ERMENİLER

Araştırmacı Yazar Hüseyin Adıgüzel’in hazırladığı ve tam adı: ‘Yer Değiştirmenin 100. Yılında ERMENİLER ve Ermeni Meselesi’ olan 13,5 X 21 santim ölçülerinde 403 sayfalık eser, Ocak 2015’te Bilgeoğuz Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu.

Yazar, kitabının ‘Giriş’ bölümünde, Ermeni Meselesi hakkında şu bilgileri veriyor:

     1800lü yılların başında başlayan ‘Doğu Meselesi’; ‘Osmanlı Devleti’ni yıkmak, olmazsa zayıflatarak sömürge hâline getirmek’ olarak özetlenebilir. Batılı büyük güçler bütün dünyada uyguladıkları emperyalist siyasetlerini aynen Osmanlı üzerinde de hayata geçirmek ve Osmanlı Devletini, bütün tabiî zenginlikleri ile birlikte yutmak istiyorlardı.
     Bu maksatlarına uygun olarak aynı yüz yılın başlarından itibaren, Oryantalistleri Anadolu'nun içlerine gönderirken diğer taraftan da, Balkan halklarını kışkırtmaya başlamışlar, Yunan ve Sırp isyanlarının çıkmasına uygun zemin oluşturmuşlardı. Çıkan isyanlara, madden ve mânen büyük destek vermişler, önce Sırpların, sonra Yunanlıların bağımsızlıklarını kazanmalarında önemli rol oynamışlardı. Elde ettikleri bazı imtiyazlarla, Osmanlı'nın iç işlerine müdâhale hakkı kazanmış olmaları, içerideki azınlıkları ayrılmaya teşvik etmeleri, onları desteklemeleri ve azınlıkları eğiterek hazır kuvvet hêline getirmeleri, kendi sömürgeci politikalarını hayata geçirme isteklerinden başka bir şey değildi.
     1926 yılında basılan Bolşkaya Sovyetskaya Ansiklopediya’nın 3. Cilt, 434. sayfasından elde edilen bilgilere göre Ruslar için Ermeni Meselesi, ‘Osmanlının zayıflatılması ve sömürgeleştirilmesi’ meselesidir.
     ‘Ermeni Meselesi’ veya Ermenilerin tâbiri ile ‘Ermeni Soykırımı’ denen olay, bir takım istenmeyen, hiç arzu edilmeyen gelişmeler ve her iki tarafın acı çektiği olayların bir sonucudur, diyebiliriz. Sadece 1915'i konuşmak, sadece 1915 yılında olanlardan söz etmek, olayın temel sebeplerini ortadan kaldırır ve olayı, âniden alınan bir karar durumuna düşürür. Halbuki tarih, olayın bir çok sebebi bulunduğunu açık olarak gösteriyor. Bu sebepler irdelenmeden, iyi anlaşılmadan, bu konu ile ilgili söylenecek her şey, laf-ı güzaftan ibaret olur. Yani boş sözdür.            Ermeniler, Osmanlı toprakları içerisinde yer değiştirme işlemine tâbi tutulmuşlardır. Bu doğrudur. Fakat bunun doğru olması, sebeplerin yok sayılmasına asla bir gerekçe teşkil etmez. Bu yüzden 1915 tarihine çakılıp kalınmamalı, öncesinde neler olduğu da mutlaka araştırılmalıdır. Bu yapılmadan mesele hakkında alınan her türlü karar hukuken geçerli bir karar olmaz. Ancak siyaseten geçerli gibi görünebilir. Bâzı parlamentoların aldıkları bu tür kararların, ahlaken, hukuken hiçbir geçerliliği yoktur. Bu kararlar, sâdece siyasî olarak alınmış, bir tarafı sevindirmeye, diğer tarafı üzmeye yarayan kararlardır ki, gerçekleri ters yüz ederek insanları kandırmaya yöneliktir. Hangi parlamentonun ne karar aldığı da artık bizi fazla ilgilendirmemelidir. Çünkü şunu biliyoruz; bu parlamentolarda bu tür karar alanlar bu olaylar hakkında Ermenilerin anlattıklarından fazla bir şey bilmiyorlar ve bunları, Ermenilere inanarak ‘doğru’ zannediyorlar. Bunlar, konunun uzmanları değil, sâdece ülkelerinin sıradan politikacılarıdır. Politikacıların aldıkları kararlar politiktir ve kendi seçmenlerini memnun etmeye yöneliktir.
     Türk milleti olarak o yıllarda Türklere yapılanları, belgeleriyle ortaya koymak, savunmadan saldırıya geçmek zamanı gelmiştir. Çünkü Ermenilerin istekleri hiçbir zaman bitmeyecektir. Ta ki Türk devleti yıkılana, Türk milleti tarihten silinene kadar… Öyle ise, yapılacak en iyi iş, savunmayı bırakmak ve saldırıyı başlatmaktır.’

