TDK sözlüğünde; Yakınlık duyma, öncelik tanıma, bağlılık, dikkati belirli bir şey üzerinde toplama ve aidiyet gibi tanımları içerdiği görülmekteyse de, Sevgi yaşanması gerekendir.

Dünyaya yeni gelmiş bir bebeğin en temel ihtiyacı “güvende miyim, seviliyor muyum?” sorusudur.  Annenin sevgi dolu içten gülüşü, dokunuşu bebeği rahatlatırken, onun bedensel, ruhsal gelişimi için vazgeçilmez ihtiyacını gidermiş olur. Bir bebek ne kadar çok farklı kişi tarafından sevilirse, dokunulursa, o kadar hızlı gelişir. Sevgi ve ilgi ne kadar fazlaysa bebek o kadar sağlıklı olur.

Çocukla geçirilen zaman, onun dilinden yapılan sohbetlerimiz bizim içinde terapi niteliğindedir.

Çocukluk dönemi sevgi açlığı yaşamış gençler üniversite yıllarında  çabuk âşık oluyor, kendisine ilk ilgi gösteren karşı cinsten bir arkadaşının peşinden çok çabuk gidebiliyorlar. Çocuk, özellikle ilk yedi yılda "doya doya" anne, baba "sevgisini" ve "ilgisini" aldı ise hayatının geri kalan kısmında daha sağlıklı kişilik yapısına sahip olabiliyor.

Çocukluk çağında anne babadan yeterince ilgi ve sevgi görememiş gençler yetişkinlik çağında "sevme engelli" olmaya eğilimli olmaktadırlar. Sevgi ihtiyacı giderilmemiş olması, sevme engelliliğine neden olabilir. Anne sevgisini alamamış olmak, yarın çocuklarına anne sevgisi verebilmenin önünde en önemli bir engeldir.

Sevme engelli yapıda olan bir kişi peşinde koştuğu insandan gördüğü sevgi ve ilgiye karşılık bir süre sonra bu ilişkiden kopma, uzaklaşma isteği duymaya başlar. Karşı cinsin sevgisi, iç dünyasında yaşadığı anne sevgi yokluğunun acısını dindiremediğini hissetmesi onu bu ilişkiyi bitirmeye yönlendirebilir.

Bu açmazdan kurtulmanın en etkili yolu kendi geçmişi  ile yüzleşerek sevilme ve ilgi görme ihtiyaçlarının nedenlerini öğrenmelidir. Farkındalık sahibi olmak önemlidir.

Kendisine fiziksel, ruhsal zarar veren kişilere bağlanan ve ayrılamayan gençlere anne baba olarak daha çok ilgi ve sevgi göstererek, onlarla daha fazla nitelikli zaman geçirerek bu zararlı ilişkiden onları kurtarabiliriz.

Yıllarını oyun terapisine vermiş Prof. Dr. Byron Norton; kanserden başlayarak, sık geçirilen gribal enfeksiyona kadar pek çok sorunun çocuklukta yaşanan istismardan kaynaklandığını tespit etmiştir.

Özellikle 0-2 yaşta ilgi ve sevgi eksikliği, ihmal, duygusal, sözel, fiziksel ya da cinsel şiddet gelecekte bedeni hasta ediyor. Bu istismarlar arasında en yoğunu ilgisizlik. Hastalananların yüzde 70’inde bebekken yaşadığı ilgisizlik yatıyor. Bu çocuklar, daha sonraki kuşakta şiddet gösteriyor, cinsel tacizde bulunuyor ya da yakınlarını ihmal ediyor. 

Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Haldun Soygür, “Şifozreni hastalarında ilaç tedavisi kadar aile ve çevresinden gördüğü yakın ilgi, sevgi ve sosyal yaşama uyumun sağlanması iyilik hâlini önemli ölçüde artırıyor. Hastalar bir süre sonra kendilerine olan güvensizlik duygusunun yerine, öz güven ve kendi işini kendi başına yapabilme kabiliyetini kazanılabiliyorlar” dedi

Sevgi- Disiplin dozunu iyi ayarlayın.

Sevginin fazlası; psikopat ve narsist yapının gelişmesine neden olabilirken, disiplin fazlası ise onu pısırık, özgüven sorunu yaşayan, başarı sorunu yaşayan bireyler haline getirebilir.

“Eğer” ya da, “İçin” değil, “Rağmen” Sevgisi

“Eğer ödevini yaparsan, yemeğini yersen severim”  ya da, “sınavını geçtiğin için erken yattığın için seviyorum” demeniz şartlı sevgidir, sağlıksız sevgidir. Şartlı sevgi çocuğun kaygı yaşamasına neden olur.

“Her şeye rağmen seni seviyoruz, sen bizim biricik evladımızsın..vb” koşulsuz sevgidir, sağlıklı sevgidir