındaki kavganın giderek büyümesine neden olurken, Rothschildlar’ın da bu kavgada Çin’i desteklemesi, dünya barışını tehlikeye sokan gelişmelere ve de Las Vegas benzeri katliamların yaşanmasına neden oluyor. 

“ABD’nin Korkulu Rüyası” başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi, Çin’in Yeni İpek Yolu Projesi hayata geçirildiğinde, küresel aktörler arasında bu tür mesajlaşmaların artmasından kaygı duyuluyor. Ortadoğu’da, Uzakdoğu’da, Avrupa’da, Afrika’da ve Asya’da taşlar yerine oturuncaya kadar bu tür insanlık dışı tablolar yaşanacak ve insanlığa, “Kim yaptı?”, “DEAŞ yaptı” kandırmacası şeklinde sunulacaktır. 

Küresel aktörler arasında bir Rus ruleti oynanmakta; kurşun kimin geleceğini karartacak, bilinmiyor..