Geçtiğimiz hafta, son dönemde Galatasaray’da yaşanan gelişmelerin tavan yaptığı ilginç olaylara tanık oldu. Igor Tudor gitti yerine Fatih Terim geldi. Yönetim erken seçim kararı aldı. Kısacası peş peşe gelen kötü sonuçlar, kulübü deyim yerindeyse bir anda dalgalandırdı.

Igor Tudor’la Sarı Kırmızı renklerin yollarının ayrılması hemen herkesin tahmini ve beklentileri arasındaydı. Ancak, ilk yarının bitimine bir hafta kala olması doğrusu ne şık, ne de etik bir davranıştı.

Çünkü, evinde çıkacağın bir Göztepe maçı var ve ardından bir aylık devre arası süreci başlayacaktı. O süreçte dilediğin gibi davranır, Tudor’la yolları ayırabilirdi Dursun Özbek yönetimi. Daha başka bir anlatımla, kalan o tek maçta alınacak sonucu etkilemezdi, Hırvat teknik adamın kalması ya da gitmesi. Yalnızca, daha etik ve doğru olur tepki almazdı.

Galatasaray’ın İgor Tudor’a kapıyı gösterdiği günün akşamı bir davette, çok sevip değer verdiğim Turgay Kıran’la karşılaştım. İçinde bulunduğumuz eğlenceli ortama karşın, son derece sinirliydi Kıran. Sarılıp öpüşüp iki cümle selam kelamdan hemen sonra sordu. “Bu duruma ne diyorsun, ne düşünüyorsun? Galatasaraylılık etiğine, bu camianın eğilimlerine uyar bir davranış mı bu? Ne yalan söyleyeyim, çok sinirli ve de tepkiliydi sevgili Kıran.

Galatasaray başkanlığına aday olacağını da satır arasında söyledi. Her ne kadar çok çabuk geri çekilse de ertesi gün de açıkladı aday olduğunu Turgay Kıran. Hayli zamandır açıkça telaffuz edilen Fatih Terim ismine doğrusunu söylemek gerekirse hiç mi hiç ihtimal vermiyordum. Çünkü, Galatasaray’dan kopuşu, milli takımda yaptığı görevden ayrılışı sırasında yaşananlar beni, Fatih hocanın dördüncü kez takımın başına geçmesinin hayli zor olduğu düşüncesine sevk etmişti.

Ancak ne oldu, nasıl oldu gerçekten anlayamadığım bir biçimde Fatih hoca takımın başına getirildi. Burada durup, İgor Tudor olayına bir kez daha dönmek istiyorum. Gerçekten Hırvat teknik adamın Galatasaray’ın ağırlığını kaldıramadığına tanık olduk. Gönderilmesi de çok büyük oranda doğru bir olaydı. Ancak kesinlikle bu eylem bir hafta sonra, yani Göztepe maçının ardından, ilk yarının bitimi itibarıyla gerçekleşmeliydi.

Ancak, Sarı Kırmızılı kulüpten kısa bir açıklama yapılarak, "Igor Tudor’a kulübümüze verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyor; bundan sonraki kariyerinde başarılar diliyoruz” denildi.

Başkan Dursun Özbek, Yeni Malatyaspor maçının ardından, "Önce teknik direktör ile ilgili karar alıp kendisine tebliğ ettik. Sonra da 13 Ocak 2018 tarihinde seçim kararı verdik. Galatasaray'ın geleceğine karşı bir duruş var. Kulüp bundan zarar görüyor ve en azından bu süreci kısaltmak gerek. Yönetim ve başkan için Galatasaray'a saldırılar oluyor. Bunların son bulması lazım” dedi. Evet, sonuçta Galatasaray kötü gidişin faturasını İgor Tudor’a kesti ve Fatih Terim takımın başına dördüncü kez getirildi. Ayrıca erken seçim kararı da verildi. Acaba tüm bunlar Sarı Kırmızılılardaki bu gidişatı durduracak mı? Bakalım, bekleyip hep birlikte göreceğiz.

Her şeyin gönlünüzce olduğu, sağlıklı, mutlu ve umut dolu bir yıl dileklerimle…

Hoşçakalın.