Gayretli ve titiz bir araştırmacı-yazar olan Hüseyin Adıgüzel, bu düşünceyle yola çıkıyor ve çoğu yabancı 100’e yakın kaynaktan yararlanarak; ‘Ermeni Meselesi’ hakkında bugüne kadar yayınlanmış bütün kitaplardan farklı bir eser meydana getiriyor. Adıgüzel’in eserini ‘farklı’ kılan özellikleri, şöylece özetlemek mümkün:

1-Faydalanılan belgelerin büyük kısmı Rus arşivlerinde bulunmuş ve ilk defa yayınlanmıştır.
2-Bu belgeler 200’den fazladır ve orijinal hâli ile kitapta yer almıştır.
3-Bu belgelerde, soykırım suçunu Ermenilerin işlediği açık ve net bir şekilde bellidir.
4-Adıgüzel’in eserinde; Ermenilerin belgelerde, tarihi eser ve anıtlarda yaptıkları sahtekârlıklar belgelenmekte ve dünya kamuoyuna açıklanmaktadır.
5-Eser, ‘En iyi savunma hücumdur’ özlü sözünün gereği olarak Türkiye’nin artık savunmadan vazgeçip saldırı yoluyla meseleyi kökünden halletmesi için ilk atağı gerçekleştiriyor.

Eser, 4 bölümden oluşuyor. 1. Bölümde Ermenilerin etnik ve dinî kökenlerine inilerek kim olduklarının tespiti yapılıyor. Türk-Ermeni ilişkilerinin ele alındığı 2. Bölümde; Ermenilerin isyanları ve terör hareketleri, bu hareketlerde dış güçlerin etkisi, 3. Bölümde; Ermeni tehcirinin sebepleri ve sonuçları, Ermeni-Kürt ilişkileri, diplomatlarımızın Ermeniler tarafından kahpece öldürülmeleri, asılsız Ermeni iddiaları, yalanları ve iftiraları, 4. Bölümde ise Ermenilerin yaptığı sahtekârlıklar anlatılıyor.

Kitabın son 12 sayfasında; ‘Kürt Nemrud Mustafa Paşa’nın Divan-ı Harbi Örfisi’, ‘Son Sözler’ ve ‘Rus Belgeleri Hakkında Birkaç Söz’ başlıklı notlar yer alıyor.

Atatürk’ün ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ vecizesi ile biten 5 sayfalık ‘Son Sözler’ bölümü, ibretlik gerçeklerin veciz ifâdesi, kelimelerle hazırlanmış bir muhteşem tablodur. Bu tablo, Bilge Kağan haşmetiyle ifâde edilen cesur sözlerle, yazıda belirtilen sorumlulara sunulmuştur.

BİLGEOĞUZ YAYINLARI:
Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-527 33 65
Belgegeçer: 0.212-527 33 64  e-posta:  HYPERLINK "mailto:[email protected]" [email protected]   HYPERLINK "http://www.bilgeoguz.com.tr" www.bilgeoguz.com.tr  


HÜSEYİN ADIGÜZEL


15 Nisan. 1948 tarihinde Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde doğdu. İlkokulu ve Ortaokulu doğduğu şehirde okudu.  Balıkesir Öğretmen Okulu ve Balıkesir Necati Bey Eğitim Enstitüsü'nün Türkçe bölümünden mezun oldu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamladı.

