HABER: SEVGÜL EROĞLU KAYSERİLİOĞLU

İSTANBUL - CRR Caz Şubatı Etkinlikleri’nde bu kez Azerbaycan’lı Aziza Mustafa Zadeh konserindeyim. Öyle ki günler öncesinden biletler bitmiş, balkonda zar zor yer bulabildim. O saygılı izdihamın, bir müzik aktivitesi için olduğunu görmek insanı çok duygulandırıyor.

Biz güzel şeylere layığız. İşte böyle !

Tıklım tıklım bir salon…

Saygı ve sevgi içiçe kilitlenmiş.

Tema caz olunca, hele de

Aziza Mustafa Zadeh’in o titrek yanık kadife sesi, tınılarında yarattığı kontrast, zamanı durduran büyülü atmosfer…


Enflasyon bir yana , savaş bir yana bile diyemiyorsun. Çünkü o JS Bach ce Frederic Chopin’Ii muazzam çalan , yorumlayan ve duygularını müziğin gücüyle aktaran bir yetenek.

Sahneye belinde saçları açık olarak, sade  beyaz uzun elbisesiyle kuğu gibi süzülen sanatçı ve ekibi aralıksız iki saate yakın  çaldılar. Fusion-Caz doludolu…

Yıllar sonra iki müzisyen arkadaşını da- Basta Ralf Cetto&davulda Simon Zimbardo- alarak sahneye çıkan sanatçı tekrar burada olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Eee tabi Azarbaycan ile ortak kültürel değerlerimiz çok.

Sonradan eklenen müzik hayatı değil, müziğin içinde doğmuş Aziza Mustafa… Babası piyanist ve besteci Vagif Mustafa Zadeh MUGAM olarak bilinen geleneksel Azerbaycan müziği ile cazı birleştirerek ün yapmış. Annesi de babasından geri kalmış değil. Klasik müzik eğitimi almış Gürcistanlı bir şarkıcı… Hal böyle olunca da Aziza’nın içinde ki cevher küçük yaşta klasik piyanoda ortaya çıkmış. Doğaçlamaya yakınlığı 17 yaşında Washington DC’de , Monk’un bestelerini kendi mugam tarzıyla çalarak Thelonious Monk piyano yarışmasını kazanmış.

1991 yılında Aziza Mustafa Zadeh adlı çıkış albümünün ardından 1993 te ECHO ödülü ve German Phono Association ödülünü kazanmış.

Londra, Paris, Tel Aviv konserleri devam ederken ‘My Funny Valentine’ ve ‘Take Flue’ albümleri caz klasikleri seviyelerine çıkmış.

Aziza müziğin farklılıklarını bir araya getiriyor. Bu da post modern çağın güzellikleri ve pikleri. Ona göre her konser de ruhundan bir parça…

2007 de çıkan Contrasts II Operajazz albümü bolca List, az miktar Shuman, biraz Ravel ve R.Korsakow tadı var. Ama o asla Bakü müziği mogamı unutmamış.

İnsanın özünü unutmaması kültürler arası ve milli gelenekselliği zenginleştirir.

Aziza Türkiye’de bizi de hoşnut etti. Aşık Veysel’in  Uzun İnce Bir Yoldayım’ı kendine has yorumuyla seslendirirken hepimizin ağzı kulaklarında, buruk bir hüznü sessizce yaşadık.

Çal bi nağme hüzünlü olsun. Biz hüznü severiz değil mi?

Kimi zaman tepelere çıkar atarız bile kendimizi. Duygu toplumuyuzdur. Abartırız da…

Sonra geldiği gibi sessizce ayrıldı Aziza trio ekibi. Alkışlar zor bitti. Kimse yaşadığı anların tadını ve yakaladığı huzuru bırakmak istemiyordu.

Burada;

Cemal Reşit Rey’e bilmediğimiz cevherleri yakalayıp ayağımıza getirdiği ve bizi sanatla donattığı için bir kez daha teşekkür ediyorum.