Ünlü yazar Adil Yıldırım “Yıllanmış ilişkileri bir anda bırakıp, yüreğinin peşinden gidilmesini nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna çok çarpıcı bir yanıt verdi. Yıldırım: “Ben bu olaya iki yönden bakıyorum. Birincisi iletişim olanakları o kadar arttı ki, bir başkasıyla yakınlaşmak sadece an meselesi… Buna paralel olarak ve destekler nitelikte bir gelişme daha var. İnsanlar sadakat kavramına değer vermiyorlar. Çünkü bu kavram sadece aşkın önünde gizli. Birisine aşık olduğunuz zaman ona sadık olmak için emek vermezsiniz, zaten hisleriniz sizi bir başkasına karşı kör eder, gözünüz başka kimseyi görmez… Oysa bugün gerçek duygular var mı? Bana göre insanlar eşdeğer halde hem doyumsuz hem de mutsuzlar. Çok fazla alternatif olduğunu düşünerek birçok yere ve zevke saldırıyorlar. Mesela mide yemek yedikçe daha fazlasını ister, cinsellikte öyledir. Fazlalaşan eylemler rutinleşir ve rutinleşen hiçbir devinim yoktur ki asıl özünü yani varlıksal mahiyetini korusun… İnsan, bu hareket çağında durup ‘Ben kendimin farkında mıyım?’ diye düşünmeli…”