İSTANBUL  - Osmanlı'dan günümüze "zil" konusunda dört asırlık ekol olan "Zilciyan" üretiminin son ustası Mehmet Tamdeğer, ürünlerini 40 ülkeye ihraç ediyor.

Esenyurt'taki atölyesinde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tamdeğer, İstanbul Mehmet Zilleri'nin 4 asırlık serüvenini anlattı. 

Zilciyan ismiyle zil üretiminin 1623'te Samatya'da başladığını anımsatan Tamdeğer, mehter takımlarının yanı sıra askeri kalkan yapımının da bu atölyede gerçekleştirildiğini söyledi. Tamdeğer, 1950'de dönemin Zilciyan ustasının yanında çalışmaya başladığını belirterek, şöyle devam etti:

"Allah'ın bir hikmeti Samatya'daki fabrikanın çok yakınındaydım. Çocukluğum orada geçti. On yaşımdayken babam öldü. Ölümden sonra ailenin dengeleri biraz bozuldu. Bunun üzerine Zilciyan'ın fabrikasında çalışmaya başladım. 1978'e kadar orada çalıştım. Zilciyan usta hep yanımdaydı, onun sayesinde A'dan Z'ye her şeyi öğrendim. Ustam Mikael Zilciyan'la uzun süre çalışma imkanı buldum." 

Fabrikanın 1978'de Zilciyan'ın ölümü üzerine kapandığını aktaran Tamdeğer, zil yapımından başka bir iş bilmediği için çaresizlik içinde kaldığını dile getirdi. Tamdeğer, iki yıl kaldığı Kuveyt'te kuyumculuk yaptığını anlatarak, orada altın eritme bölümünde çalıştığını kaydetti.

Billy Hart, Bağcılar'daki atölyeye geldi

İki yıl sonra İstanbul'a döndüğünü anımsatan Tamdeğer, Zilciyan Usta'nın yanında beraber çalıştıkları Agop'la tekrar atölye açma kararı aldıklarını söyledi. Tamdeğer, o dönemde yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Agop'la işi kurmaya karar verdik. O da benim gibi çok uzun süre işsiz kaldı. Yokluklar içinde işe başladık. Volkswagen marka bir arabam vardı, onu sattım. Ele geçen para sermaye sayılmayacak kadar azdı. Makinelerimizi taksitle aldık. Çok sıkıntılar çektik. İşler yürümeye başladı. Allah'ın hikmeti, dönemin en ünlü davulcularından Amerikalı Billy Hart geldi. O zaman Bağcılar'daydık. Birkaç metrekarelik bir yazıhanemiz vardı. Saatlerce kaldı, zilleri inceledi. Hangisini alacağını, ne yapacağını şaşırdı. Giderken de 'Ben şimdi gidiyorum ama buraya kimler gelecek göreceksin' dedi. Onun gidişinden sonra bilinen sanatçıların hepsi geldi."

Tamdeğer, sanat yaşamları boyunca zile ücret ödemeyen şarkıcıların, atölyede saatlerce zil seçtiğini kaydetti.

Parmak izi gibi ziller

Tamdeğer, ürettikleri zillerin ressamların tablosuna benzediğini dile getirerek, "Nasıl bir sanatçı aynı eseri birebir vücuda getiremezse, biz de aynı zili tekrar yapamıyoruz. Her zilin kendine özgü bir sesi var. El yapımı olmasından kaynaklanıyor.  Yani zil alan biri biliyor ki, o zilin dünyada bir eşi daha yok. Pop, caz ve rock türlerinden istenen her zili üretiyoruz. İki yüze yakın çeşidimiz var, bazen sayısını biz de unutuyoruz" dedi.

Efsanevi karışımın sırrı Tamdeğer'de

Zilin yapım aşaması hakkında bilgiler veren Tamdeğer, madenden zile doğru giden hikayeyi şöyle anlattı:

"Üretimde saf kalay ve saf bakır kullanıyoruz. En iyi malzemeyi kullanıyoruz. B20 formülüyle üretim yapılıyor ve dünyada en iyi sonuç veren formüldür. Onun içinde ufak tefek değişiklikler oluyor. O da bizim bildiğimiz ve bize has olan bir formüldür. Eriyen maden, yuvarlak potalara dökülüyor, buradan alınan madde, ekmek gibi fırına sürülüyor. Odun fırını kullanıyoruz. Fırından çıkan ve yuvarlak bir şekle sahip olan madde, sonra defalarca pres makinesinden geçiriliyor. Bu fırınlama ve pres işlemi belirlenen büyüklüğe ulaşıncaya kadar devam ediyor. Sonrasında kesim, çekiçleme ve torna işlemlerine tabi tutuluyor. Ses ayarı ise son aşamamız. Zillerin seslerini ben dinliyorum." 

Dünyanın 40 ülkesine ihraç edilen İstanbul Mehmet Zilleri'ni 1992'de ziyarete gelen ve tüm zamanların en iyi dördüncü davulcusu olarak anılan Tony Williams'ın yanı sıra Carmine Appice, Micke Backelin, Horacio El Negro Hernandez, Carmine Appice, Erik Smith, Elvin Jones, Kiko Freitas, Snowy Shaw, Jack DeJohnette gibi davulcular çalmaya devam ediyor.