1990 yılında Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Azerbaycan'a gönderildi. Azerbaycan yönetici kadrosu için açılan Türkiye Türkçesi kurslarına öğretmen ve yönetici olarak katıldı. 1991 yılında Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Tarafından Bakü'de açılan Atatürk Lisesi’nin kurucu müdürlüğünü yaptı. 1992 yılında Türkiye Türkçesi ile eğitim yapan Türk Dünyası İşletme Fakültesi’nin Türk Dili hocalığını ve yöneticiliğini üstlendi. Türk Dünyası’nı on yıl boyunca adım adım gezdi.

1994 yılında emekli olan Hüseyin Adıgüzel, Evli ve iki çocuk babasıdır.

Orkun, Türk Diplomatik, Türk Yurdu, Ötüken, Türk Dünyası Dergisi, İleri Dergisi ve Türk Solu Gazetesi’nde makaleleri yayımlandı.

Kitap olarak yayınlanmış eserleri:
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından basılanlar: ‘Türk Dünyası Okulları için Alfabe’, ‘Kısa Dilbilgisi’, ‘Deyim Hazinemiz’

Araştırma kitapları: Manzara-i Umumiye, Türk Dünyasında Demokrasi Hareketleri. Azerbaycan Halk Cephesi ve Özbekistan Birlik Halk Hareketi, Azadlığın Köşe Taşları, Türkler Kimlerdir? Türkler ve Solculuk, Türk Milliyetçiliği Nedir? Ne Değildir? ‘Sovyetler Birliğinde Millî Komünizm’ serisi içerisinde ‘Atatürk Nerimanov ve Kurtuluş Savaşımız’, ‘Nerimanov; Hayatı, Mektupları, Makaleleri’, ‘Turar Rıskulov’ ve ‘Vahidov’
Romanlar: Tün Gün Sabah, Elveda Girit, Kalbim Rumeli'de Kaldı, Attila, Tonyukuk. Biyografi: Sabir Rüstemhanlı Edebî ve Siyasî Portresi.
Tercüme ettiği kitaplar: Sabir Rüstemhanlı’dan;  Hatayî Yurdu, Göktanrı, Seçme Şiirler.
Yayınlanmış diğer eserleri: Yunus Oğuz, Nadir Şah, Tahmasib Şah, Emir Timur, Attila, Gumilev ve Eski Türkler, Türk Târihine Yeni Bir Bakış,   Türklerin Gizli Tarihi, Şah Hanımı ve Büyücü.
Yayına hazırladığı eserler: Firudin Ağasıoğlu’dan: Taş Babalar, Etrüsk - Türk Bağı Gıyaseddin Geybullayev’den: Kadim Türkler ve Ermenistan


DERKENAR:


ERMENİLERİN KARANLIK TARİHİ


Ermenilerin târihi karanlıktır. Ermeni târihçiler dahi kendi aralarında fikir birliği içinde değillerdir. Bu da, anayurtlarının neresi olduğu ve kökenleri konusunu tartışmalı kılmaktadır.  

1- Ermenileri Nuh Peygambere dayandıran görüş: Buna göre, Ermeniler Nuh Peygamberin torununu olan Hayk’tan gelmektedirler. Bu var sayımdan hareketle, Nuh’un gemisi Ağrı Dağı’na oturduğundan Ermenilerin ana yurdu Doğu Anadolu’dur. Ermeniler kendilerini ‘Hayk’ diye isimlendirirler ve ülkelerine de ‘Hayastan’ derler. Ancak, efsânelere dayanan ve ilmî olmaktan çok uzak bulunan bu görüş üzerinde durmanın tabiatıyla gereği de yoktur.

2- Ermenileri Urartulara dayandıran görüş: Doğu Anadolu kavimlerinden biri olan Urartuların M.Ö. 3.000 yılına kadar uzandıkları, M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllardan önce İskitlerin, sonra Medlerin saldırısına uğrayarak ortadan kaldırıldıkları, yaşadıkları bölgenin Lydialılarla Medler arasında mücâdeleye sahne olduğu ve sonunda Medlerin nüfuzuna girdiği bilinmektedir.

