Resimlerinde kadın ve kedi figürlerini sıkça kullanan ressam Arzu Karcı, aynı zamanda Geleneksel Türk Çini Sanatı'nı çağdaş resme uyarlıyor.

Profesyonel kariyerini terk ederek sanata yönelen Karcı, 6 yıl bankacılık yaptıktan sonra "artık herkesin istediği standart hayatı yaşamak istemiyorum" diyerek hayallerinin peşinden gitme kararı aldığını ve 2002'de beyaz bir sayfa açıp, ikinci hayatına başladığını ifade ediyor.

Arzu Karcı, 4 yaşından beri hem sağ hem de sol eliyle resim yapabildiğini belirterek, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu olmasına rağmen güzel sanatlar alanında yüksek lisans yaptığını kaydetti.

Hacettepe Üniversitesinde "Türk Çini Motiflerinin Çağdaş Resme Uyarlanması" konulu tez hazırladığını aktaran Karcı, yaklaşık 16 yıldır resim, seramik ve cam alanında eserler ürettiğini söyledi.

Çevreci ve hayvansever kimliğiyle tanınan biri olduğuna işaret eden ressam Karcı, "Bu çalışmalar, benim doğa ve hayvan sevgimi temsil ediyorlar. O nedenle hemen hemen her tablomda kadın ve kedi figürünü kullanıyorum. Eserlerime baktığınızda onların gözlerinin kapalı olduğunu görebilirsiniz, çünkü ben resim yaparken tuvalimde ideal bir dünyayı hayal ediyorum. Bu anlamda kadın, çocuk, hayvan ve doğaya yönelik psikolojik ve fiziksel şiddetin bu denli arttığı bu dünyaya tutunmakta oldukça zorlandığımı hissediyorum ve idealize ettiğim dünyadaki huzuru ve sevgiyi göstermek için kadınların ve hayvanların gözlerini kapalı resmediyorum." şeklinde konuştu.

Küreselleşmenin olumsuz etkilerinin sosyal ve kültürel alanda da hissedildiğini vurgulayan sanatçı, neden klasik Türk sanatlarını çağdaş resme taşıdığını ise şöyle anlattı:

"Ekonomik hareket olarak başlayan küreselleşme, zaman içinde sosyal ve kültürel alana da etki etti. Bu noktada ekonomisi güçlü ülkeler her alanı domine etmeye başladı. Bu tesir, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler üzerinde de kültürel bir emperyalizm kurdu. Bu noktada baktığımızda bizim gibi toplumların hep Batı'ya öykündüğünü görüyoruz. Halbuki bizim kendi öz değerlerimizi bizden çok daha önce Batılı sanatçıların keşfettiğini görüyoruz.

Uluslararası sanat arenasında birbirine benzer yığınlar arasından sıyrılmak çok zor oluyor. Çağdaş bir Türk resim dili yaratmaksa, taklitçi çizgide gitmeniz halinde oldukça zor görünüyor. Ben de bu yüzden sürekli kendini tekrar eden o yığınların içinden ayrılabilmek için bir şekilde kendi kültürümüze ve öz değerlerimize dönmemiz gerektiğini düşündüm ve ortaya bu eserler çıktı."

İleriye dönük projelerinden de bahseden Arzu Karcı, geleneksel Türk sanatını çalışmalarında işlemeye devam edeceğini ve "Solmayan Çiçekler Bahçesi" isimli sergisini ise 2019'da geliştireceğini dile getirdi.