Çocuğumu Nasıl Avutabilirim?

Bazı günler vardır, kendimizi sebepsiz de olsa mutsuz hissederiz. Çocuklar için böyle zamanlar daha da zordur çünkü bu mutsuzluklarının geçici olduğunu anlayamazlar. Bunun üstesinden gelebilmek için (Bu problem yetişkinler için ciddi sayılmasa bile)sevgi dolu bir dinleyiciye ihtiyaçları vardır.

Örneğin: Oya'nın en sevdiği pelüş kedisi yemeğinin içine düşüyor ve tamamen ketçap’a bulanıyor. Küçük kız da feryadı basıp feci bir şekilde ağlamaya başlıyor. "Canım ne olacak, önemli değil" yada "hadi gül artık" gibi klasik sakinleştirici cümleler böyle bir anda yeterli olmayacaktır. Bu yaklaşım sadece çocuğu pek ciddiye almadığımızı gösterir.

Uzmanlara göre çocuğun dikkatini başka bir yöne çekmeye çalışmak da pek olumlu bir yaklaşım değil. Uzun vadede bu tür tepkiler çocuğun problemleri ile ailesine rahatsızlık verdiğini düşünmesine ve sonuçta problemleri içine atıp duygularını gizlemesine sebep olacaktır.

Gözyaşları bir kez akmaya başladıktan sonra çocuk üzüldüğü konu ile direkt olarak ilgilenilmesini ister. Böyle bir durumda anne-baba'lar çocuklarına sarılıp üzüntülerinin haklı olduğunu anlatabilir ve onunla beraber üzüldüklerini hissettirebilirler. Çünkü üzgün olmak aynı zamanda bu üzüntüyü işlemek ve sonunda da bu üzüntüden kurtulmak için gerekli olan bir aşamadır.

Çocuğunuzun size anlatamadığı bir endişesinin olduğunu düşünüyorsanız beraberce yapacağınız bir “üzüntü'nün resmi” yada beraber yaratacağınız bir “üzüntü'nün masalı” onun endişeleri ile ilgili ipuçlarını almanız için faydalı olacaktır.

Çocukların optimist bir düşünce tarzına ihtiyaçları vardır ve onlara problemlerinin çözümlerinin olduğunu göstermemiz gerekiyor. Mesela yukarıdaki Oya örneğinde oyuncak kedinin tabaklan alınıp çamaşır makinesine konularak yıkanması gibi! Her yaşta çocuk için uygun avutma yöntemleri: Aşağıda çocuğunuzu avutmak için ne zaman sadece kucağınıza almanız gerektiğini ne zaman bir konuşma yapmanız gerektiğini okuyabilirsiniz.

0 - 2 Yaş: En küçük çocuklarda bile sadece kucağa almakla yetinmeyin, avutucu sözler söyleyerek sakinleştirmeye çalışın. 

3 - 5 Yaş: Bu yaşta en önemlisi öncelikle iyi bir dinleyici olmaktır. Çocuğunuzun üzüntüsünü geçiştirmeye çalışmayın ona hak verdiğinizi ve kendisini dinlediğinizi anlasın. Sonra eğer varsa çözüm yollarını bulmasına yardımcı olun.

6-11 Yaş: Çocuğunuzun problemlerine kulak verin ama asla konuya karışmayın. Çocuğunuzun özgüvenini ancak problemlerini kendisinin çözmesini sağlayarak geliştirebilirsiniz.

12-16 Yaş: Çocuğunuz görünüşte yardım almak istemese de onunla konuşmayı deneyin ama asla zorlamayın.

Çocuklarda 'Hayır' dönemi!..

Çocuklarda 'hayır' dönemi, 1 yaştan hemen sonra başlar. Bazı çocuklarda bu süre kısadır ve kendini çok hissettirmez. Bazı çocuklarda ise çok uzun süreli ve şiddetli olabilir. Bu dönemin normal ve sağlıklı bir dönem olduğunu, çocuğun birey olabilmesinde ve kendisini ifade edebilmesinde önemli bir yer tuttuğunu unutmamak gerekir. Bu dönemi kolay ve sağlıklı geçirebilmek için nelere dikkat etmemiz gerektiğini gözden geçirelim:

Onunla konuşurken, ondan bir şey yapmasın veya yapmamasını isterken, bir birey olduğunu, kendi kararlarını kendisinin verebildiğini ve bizler gibi onun da direktiflerden hoşlanmadığını unutmayın.

Hayatıyla ilgili kararlan kendisinin verebildiğini düşünmesini sağlayın. 'Yemeğini televizyon izlerken mi yemek istersin, yoksa benimle birlikte masada mı yemek istersin' gibi bir mesaj, kararlarına saygı duyulduğunu düşündürecektir. Böyle bir mesajla onu yemeğe davet etmeniz 'hayır, yemek yemek istemiyorum' gibi bir yanıt alma olasılığınızı da azaltır.

Ona karşı negatif bir tutum içine girmeyin, olabildiğince az 'hayır' deyin. Siz ona ne kadar negatif bir tutumla yaklaşırsanız, o da size o kadar negatif bir tutumla yaklaşacaktır. Siz ona ne kadar çok 'hayır' derseniz, o da size o kadar çok 'hayır' diyecektir. Negatif cümleler kurmaktan da kaçının. Yapılmasını istediğiniz şeyi olabildiğince pozitif cümleler kullanarak ifade etmeye çalışın. 'Ayakkabılarını çıkart' demek yerine, 'Terliklerimizi giyelim haydi' demek daha etkilidir.

Mesajlarınızı, 'hayır' yanıtı alamayacak şekilde iletin. 'Sütünü iç' yerine, 'sütünü balıklı bardağınla mı, yoksa kupanla mı içmek istersin' şeklinde mesajınızı iletin.

'Hayır' dediğinde, onunla alay etmeyin, küçümsemeyin, gülmeyin, onunla inatlaşmayın, ona kimin güçlü olduğunu ispat etmeye çalışmayın, sinirlenmeyin ve asla ona ceza vermeyin.

Aranızda çıkan sorunu ortadan kaldırmaya çalışmak yerine, uzlaşmacı bir tavırla çözüm üretmeye çalışın ve onu da çözüm üretmeye davet edin.

Kurallar çocuğun ruh sağlığını bozar mı?

İnatlaşma döneminde olması çocuğunuza hiç 'hayır' demeyeceğiniz anlamına gelmez. Çocuğunuza zaman zaman kısıtlamalar, yasaklar koymak zorundasınız, bunun çocuğunuzun ruh sağlığını bozmasından korkmayın. Dikkat edilmesi gereken en önemli şey koyduğunuz yasakların gerekli olduğundan emin olmanızdır,

Gereksiz konularda da yasaklamalar getiriyorsanız, bir süre sonra çocuğunuza çok fazla 'hayır' demeye başlarsınız. Bu da çocuğunuzda, hem bağımsızlığının elinden alındığı, hem de her şeyi yanlış yaptığı hissini uyandırmaya başlar. Her iki duygu da onun kendine olan güvenini sarsar ve onu rahatsız eder. Bu yüzden, öncelikli olarak 'hayır' demeniz gerekenlerin listesini yapın, bunlar dışında da gereksiz zamanlarda ve durumlarda 'hayır' dememeye özen gösterin. Ayrıca, aşırı kurallarla büyüyen çocukların, kuralları koyan yetişkinler yanlarında olmadığı zamanlarda bu kuralları ihlal etme eğilimi duyduklarını da unutmayın. (Uzman Psikolog Şebnem Kartal)