ANKARA - Türk sinemasında korku filmlerine yönelik talebin artması, Türkiye'ye yeni bir festival kazandıracak. Yerli korku filmlerinin gösterileceği "Fantasturka 3,5" adlı festival, 2015 yılında cesur izleyicilerle buluşacak.

Festival yönetmeni Kerem Akkoyunlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 yıldır korku ve fantastik yapımların yer aldığı "Fantasturka Türk İşi Fantastik Filmler Festivali"ni gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Sinemada korku türünün sadık bir seyirci kitlesi oluştuğunu vurgulayan Akkoyunlu, "Korku filmlerine artan ilgi ve üretilen film sayısındaki artış, korku temalı yeni bir festival yapma zorunluluğunu ortaya koydu. İnanıyoruz ki festival bu türün gelişmesine de katkı sağlayacaktır" dedi.

Korkunca kalbimiz 3,5 atar

Akkoyunlu, 2015 yılının ilk aylarında düzenleyecekleri festivale "Fantasturka 3,5" adını vermelerinin gerekçesiyle ilgili, "Çünkü korktuğunuzda vücudunuz, kalp atışlarını hızlandıran, kalpte ritimsizlik yaratan adrenalin hormonu salgılamaya başlar. Kalp atışlarınız hızlanır ve kalbiniz artık atış yapamaz hale gelir. Kalp hem kan pompalamaya devam etmek hem de dinlenmek için 3 kalp atışı yapar ve hemen sonrasında bir yarım atış... Bu sayede döngüsünü korur. 3 atış ve yarım atış ile korktuğumuzda 3,5 kalp atışı gerçekleşir" ifadelerini kullandı.

Sivri dişli ilk vampir Türk filminde ortaya çıktı

İlk Türk korku filminin Aydın Arakon'un yönettiği, 1949 yılı yapımı "Çığlık" olduğunu hatırlatan Akkoyunlu, filmin günümüze hiçbir kopyasının ulaşamadığını belirtti. 

Akkoyunlu, Mehmet Muhtar yönetmenliğindeki, 1953 yapımı "Drakula İstanbul'da" filminin ise bazı ilklere imza attığına dikkati çekerek, "Dünya sinema tarihi açısından bakıldığında, sivri dişleri gözüken ve insanları boynundan ısırarak kanlarını emen ilk vampir bu filmdedir. Filmin mezarlık sahnesinde, duman yaratmak için set ekibinin hep birlikte sigara içerek üflemesi gibi hüzünlü çekim aşamaları vardır" diye konuştu.

Türk sinemasının ustalarından Ömer Lütfi Akad'ın 1955 yılında çektiği "Görünmeyen Adam İstanbul'da" filmini de bu türe dahil eden Akkoyunlu, 1953 ve 1980 arasında çekilen yapımların sınırlı sayıda olduğunu bildirdi.

Akkoyunlu, 1980'den sonra da uyarlamalar dışında, Türk korku sinemasının üretim sıkıntısı çektiğini belirterek, 2000'li yılların başından itibaren görülen yükselişe dikkati çekti.

Milyonlarca kişi korkuyu seçti

İlk örnekleri arasında "Drakula İstanbul'da", "Ölüler Konuşmaz ki", "Şeytan" gibi filmlerin bulunduğu korku türü, 1993 yılındaki "Karanlık Sular" ve milenyumun filmlerinden "Okul" ve "Büyü" ile ivme yakaladı. 

Öte yandan, Türkiye'de "korku" deyince akla gelen ilk isimlerden Hasan Karacadağ, Box Office verilerine göre, 2006 yılında başladığı "Dabbe" serisiyle toplamda 2,5 milyon civarında seyirciye ulaştı. Cin temalı beş filminden bu yaz vizyona giren "Dabbe: Zehr-i Cin" ise 836 bin 322 kişiyle en çok izlenen 12. yerli film oldu.

"Musallat" ve "Musallat: 2 Lanet" filmleriyle yönetmen Alper Mestçi de 1 milyona yakın izleyiciyi sinema salonlarına çekti. 

Bu yıl ise korku ve gerilim türünde 10'a yakın yerli film vizyona girdi ve her biri 100 bini aşkın seyirciye ulaştı.