Dilleri incelendiğinde,Urartularla Ermeniler arasında bir yakınlık bulunduğunu ileri sürmeye imkân yoktur. Bunu doğrulayacak, elle tutulur hiçbir bulgu da mevcut değildir.

3- Ermenileri Urartu bölgesini işgâl eden Trak – Frig soyuna dayandıran görüş: Ermeni târihçileri arasında en çok benimsenen bu teoriye göre, Ermeniler Balkan kökenli ve Trak – Frig soyundandır. İllyrialıların baskısıyla M.Ö. 6. Yüzyılda Doğu Anadolu’ya göç ederek yerleşmişlerdir. Ermeni adına ilk olarak M.Ö. 521 yılında Med (Pers) İmparatoru Dara’nın (Darius) Bissutun (Behistun) yazıtında rastlanılması ve Dara’nın ‘Ermenileri yendim ’ ifâdesinin, bunu doğruladığı ileri sürülmektedir. Bu görüş ise, Nuh ve Urartu teorilerini temelden çürütmektedir.

4- Ermenileri Güney Kafkas ırkı olarak kabul eden görüş: Buna göre Ermenilerin anayurdu Güney Kafkasya’dır. Kafkas boylarına yakınlıkları ve kültür akrabalıkları bu teoriye gerekçe olarak gösterilmektedir. Bir başka gerekçe de, Dara’nın ‘Ermenileri yendim’ ifâdesinin, yer olarak Kafkasya’yı işâret etmiş olduğu şeklinde yorumlandığıdır. Ne var ki, Ermenilerin diğer Kafkas ırklar ile bir ilgileri de yoktur.

Görüldüğü gibi, Ermenilerin menşei ve anayurdu bugüne kadar tartışma konusu olmuştur. Böylesine birbiriyle çelişen görüşler karşısında, Ermenilerin iddia ettikleri gibi Doğu Anadolu’da 3–4.000 yıldır mevcut olduklarını kabullenmek ilmî olarak mümkün değildir.

Ermenilerin bu asılsız iddialının arkasında, Doğu Anadolu’daki Ermeni varlığını mümkün olduğu kadar eskilere indirmek, Doğu Anadolu’ya bir anayurt olarak sâhip çıkmak ve bunu eski bir kültür varlığı olarak sunmak düşüncesi yatmaktadır. Böylece, Türklerin, Ermenilerin binlerce yıllık topraklarını işgal ettikleri ileri sürülmek istenmektedir.

Târih itibâriyle Ermeniler Doğu Anadolu’nun otokton halkı olmayıp, dışarıdan buralara gelip yerleştikleri ve bu bölgedeki mevcudiyetlerinin ancak M.Ö. 521 yılına kadar gidebildiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık, Anadolu’nun en az 15.000 yıldır meskûn olduğu ilmî olarak bilinmektedir. Bu zaman dilimi içersinde Anadolu, yerleşik ve göçebe çok çeşitli kavimlere ve medeniyetlere yurt olmuştur. Bölgeye zaman dilimi itibâriyle nisbeten yeni gelmiş Ermenilerin, Doğu Anadolu’ya tek başlarına yurt olarak sâhip çıkmaları hiçbir şekilde söz konusu olamaz.

Güvenilir tarih kaynaklarından elde edilen kesin bilgilere göre; Türkler Anadolu’yu fethettiklerinde burada bağımsız bir Ermeni devleti bulunmamaktadır. Türklerin Anadolu’yu fethinden önceki dönemde, Ermeniler; Bizans, İran ve İslâm devletleri arasında devamlı mücâdele konusu olmuşlar; mezhep ayrılığı ve siyasî sebeplerle hep tehcire tâbi tutulmuşlardır. Buna karşılık, Ermeniler, Türk idâresinde toprak sâhibi olmuş; İslâm hukuku çerçevesinde dillerini ve inançlarını yaşama ve yaşatma imkânı bulabilmişlerdir.

