Kentleşme ve sanayileşme ile birlikte teknolojik gelişmeler toplumsal değişimlere yol açmıştır. Çağdaşlaşma çabaları devam ederken genç kuşaklar ile yetişkin ve yaşlı kuşaklar arasında doğal olarak sosyo-kültürel farklılıkların ortaya çıkması çatışmaların daha fazla yaşanmasına yol açmıştır.

Bilindiği üzere; eğitimin başlangıcı ailedir ve kuşaklar arası çatışmanın en yoğun olarak yaşandığı yerdir diyebiliriz. Her ailede kendi içinde benzerlikler gösterdiği gibi farklılıklar da gösterir. Aynı toplum içinde yaşayan aileler arasında bile her ailenin farklı bir sistemi vardır. Çekirdek aileler, ataerkil aileler, geçici geniş aileler, parçalanmış tek ebeveynli ailelerin de kendi içinde dinamikleri farklılık gösterir.

Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecinde, geleneksel tüm kurumlarda olduğu gibi ailelerde bu değişimden üstüne düşen payı almıştır.

Her dönemin zamanının bağlamı ile ilintili olarak olayları, aile tutumlarını, o dönemde ülkede, dünyada yaşanan olaylar, krizler, hastalıklar vb. şeyler artık sadece o ülkede yaşayan insanları değil tüm dünya insanlarını da etkileyip değiştiriyor.  Her kuşağın kendi döneminde, farklılıklara kuş bakışı bakacak olursak;

Patlama Kuşağı: İkinci dünya savaşının olduğu, radyonun altın çağının yaşadığı, çok partili dönem sancılarının olduğu dönemin insanına yansıması işte daha kanaatkâr, sadakat duyguları yüksek biraz da işkolik bir dönemdir (1946-1964).

X kuşağı: Dünyanın önemli değişim ve dönüşüm yaşadığı, yaşam şartlarında olumlu değişimlerin olduğu bir dönem ve yansımaları, toplumcu, idealist, sadık bireylerdir diyebiliriz (1965-1979).

Y Kuşağı: Teknolojik imkanlar olarak gelişme gösteren, bilgisayar, akılı cep telefonlarının yeni teknolojinin doğduğu bir dönem yaşam şartlarında değişim ve dönüşümler, daha bireyci ve girişimcidirler (1980-2000).

Z kuşağı: Salgın hastalıkların, ülkemizde depremin, ekonomik krizlerin, sosyal medyanın olduğu bir dönemdir. Bu dönemi etkileyen şeyler yaratıcı, tüketici, bireyci yani tam teknoloji çağı çocukları. Bunun yansıra deprem ve Covid-19  Z kuşağını hem olumlu hem de olumsuz yönde etkilemiştir. Bir taraftan teknolojiye aşinalık diğer taraftan yenilikçi yaklaşımı ile zorluklarla baş etme becerileri göstermiş olabilirler (2000-2010).

Alfa Kuşağı: Dijital dünyaya aşırı derecede aşina bir nesil aynı zamanda sosyal medya, oyun bağımlılığı, işbirlikçi, çoklu görev alan bir nesil diyebiliriz. Açıkçası yakınlarına ve hayatlarına nasıl yansıyacağını hep beraber göreceğiz.

Bir kuşağı anlamaya çalışırken neler oluyor diye bakmaya çalışmanın kıymetli olduğu açıktır. Genelde kuşaklar arası kıyası hepimiz en az bir kere yapmışızdır. En doğru soru bunu doğru yapıyor muyuz?

İngilizlerin bir sözü vardır. Der ki; “Genç adam ölmeyi isteyecek kadar yürekli, yaşlı adam savaşmayı bilecek kadar tecrübelidir. “İş dünyasında da artık dengeler değişiyor. İşverenler bu özelliklerin her ikisini de yapabilecek personel istiyorlar. Cesarete ve bilgeliğe daha çok talep olmaktadır.

Kuşak çatışması deyince ilk akla gelen ergenler gelmektedir. Fakat yetişkinlik dönemlerinde de kişiler anne-babalarıyla fikir ayrılıkları, çatışmalar yaşamaktadırlar. Fark ettiğim en önemli konulardan biri yakın ilişki kuramamak, o yaş döneminin psikolojisini göz önünde bulundurmadan hareket etmek, kişiliklerine saygı gösterilmeyip sevmeyi göz ardı etmektir. Burada denge çok önemlidir. Ailede değerli olma duygusu, zorluklarla mücadele etme yakınlık ve dayanışma duygusu, mutluluk, kendini gerçekleştirme ortamı ve sağlıklı manevi yaşamın temellerini oluşturma ailenin şimdiye ve geleceğe yatırımıdır. Yetişkinler ve ergenler aynı fikirde olmayabilirler fakat birbirlerini anlayabilirler.

Tabir bir de önyargısız yaklaşmak, sağlıklı iletişim becerileri kurmak, birlikte vakit geçirmek, sorunlara ortak açılardan bakıp çözüm üretmek, karşılıklı sevgi ve saygı ile ortak paydada birleşmektir.

Tabi ki eğitim şart çünkü anne babaların iletişim becerileri, etkili anne-baba eğitimi, aile terapisi, öfke kontrol eğitimi ve problem çözme becerileri eğitimi verilmesi çatışmaları daha sağlıklı bir boyuta taşıyacaktır.

Kuşak çatışmasına sadece olumsuz açıdan bakmak doğru değildir. Yeni ve yenilikçi açılardan bakmak, farklı fikirler sunmak, toplumsal ve teknolojik gelişmelere katkı sunmaktadır. En önemlisi de bu çatışmaların doğru yönetilmesi toplumsal ilerlemeyi hızlandıracaktır.