Suriye’de iç savaş sessiz sedasız devam ederken Rojava ve Kobani gündemden hiç düşmedi. Artık kimse ne Suriye’yi ne de Esad’ı ağzına bile almıyor. Türkiye’nin Kobani’ye müdahale etmesinden Kobani’ye koridor açılması ve peşmerge gönderilmesine ve PYD’li Kürtlere silah ve malzeme yardımımız kadar, T.C. Hükümet politikasına pek de uygun olmayan istek ve talepler ardarda sıralandı. ABD bu cümleden PYD’ye havadan silah ve malzeme atmaya başladı bile. Hatta bu malzemelerden bir kısmı IŞİD güçlerinin eline de geçti. 

Bu silahların bir gün bize karşı kullanılmayacağını kim garanti edebilir? 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, Türkiye için PYD ile PKK arasında bir fark olmadığını defalarca ifade ettiler. 

Cumhurbaşkanının havadan yapılan silah ikmaline tepkisine de kimsenin pek kulak astığı yok. 

Artık her tarafı kirlenmiş, tutulacak yeri kalmamış Suriye olayları yanında kronik Güneydoğu ve Kıbrıs sorunlarımıza ilave olan geçen haftadaki BM Güvenlik Konseyi seçim yenilgisi ile bazı çevrelerin ortaya attığı “değerli yalnızlık” hali, daha mı değerli hale geldi dersiniz? 

Zorlu ve karışık günlerin arifesinde bir başka haber içimizi burktu. PKK ile çatışma sonucu ayağı kesilen bir gazinin protez bedeli, o kahraman evladımızın başına dert olmuş. Uzunca bir süredir SGK, protez bedelinin tamamını ödemeye yanaşmıyormuş.

Gencecik yaşında gözünü kırpmadan teröristle mücadeleye atılan bu ve bunun gibi kahramanlar için SGK ile mücadele, ölümden de beter olsa gerek. Ve yeni olmayan bu yaklaşımın tamamen ortadan kaldırılmasının bir yolu yok mudur? 

Sayın Okuyucularım, 

Cumhuriyet Bayramınızı yürekten kutlar, barış ve refah içinde nice Cumhuriyet Bayramları dilerim.