Her Kurban Bayramı’ndan sonra üzüntü veren bu öykü ve görüntüleri önlemek için alınan tedbirler maalesef yetersiz kalıyor ve bu öykü ve görüntüler Türkiye’ye de yakışmıyor. Senede bir defa yapılan bu ibadetin usulüne uygun ve düzenli bir şekilde yerine geterilmesi bir esasa bağlanamaz mı?
Değerli okurlarım;
Ayrıca PKK’nın hiç ara vermediği hain saldırıları Güneydoğu’yu kana buladı, hepimize bayramı zehir etti. Kamu düzenini ve nizamı sağlamaya çalışan kahraman ordumuza ve polislerimize PKK’nın kurduğu hain pusular da tabii karşılıksız kalamazdı ve kalmıyor. Ancak belli mihrakların beyinlerini yıkayıp eyleme zorladıkları bu insanlar da bizim insanlarımız değil mi?
Ve PKK baronları için çözüm süreci adı altında şimdiye kadar verilenlerin bir ara hedef, asıl hedefin ise bağımsızlık olduğunu artık görmemiz anlamamız gerekmiyor mu?
Buna göre şimdiye kadar alınan bütün önlemler, öncelikle baronları caydıramamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin eksik ve noksan bütün önemleri alabilecek her şeye sahip güçlü bir ülke olduğu unutulmamalıdır. Hiç bir mazerete sığınılamaz.
Değerlerli okurlarım;
Uzun tatille birlikte hep gündeme gelen trafik kazaları ve bu kazaların sebep olduğu can ve mal kayıpları da yine zirveye çıktı. Ayrıca Kabe’de Hac ibadeti sırasında müslüman kardeşlerimizin, bir izdihamda 800 kadarının hayatını kaybetmesi, bir o kadarının da yaralanması üzüntümüzü katmerledi.
Bayram süresince özenle yaşadığımız örf ve adetlerimiz ve bayram sevincimiz vahşet, ihanet ve rezaletin gölgesinde kaldı. Bir daha böyle günler yaşanmaması dileği ile geçmiş Kurban Bayramınızı kutlarım.
Bu güzel vatanımızı ve bizleri korumak ve kollamak için, gözlerini kırpmadan hayatını feda eden kahraman şehitlerimize Ulu Tanrı’dan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerim.