İSMET BİNARK


KUŞBAKIŞI:


TÜRK SOYKIRIMI:


Kemal Ermetin’in yazdığı 13,5 X 19,5 santim ölçülerinde 126 sayfalık kitapta; 1800'lü yılların ikinci yarısından itibaren batılıların planlı tahrikleriyle isyan eden Ermeni komitacıların Türklere karşı uyguladıkları soykırım teşebbüslerinin tarihî delilleriyle kısa bir dökümü yapılıyor. Sahte Ermeni delilleri, batılıların itirafları, idarî mekanizmadaki yetersizlikler, haklı olduğunu bilmenin getirdiği rehavet ve ihmalkârlık, batılı devletlerin,  Sevr'i uygulamaya koyamamış olmanın intikamını alma arzuları anlatılıyor. Değişik ülkelerin arşivlerinde yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıkan belgeler ışığında, 2001 yılında, Töre Yayın Grubu tarafından yayınlanmış bir kitap.

(Töre Yayın Grubu, sâhibi Kemal Ermetin’in 26 Haziran 2012 tarihinde 56 yaşında vefat etmesi ile kapanmıştır. Kitap, ancak ikinci el satış yapan sahaflarda bulunabilir.)


ERMENİ ARAŞTIRMALARI:


ASAM-AVRASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ bünyesindeki ERMENİ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ, 2001 yılında kuruldu. Üç ayda bir yayınlanan Politika ve Milletlerarası İlişkiler Dergisi ERMENİ ARAŞTIRMALARI, aynı yılın Mart ayında, 16 X 24 santim ölçülerinde 125 sayfa hacimli olarak birinci sayısı yayınlandı. Derginin yayını 2008 yılında 30. sayı ile sona erdi. Enstitü Başkanı Emekli Büyükelçi Ömer E. Lütem’in editörlüğünde yayınlanan dergide; Yalnızca Ermenilerle ilgili makaleler yer almaktadır. Ermeni Araştırmaları konusunda Türkiye’de yayınlanan en güvenilir, en doyurucu bilgileri ihtiva eden süreli yayın olan derginin kapanışı ciddî bir kayıp olmuştur.

ASAM-AVRASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ / AVRASYA BİR VAKFI
Fatih Mahallesi, Kızılay Sokağı Nu: 19/A Dalyan Apartmanı Küçükçekmece, İstanbul Telefon: 0.212-580 08 53
Belge Geçer: 0.212-541 99 44 e-posta:  HYPERLINK "mailto:[email protected]" [email protected]   HYPERLINK "http://www.asam.org.tr" www.asam.org.tr  

ERMENİ EVLATLIKLAR:


1915 yılı Nisan ayında uygulamaya konulan ve bir yıl devam eden mecburî göç sırasında binlerce Ermeni çocuğun Müslüman aileler tarafından himâye altına alındığı bilinmektedir. Bu çocuklar ve onların çocukları artık hayatta değiller. Fakat torunlar aramızda... Bir kısmı Müslüman olmuş, ecdadı gibi, ‘millet-i sâdıka / sâdık millet’ sıfatına layık bir hayat yaşıyor. Bir kısmı ise Kürt ve/veya Alevi kimliği ile bölücü terör örgütü saflarında öleceği günü bekliyor.  Erhan Başyurt, 13,5 X 21 santim ölçülerinde 128 sayfalık eserinde bu hayatları mercek altına alıyor.

KARAKUTU YAYINLARI:
Cağaloğlu Yokuşu Nu: 6-8 Karvar Han Kat: 4 Eminönü, İstanbul. Telefon: 0.212-519 83 74 Belgegeçer: 0.212-519 83 77 e-posta:  HYPERLINK "mailto:[email protected]" [email protected]   HYPERLINK "http://www.karakutuyayinlari.com" www.karakutuyayinlari.com  

KISA KISA…


1-DIŞ BASINDA ERMENİ MESELESİ: Yusuf Seki / Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Yayınları
2-TÜRK ERMENİ İLİŞKİLERİ: İdris Bal / Nobel Yayınları
3-VAN’DA ERMENİ MEZALİMİ: Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Çelik / Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yayınları
4-ERMENİ TEHCİRİ VE SOSYAL GERÇEKLER: Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu / Türk Tarih Kurumu Yayınları
5-ERMENİ SOYKIRIM KOMEDYASI: Sefa Koyuncu / Bab-î Âli Kültür Yayıncılığı